Daha zengin olmak için teknik – 2
Teknik ve zenginlik arasındaki ilişkiyi düşünmeye bu hafta da devam ediyoruz. Konumuz yüksek frekanslı al/sat (High Frequency Trading – HFT). Borsa verilerini anlık işleyen algoritmalar ile milisaniyeler bazında al/sat yapılması, ABD borsalarında 2008-2011 arasıda yapılan tüm işlemlerin üçte ikisini oluşturuyordu. Bugün ise oran yarıya düştü. Nasıl bu kadar artmıştı? Neden düştü?
Borsalar, özünde, aldıkları haberleri değerlendirip, menkul varlıkların uzun vadede kavuşacakları değerleri kollektif tahmin eder. Ancak tüm borsalar tüm haberleri aynı anda işleyemediği için farklar oluşur. HFT algoritmaları bu verimsizliği ortadan kaldırır; kaldırırken de farkı cebine koyar. Yani bilgi alıp, işleme hızı farkını paraya dönüştürür. Bilgi alınan hattın gecikmesi (latency) düştükçe kazanç artar. Sun Trading, Tradeworx gibi HFT şirketleri borsalara daha yakın sunucular yerleştirip gecikmede milisaniyelik düşüşleri milyonlarca dolara dönüştürünce, borsalar da bu veri merkezlerini kendileri işletip, olağanüstü kira bedelleri almaya başladılar. AB borsalarında ise işlem başına ücretlendirme geldi. Böylece hız metalaştı, işlem sayısı azaldı.
Ancak şimdilerde fiberden daha hızlı mikrodalga linkleri, FSO (Free Space Optics) lazer ağları ile HFT yeniden avantaj kazanmaya çalışıyor. Londra-Frankfurt arasındaki Perseus mikrodalga linki bunlardan biri. Fiber hattının 8.35 milisaniyelik tur süresi Perseus’da 4,6 milisaniye! Lazer ağı geliştiren Anova bunu daha da aşağı çekmeye çalışıyor.
En büyük rekabet ise Atlantik aşırı düşük gecikmeli bir link için teknoloji geliştirmede (Ör: Project Express). Bazı kaynaklara göre HFT şirketleri bunun için foton değil nötrino iletimine de para yatırmaya başlamış! Sonunda bir “ansible” yapılırsa şaşmamak gerek (bknz. Ender’in Oyunu).
HFT, “flash crash” diye anılan domino etkisi ile sert hareketlere de sebep olabileceği için Kanada, AB ve ABD’de sıkı denetim altına girerken, örneğin Brezilya, Çin, Meksika borsaları bu algoritmalara kucak açmaya başladı. Kimbilir, 2014’den itibaren sermaye ABD’ye geri çekilmeye başladığında bu gambit, gelişmekte olan ülke borsaları için bir mecburiyet bile olabilir ve BIST de HFT’ye açılabilir.