Çoban Memet’in Hayali
Van’ın Çaldıran ilçesindeyiz. Hava, Ünol Büyükgönenç’in “Dışarda Kar Yağıyor” şarkısına nazire yaparcasına çelik bir ustura gibi soğuk. Ellerimizi ceplerimizden çıkardığında adeta üşümekten yanıyorlar. Soğuktan yanmanın ne demek olduğunu yaşayarak öğreniyorum.
Kaz Gölü Çayı’nın kıyılarındayız… Bölgedeki besiciler, mandalarını buraya getiriyorlar. -40 dereceye varan soğuklarda toprak donduğu için hayvanlar ot bulamıyorlar. Ama Kaz Gölü Çayı’nın zeminindeki otlar tazeliklerini koruyor.
Mandalar birer ikişer çay sularına dalmış, taze otları iştahla yerken, gözüm küçük bir çobana takılıyor. Üzerinde bir kazak var yalnızca… Biz, kaz tüylü montlarımız içinde tir tir titrerken o ıslık çala çala dolaşıyor karlar üzerinde.
– “Adın ne senin?”
– “Memet…”
– “Okula gidiyor musun Memet?”
– “Hee, gidirem…”
– “Peki büyüyünce ne olacaksın?”
– “Ya polis, ya asker… Bakacağız artık!”
Kocaman adammış gibi konuşuyor ama sonra gözleri bulutlanıyor, çayın ötesindeki başı karlı dağlara dalıyor. Bahtın açık olsun be Memet!