“Deep Packet Inspection” ve “Ulusal Network İzleme Merkezi”
BTK, “güvenli internet” adını verdiği sansürlü internet kararını yayınlayıp, herkese devlet eliyle merkezi internet filtresi dayatmaya soyunduğunda, karardaki başka birçok noktanın yanı sıra, filtreli internet istemeyenlerin “standart paket” adı altında bir profilden geçerek internete erişmelerinin zorunlu kılınması ciddi biçimde eleştirilmişti. Bunun nedeni, tüm internet kullanıcılarının merkezi olarak oluşturulacak ve devlet tarafından denetlenecek tek bir arayüzden geçerek internete erişmelerinin amaçlanmasıydı. Bu sistem, işi bilenlerin aklında bir network istihbarat teknolojisi olan “Deep Packet Inspection” (DPI) kullanılacağı ve bu yolla merkezi bir ağ gözetim, denetim ve fişlemesinin yapılabileceği; hatta istendiğinde tüm erişimin kesilebileceği kuşkularını doğurdu.
Hatırlanacak olursa, Mısır’ın devrik başkanı Mübarek kaçmadan önce, 28 Ocak 2011’de ülkenin internet erişimini kesmiş ve böylece protestocuların örgütlendiği mecraları etkisiz kılmayı denemişti. Üç günlük kesinti sırasında Mısır ekonomisinde ciddi bir delik oluştu, ama muhalefet düşük teknoloji kullanarak internete erişmeyi sürdürdü. Sonra, bu kesinti için kullanılan teknolojinin DPI olduğu ve bir ABD-İsrail şirketi olan “Narus Insight” tarafından Mısır Telekom şirketine sağlandığı ortaya çıktı. Bir çok sivil toplum kuruluşu ve Avrupa Parlamentosu DPI kullanımıyla mahremiyet ve iletişim haklarının ihlali konusunu soruşturmaya başladı.
Filtre kararıyla DPI kullanımına hukuksuz bir meşruiyet kazandırmaya çalışmakla suçlanıyordu ki, BTK, ulusal ve uluslararası tepkiler karşısında geri adım attı ve yeni kararında “standart paket” ve “yurtiçi paket”i kaldırdığını duyurdu. Ama akabinde TTNET Genel Müdürü’nün yaptığı açıklamalarda sadece “yurtiçi paket”in kaldırıldığını söylemesi ve altyapı çalışmalarına bu doğrultuda devam ettiklerini bildirmesi kafaları karıştırdı. Acaba, sözünü ettiğimiz tek arayüz ve denetim sistemini hukuksuz bir biçimde de olsa yürürlüğe sokmayı mı planlıyorlar?
Bir süreden beri, BTK’nın “C2Tech” adlı bir şirkete “Ulusal Network İzleme Merkezi” (UNİM) adlı bir proje yaptırmakta olduğunu duyuyoruz ve şirketin DPI konusunda uzmanlaşmış olduğunu biliyoruz (http://www.ctech.com.tr/technologies/deep-packet-inspection). Projenin “terörle mücadele” konsepti içerisinde meşrulaştırılmaya çalışıldığını da görüyoruz (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1060531&Date=19.08.2011&CategoryID=77).
DPI’ın “yararları” da olan bir teknoloji olduğu söylenerek itiraz edilebilir. Ama “zararları” da apaçık ortada. Anayasal mahremiyet ve iletişim haklarımızın açıkça ihlal edilmesi anlamına gelecek böyle bir sistem konusunda devletin şeffaf, sorumlu ve hesap verebilir bir şekilde hareket etmesini beklemek de hakkımız.