Çözümler, birbiri ile konuşmalı
Günümüzde farklı profillerdeki şirketlerin güvenlik politikaları farklılık gösterebilir. Ama genel olarak baktığımızda, öncelik sıraları değişmekle birlikte, McAfee Türkiye Ülke Müdürü Hakan Uzun’un belirttiği gibi, belirli konular ortak endişeler olarak seçilmiş durumda. Bunları; kritik bilgilerin korunması, servis sürekliliğinin aksamaması ve bağlı olunan regülasyonlar noktasında güvenlik politikalarının inşa edilmesi olarak sıralayabiliriz. Şirketlerin rekabette öne çıkmak adına farklı kanallar ve platformlarla sunmuş oldukları servisler, onları siber saldırılara karşı daha açık bir hedef haline de getiriyor. “Örneğin; daha fazla mobil çalışan ile müşterilerine hizmet vermeleri kaçınılmaz bir hâl almış durumda. Mobil cihazların kullanımının artması ve bu cihazların gerçek zamanlı olarak bilgiye ulaşma zorunluluğu, bulut bilişim altyapılarını kullanma ihtiyacını arttırdı” bilgisini paylaşan Uzun’a göre, şirketler, güvenlik politikalarını oluştururken bunlara da dikkat etmek durumunda.
Hakan Uzun, Türkiye’de şirketlerin gelişen riskler ve kurumsal farkındalık noktasında oldukça iyi bir noktada olduğunu ve küresel bazda gelişmiş ülkeler ile bu konuda paralellik gösterdiğini belirtti ama eklemeden geçmedi: “Güvenlik riskleri her geçen yıl ciddi oranda artmakta ve bunlara karşı alınması gereken tedbirler ve stratejiler de çeşitlenmekte.” Uzun’un verdiği bilgiye göre, şu an dünyada bin 400’ün üzerinde güvenlik çözüm üreticisi var. Bunun yanında şirketler pek çok farklı üreticinin sunduğu çözümlerden faydalanıyor. Bu da ciddi bir operasyon ve güvenlik riski demek. “Bu çözümler silolar halinde çalışıyor ve birbiriyle konuşmuyor” bilgisini paylaşan Hakan Uzun’a göre, bunların entegre çalışabilmesi için şirketler çok ciddi geliştirmeler yapma ve bunları devam ettirme zorluğu ile karşılaşıyor. Bu da maliyetlerin arttığı, operasyonel verimliliğin ciddi anlamda aşağı çekildiği bir tablo demek. “Uçtan uca sağladığımız farklı güvenlik çözümleriyle geniş bir siber güvenlik ürün portföyüne sahibiz” bilgisini veren Hakan Uzun, şu detayları paylaştı:
“Bu çözümlerimiz, geliştirdiğimiz DXL altyapısı ile tamamen entegre olarak çalışabiliyor. Böylece, tek bir ekrandan yönetimin yanında, herhangi bir çözüm tarafından fark edilen riskler anlık olarak diğer çözümlere iletilebiliyor. Bu özelliklerde ve kapsamda çalışan tek platform olma niteliği taşıyor. Üretici ekosisteminin geliştirilmesinin de güvenlik dünyası için ne denli önemli olduğunun farkındayız. Sunduğumuz platform, farklı üreticilerin çözümlerinin entegre çalışabilmesine olanak tanıyor. 2018, ülkemiz açısından zorluklar içeren bir yıl. Şirketlerimizin BT yatırımları bir miktar azalsa da, siber güvenlik yatırımları sürekliliğini koruyor. Orta vadede hedefimiz; yerel organizasyon ve iş ortaklarımıza yatırımlarımızı daha da artırmak. Müşterilerimize vermiş olduğumuz hizmet memnuniyetini de yukarı taşımayı amaçlıyoruz. 2020 sonuna kadar Türkiye özelinde yüzde 100 gibi agresif bir büyüme hedefi belirledik.”