Çocuklarımızın geleceğini es geçmeyelim!
Bugünlerde geçmiş 6 aydan daha fazla artış görülen covid-19 yayılımı yaşamı, halkı ve elbette tüm sektörleri etkilemeye devam ediyor. Günlük hastalığa bulaşan kişi sayısı 2000’leri aştığı gibi, ağır hasta sayılarındaki artış da ürkütücü doğrusu. Her gün 100’e yakın vefat haberi almaya başladık. İşin daha da kötüsü buna alışmaya başladık.
Tüm canlıların içgüdüsel önceliği hayatta kalmaktır. Beynin son çare olarak şalterleri indirip vücudu komaya sokarak dinlendirmesi de bu amaçlıdır. Hayatta kalmak en önemli hedefimiz olduğundan Covid-19 ‘dan korunmak için herkes kendini bilim adamlarının önerileriyle korumaya çalışmaktadır, korumalıdır da.
İlk akla gelen çözümün yasaklar ve engellemeler olduğu düşünülse de, böyle dönemlerde uygulanabilecek yasaklar sadece sosyal yaşamı felce sokmakla kalmaz, tüketimi dibe indirir, bu da üretimi. Üretim deyince hemen aklımıza makyaj malzemeleri, tekstil, mobilya gibi önceliği düşük malzemeler gelmesin. Bunun sağlık tarafı da var, hijyen malzemeleri, yiyecek ve içecek gibi sektörleri de var. Bu nedenle yasakları uzun süreli getirmek mümkün değil. Uzun sürerse sosyal ve psikolojik sorunlar çıkar ama asıl önemlisi ekonomi dibe vurur, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetler verilemez hale gelir. Hastalık yayılması daha da artar, salgın ile mücadele imkansız olur. Bazen ben devletlerin böyle durumlarda düştüğü durumu anlamaya çalışıyorum, gerçekten çok zor bir karar süreci. Düşünün ki bir devletin başındaki sorunlar yetmezmiş gibi bir de salgın ile ilgili sorunlar büyüyor.
Peki ne yapılır? Hastalığın yayılmasını engelleyecek önlemler daha fazla anlatılır, takip edilir, hatta cezalandırılır. Ekonomik tedbirler alınır, işleri azalan firmalara destekler sağlanır, vergi ve SGK gibi giderlere kolaylık sağlanır, borçlar yapılandırılır, salgından kötü derecede etkilenecek sektörlere yardım edilir. Bazı sektör kalemlerindeki vergilerde azaltılmalara gidilir, gümrük vergileri sıfırlanır. Devletimiz de bütün bu adımları uygulamaya çalışıyor. Devlet başımızdan eksik olmasın.
Konumuz destek verilen sektör ve ürün seçimlerindeki algoritma. Bu algoritma nasıl planlanmış ki, saydığım ve çokluğu nedeniyle burada sayamadığım tüm sektörleri ayakta tutan, olmazsa olmazı, çağımıza ismini veren “Bilişim Sektörü” nü kapsamıyor?
KDV oranlarına sektör olarak yıllardır itiraz ediyoruz, yüzde 18 olarak devam ediyor. Bu dönemde KDV oranlarına bir destek beklenildi gelmedi. Diğer yandan haklı olarak Cumhurbaşkanlığının kararı ile kızıl buğday, beyaz arpa, mısır gibi bazı tahıl ürünlerindeki gümrük vergileri 31 Aralık tarihine kadar sıfırlandı. Yine Cumhurbaşkanlığı kararı ile etil alkol ithalatındaki vergi 0 oldu. Venezuala’dan ithalatta vergi sıfırlandı. Bu desteklerden faydalanan birkaç örnek daha verelim; sarımsak, lokum, pastil, draje gibi şekerlemeler. Daha önce de bu kolaylık ve indirimler “mekanoterapi cihazları; masaj cihazları; psikotekni cihazları; ozonoterapi, oksijenoterapi, aeroterapi, suni teneffüs veya diğer terapik teneffüs cihazlarına da verilmişti.
Bilgisayar ve yan ürünlerinin adı geçmedi maalesef. Cumhurbaşkanlığımızın 18 Mart’ta açıkladığı İstikrar Kalkanı Paketi’nde de yer alamadı maalesef sektörümüz. Oysa enerjiyi saymazsak, bütün sektörleri ayakta tutanı, ortak noktası bulunan tek sektör belki de bilişim.
- Dijitalleşmenin Türkiye ekonomiye katkısının milyarlarca dolar olacağı belirtiliyor.
- Yapay zeka uygulamalarının yaşantımızın her anına karışması an meselesi.
- Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofis Bilgi Güvenliği ve İletişim Rehberi’ni yayınladı, yapay zeka strateji dokümanı sırada.
- Yazılım şirketlerimiz milyarlarca dolar yatırım alabiliyor.
- Türkiye 2023’de “Bilişim Ülkesi” olmayı hedefliyor.
- Daha huzurlu ve sağlıklı yaşayabileceğimiz akıllı şehirler gündemde.
- Spor, sağlık, üretim, otomotiv, özellikle tarım tamamen bilişimle gelişiyor.
- Haberleşme, sınır güvenliği, savunma sanayi saymakla bitmeyen her sektör bilişime bağlı.
- Türkiye’nin geleceği gençlere, onlarınki de eğitime bağlı. Çocuklarımızın bilgisayara ulaşımı artık bir gereksinim ötesinde, şart yani olmazsa olmaz oldu.
Bu durumda bilişim sektörüne destek için neyi bekliyor büyüklerimiz?
Yazdım…