Değişim ve dönüşüm seferberliği başlattık
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Mustafa Özaşık.
Bilişim teknolojilerinin uçtan uca bir mimari olduğunu düşünürsek, özellikle geçtiğimiz son 10 yıl içerisinde kamunun bilgi teknolojilerine bakışının çok değiştiği yadsınamaz bir gerçek. Bu bakış açısıyla mobil yazılımdan bilgisayar üzerindeki yazılımlara, web yazılımlarına kadar birçok yelpazede kod yazıldı ayrıca bu sistemlerin güvenliği, çalışılabilirliği açısından kompleks yapılara dönüştü. Reel sektör nezdinde bu kavramların danışılması, ürünlerin tedariği gibi birçok konuda koordineli hareket etme kültürünün artması, Türkiye’nin önüne koyduğu hedeflere ulaşması hususunda stratejik bir öneme sahiptir.
Kamu – özel sektör dayanışması stratejik bir öneme haiz
Kamunun BT yatırımı eğilimi, geçtiğimiz son 2 yıl içerisinde ve özellikle 2019’un üçüncü çeyreği önemli bir kilometre taşı olmak üzere en üst düzeye ulaştı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi nezdinde düzenlenen toplantılarda, çok ümit veren gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler nezdinde; vatandaşa dokunan, analiz eden, politika üreten bir bakanlık olmak iddiasıyla, giderek yaygınlaşan ve hayatımıza daha fazla giren, IoT teknolojilerinin de kurumumuzda kullanılması açısından gerek altyapısal, gerekse yazılımsal değişim ve dönüşüm seferberliği başlattık. Bakanlığımızın Türkiye’de çalışan her bir kimse için çalışana değer katan, yaptıkları işleri ve performansını artıran insan kaynaklarıyla ilgili, her türlü eğitimi ve gelişimi destekleyici çalışmaları bulunmakta. Biz de Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı olarak, “İnsana verilen değer, her şeye değer” ilkesiyle çalışanlarımızın gerek yazılım kültürlerinin oluşması ve gerek bilgi seviyelerinin küresel dünyadaki en üst düzey standartlara ulaşması açısından elimizden geleni yapıyoruz. Ülkemizde ve dünya nezdinde çok değerli yazılım ve Ar-Ge üreten, insanlara ilham kaynağı olabilecek değerli şirketlerimiz bulunuyor. Özel sektörün, Türkiye’nin dijitalleşmesi sürecinde çok önemli bir dinamo olduğuna ve olmaya devam edeceğine inanıyorum.
İş birliği açısından; ‘know-how’ kültürü, tedarik, lojistik ve gelişen teknolojiyle oluşabilecek yeni alanlarda kamu – özel sektör dayanışmasının stratejik bir öneme haiz olduğu gerçektir.