ComForte Başkan Yardımcısı Amru Kotb: “ODAK NOKTAMIZ HASSAS VERİYİ BULMAK VE ONU KORUMAK”
“Dört kişilik bir ekip olarak Türkiye odaklı çalışıyoruz ve Türkiye’ye yılda en az 4 kez geliyoruz. Çünkü bu pazara inanıyoruz. Bir Alman firmasıyız ve 30 yıldır pazardayız. Veri ve pazar çok hızlı bir gelişim sergiliyor. Veri ve siber güvenlikten farklı bir konu söz konusu. Esas konu veri kullanımı ve bizim burada olma sebebimiz de veriyi korumak değil, veriyi güvenli biçimde nasıl kullanabileceğinizi göstermek. Bunu kendimizi veya yakınımızdaki insanları korumak, müşterilerimiz, iş ortaklarımızla bağlarımız, hassas veri ve regülasyonlara da uyum için yapıyoruz. Siber güvenliği bir risk değil, bir fırsat noktası olarak görüyorum. İnovasyon ve daha fazla verinin kullanılabilmesi önemli ve bugünün teknolojisinin bence en iyi tarafı farklı sistemler arasındaki verinin entegre edilebilmesi. On-prem ve bulut sistemlerden bahsediyoruz. Türkiye’de verinin dışarı gitmesi konusunda sınırlamalar olduğunu biliyorum. Ama büyük bulut servis sağlayıcıları da veri merkezlerini burada kuracaklar. Bunu Suudi Arabistan’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde de yaptılar ve veri merkezleri kurdular. Türkiye bir istisna değil, birçok ülkede aynı regülasyonlar, yani sınır dışı ile veri paylaşım riski geçerli. Öte yandan, veri merkezi Türkiye’de olsa bile veri odaklı riskler söz konusu. İnsan hatası riski, dışardan erişim riski gibi durumlar var. Bu yüzden veriyi güvende tutarken, onu on-prem ve hibrit ortamda güvenli paylaşabilmek esas. Biz de bu noktada çözümlerimizle öne çıkıyor, çözümümüzle entegrasyonun karmaşasını sadeleştirmeye odaklanıyoruz. Hassas veriyi bulmak ise önceliğimiz. Çünkü nerede olduğunu bilmezsem onu koruyamam. Esas odağımız hassas veriyi nerede ve nasıl bulacağımız oluyor. Bu hassas verinin nerede olduğunu biliyoruz demek anlamlı değil. Yapay zeka, sürekli büyüyen uygulamalar gibi unsurlar veri üstünde normal görünürlüğe sahip olmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle bizim sınıflandırma çözümümüz gibi sofistike araçlar gerekiyor. Bu yapıyla güncel veriye odaklanıyoruz ve öncelikle bu verinin nasıl oluştuğuna, nasıl depolandığına bakıyoruz. İkinci adımımızda ise hassas verinin nerede olduğunu saptadıktan sonra onu korumaya başlayabilirim. Veriyi nasıl korumak gerektiği konusunda sistem entegrasyonu burada birincil konu. Verinin farklı sistemler arasında özgür hareket edebilmesi burada öncelikli hedef. Farklı şirketlerden gelen veri koruma araçlarını istemiyoruz, verinin bizzat kendisini korumak, verinin farklı sistemler arasında özgürce hareket edebilmesini sağlamak istiyoruz. Böylece bugün on-prem’deyken yarın buluta çıksanız bile veriniz her iki yapıda da güvende. Farklı sistemler arasında entegrasyon ve veri taşıma konusunda tekerleği yeniden keşfetmenize gerek yok. Veri odaklı güvenlik yapımızla işte bunu hedefliyoruz. Veriyi keşif ve sınıflandırma, bu esnada veri merkezli veri koruma metodolojisi verinin hareket etmesine, farklı sistemler arasında paylaşılıp kullanılabilmesine imkan veriyor. Bu ilk görüşmemizin ardından ikinci buluşmamızda birebir görüşmeler yapmayı ve iş ortağımız Ateon ile sizlere daha detaylı nasıl destekler sunabileceğimizi ortaya koymayı istiyoruz.”