Diasporasızlık
Turkishtime dergisi, yurtdışında çalışan 100 Türk bilimkişisinin adlarını ve çalıştıkları kurumları listeledi.
Böyle bir liste, hiç yoktan iyidir. Kim, nerede çalışıyor? Hangi konuda çalışıyor? Bunu bilmek, bu bilimkişileriyle ilişki kurarak, onların bilgi ve deneyiminden Türkiye’de de yararlanma yollarını aramak açısından yararlı. Eğer oradakiler ve buradakiler ilgilenirse tabii?
Turkishtime, belli ki sadece bulabildiklerini, ve bunların da sadece 100 tanesini listelemiş. Neden 100? Eh, yuvarlak hesap herhalde? Yurtdışındaki Türk bilimkişisi sayısı muhakkak 100’den fazladır.
Zaten, listede sadece adı ve soyadı “Türkçe” olanlar var. Örneğin, yabancılarla evlenen Türk bilimkadınlarına listede rastlanmıyor. Örneğin, her yıl Türkiye’ye gelişi medyaya konu olan çok ünlü bir cerrahımızın adı listede yok. O, bilimkişisi değil her halde? Örneğin, Türkiye ile ilişkisi olmayan/kalmayan bilimkişileri de büyük olasılıkla listede yok.
Ama eksiklerine rağmen bu liste, yine de hiç yoktan iyidir: Sadece Türkiye ile ilişkiyi sürdüren “bazı” 100 Türk bilimkişisine dair bir liste olarak.
Oysa diaspora dediğimiz zaman “yuvarlak hesap” rakamlar değil, gerçek rakamlar önemli. Turkishtime dergisinden böylesine büyük kapsamlı ve derinlemesine bir araştırma zaten beklenmemeli. Bunu, “devlet”in yapması gerekir.
Milli Eğitim Bakanlığı, yurtdışına eğitime giden bütün öğrencileri bilir. Öğrenci, yabancı bir burs almış olsa dahi… Bu nedenle, diasporadaki Türk bilimkişileri listesini MEB açıklamalıdır. Ama bu, kimin aklına gelecek? Ve neden gelsin ki? Çünkü, giden gider. Kalan bizimdir. Konuya böyle bakınca diaspora “yönetimi” diye bir kavram pek yabancı kaçar. Ne zaman ki, yurtdışından bir bilimkişisi Türkiye’ye dönecek olur, bunu, “tersine göç başladı” sanmak çok hoşumuza gider.