Demokratik zor karşısında “mehter adımları”
Aylardır, yani 22 Şubat’ta BTK’nın “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar”ını yayınlamasından beri, “devlet eliyle merkezi filtre sansürü” olarak adlandırdığımız bu kararı ve olası sonuçlarını tartışıyoruz. Kararın yürürlüğe gireceği 22 Ağustos’a günler kala, BTK bu kararı değiştiren bir taslak daha yayınladı ve görüşe açtı. BTK karara yönelik tepki ve eleştiriler karşısında taviz vermiyor ve konunun ilgili hiç bir tarafına danışmadan aldığı bu kararı uygulamakta diretiyordu. Şimdi ne değişti de, böyle “geri adım” sayılabilecek bir uygulamaya gidildi?
Yürüyüşler, Danıştay’a iptal başvuruları, ulusal ve uluslararası medya tepkisi, Sivil toplum kuruluşları ve sendikaların basın açıklamaları, uluslararası kuruluşların yoğun eleştirilerinin etkisiyle BTK, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı İnternet Kurulu aracılığıyla sivil toplum temsilcileriyle bir toplantı düzenledi. Toplantıdan oy birliğiyle kararın iptali önerisi çıktı. Ama İnternet Kurulu sivil toplum önerilerini yansıtmayan bir “ara çözüm” raporu yayınladı (http://yenimedya.wordpress.com/2011/07/25/btk-22-subat-2011-tarihli-kurul-karari-hakkinda-internet-kurulu-onerileri-degerlendirmesi/). Nitekim, BTK’nın değişiklik kararı dezenformasyonla filtre uygulamasını meşrulaştırmaya çalışan bu raporun uygulanmasından ibaret.
Değişiklik kararı konusunda çok şey söylenebilir. İnternetin doğasına aykırı “yurtiçi” paketinin ve filtre istemeyenleri de sisteme dahil edecek “standart’ paketin kalkması, sadece “aile” ve “çocuk” profillerinin korunması, ISS’lerin filtre aşımını engellemekle yükümlü tutulmalarından vazgeçilmesi gibi olumlu yanlar var. Ama devletin filtre içeriklerini kendisi oluşturup filtreleri merkezi olarak uygulaması gibi sansür zihniyetini sürdüren olumsuzluklar da var(http://yenimedya.wordpress.com/2011/08/06/btknin-4-agutos-2011-tarihli-yeni-kurul-karari-taslagina-iliskin-aciklamadevlet-eliyle-zorunlu-filtrelemelere-devam/).
Burada önemli olan, sansürcü devlet refleksinin değişmemekle beraber, demokratik tepkiye ve bu tepkinin yarattığı ulusal ve uluslararası imaj kırılmasına daha duyarlı hale geldiği. Bu yüzden demokratik zor karşısında “mehter adımları” atılıyor: İki adım ileri bir adım geri… Bir gün koşabilirler de…