Çok haklı bir köşe yazısı
Yeni Şafak’ta 23-24 Aralık 2015’te Kemal Öztürk’ün köşe yazısından özet:
Osmanlı'nın, İslam dünyasının sanayi devrimini kaçırması gibi, biz de bir devrim kaçıyoruz.
Kaçırdığımız şeyin adı: Dijital Devrim’dir.
Gelecek yüzyıllarda, tıpkı bizim sanayi devrimini kaçıran Osmanlı ulemasını, aydınını, askerini, siyasetçisini, toplumunu eleştirdiğimiz gibi bizi suçlayacaklar: “Dijital Devrim olurken, o zamanda yaşayanlar bunu anlayamamış, önemsememiş sonra da geç kalmışlar. Bugün o yüzden böyleyiz.”
Bu devrimi de kaçırırsak bir daha asla Batı’yı yakalayamayız. Bu yüzden korkmalıyız.
Hükümetin teknolojiye ve insan kaynaklarına verdiği öneme, orta öğretim ve üniversiteleri adapte etmesi gerekir. İletişim, işletme, kamu yönetimi gibi artık anlamını kaybetmiş bölümlerin tamamını kapatıp yerine, bilgisayar, bilişim, sosyal medya, siber güvenlik gibi bölümler açılmalı.
Keşke Cumhurbaşkanımız, bizim Silikon Vadimizin kurulmasıyla, üçüncü köprüyle ilgilendiği gibi ilgilense.
Keşke Başbakanımız, üniversitelerimizde radikal bir değişim başlatarak geleceğin nesillerini yetiştirecek kararlar alsa. Keşke bunu her hafta denetlese.
Keşke Sanayi Bakanımız ABD’de, Japonya’da teknoloji devlerinde çalışan gençlerden kendine danışman ekipler kursa.
Keşke Murat Ülker dünyanın en büyük bisküvi fabrikasını değil de, dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden birini satın alsa.
Keşke Sabancı ailesi, lastik fabrikasına yaptığı yatırım kadar, çip üretecek fabrikalara da yatırım yapsa.
Keşke Mustafa Koç, Fiat’ın yeni modelini üretecek fabrika değil de, dünyada rekabet edecek cep telefonu fabrikası kursa.
Keşke Nazif Zorlu, inşaat işlerine değil de, eskisi gibi teknolojinin Ar-Ge’sine yatırım yapsa.
Keşke Ferit Şahenk restoranlar değil de, dijital medya, sosyal medya alanında şirketler açsa.
Keşke, İbrahim Çeçen sadece teknoloji üniversitesi kursa.
Keşke bu alanda ABD’li, Avrupalı akranlarıyla yarışmak için can atan gençlerin elinden birileri tutsa.