Coşkunöz Holding Sistem ve Servis Yönetim Müdürü Vedat Davarcıoğlu: “HERKESİN DEĞİŞİME AYAK UYDURMASI GEREK”
“Dijitalleşme ile dijital dönüşüm sıkça birbiri ile karıştırılıyor. Bu ayrımı iyi yapabilmek gerekir. Hiç şüphesiz olgunlaşma adına dijitalleşme çalışmaları da çok değerli, ama dijital dönüşümün şirket / kurum hangi işten para kazanıyorsa, ona direkt etki eden yeni bir pazar yaratma, yeni bir iş modeli geliştirme, var olan ürünün üzerine farklı bir şey koyma gibi etkisinin olmasını bekliyoruz.
Coşkunöz Holding otomotiv, savunma, havacılık, yenilenebilir enerji, taşımacılık, son olarak da bilgi teknolojileri gibi alanlarda faaliyetlerini sürdürüyor. Grup içi BT tedarikçisi olarak birçok projede çözüm sağlayıcı veya destekleyici rolde görev aldık. Coşkunöz Grubu SAP projesi yapan yerli sermayeli ilk sanayi kuruluşudur. Şu anda gündemimizi dolduran en büyük projelerden biri, grup şirketlerimizi SAP R3 ERP sisteminden S/4 HANA’ya taşınması projesidir. Biz bunu fırsat olarak alıp ortaya koyduk. Süreçleri olduğu gibi taşımayalım, yalınlaştırıp geçirelim dedik ve bunun için her bir şirketin tüm süreçleri için ayrı ayrı workshop’lar yapıldı ve hedeflenen akış adımları azaltılarak verimlilik artış hedefleri konuldu. Bu geçişle ilgili kavramsal çalışmaları, SAP HANA geçiş senaryoları ile eşleştirildiğinde , daha sağlıklı bir proje planı oluştu elimizde. Bu projede adım adım ilerliyoruz.
Dijital dönüşümde aslında en değerli projeler bence şirket nereden para kazanıyorsa oraya odaklı olmalı. Yani sanayi kuruluşları için üretim alanlarında. Dijital dönüşümün başarısı için birden fazla parametre var. Birincisi şirketin altyapısını oluşturan sistemlerin yenilenen teknolojiye adaptasyonu. İkincisi ve daha önemlisi, şirket çalışanlarının mindset olarak dijital araçların dönüşüm için kullanımı ve yeni projelerin ortaya konulması için değişimi. Bir endüstriyel kuruluş için beyaz yaka hem mavi yaka personelin tamamı üzerinde. Bu değişimin yönetimi için insan kaynakları departmanları kesinlikle rol almalı. Bir başka parametre ise, dönüşümün getireceği risklerin yönetimi, şöyle ki üretim ortamlarını bu kadar dijitalleştirince, siber güvenlik tehditlerine de açmış oluyorsunuz.
Teknoloji sürekli değişiyor, biz kendi tesislerimizde dijital dönüşümün gerektirdiği teknolojik altyapıyı gözönüne aldığımızda, özellikle üretim alanlarında ciddi riskler ve eksiklikler saptadık. Bunların giderilmesi için altyapıdan başlayıp, IoT platformu, büyük veri mimarisi, yönettiğimiz bulut platformu gibi yapıları bir AR-GE çalışması ile ayağa kaldırdık. Bu yeni altyapı üzerinde çalışacak irili ufaklı projeler ve bunların ERP sistemleri ve diğer bilgi sistemleri ile entegrasyonları yapıldı. Eskiden klasik olarak daha çok rapor geliştirmesi talep edilen bir IT departmanı iken, kullanıcıların geliştirilmesi ile , bu ihtiyacı dönüştürüp online analitik araçlarla kullanıcı tarafına yöneltmeyi hedefledik. Çünkü rapor demek geçmişin fotoğrafı. Ama çağımızda, bazen karar vermek için bir raporu incelemek çok geç olabilir. Kültürel değişimde şirketi online yönetebilmek çok değerli. Bunun için de her seviyede bir kullanıcı deneyimi ile ilgili de değişim gerekiyor. Biz IT personelimizi daha fazla değer yaratan , daha katma değerli projelere yönlendirelim istiyoruz. Bu da bir değişim, dönüşüm ve bunların hepsini bir arada sürdürmeye çalışıyoruz. Dönüşüm, risk de içeriyor. Bir çok projenin başında ve sonundaki duruma baktığınızda IT yöneticisinin de değişmiş olduğunu görüyoruz, projelerde yaşanan zorlukların önemli bir göstergesi sanırım. Ama değişim hayatın da, iş dünyasının da karşı konulmaz bir gerçeği, herkes ayak uydurmak zorunda. Yoksa ne belirsizlik ve karmaşıklığın arttığı iş dünyasındaki rekabeti, ne de kurum içinde kuşaklar arasındaki farklılıkları yönetebiliriz. Yönetebilmek için değişimin bir parçası olmalıyız. ”