Dijital Çağda Kız Çocuklarının Liderliği Temasıyla Gerçekleştirildi
Türkiye’de kız çocuklarının tüm potansiyellerine ulaşmalarının önündeki engellere dikkat çekmeyi amaçlayan 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nın yedincisi, ‘Artık Zamanı Geldi! Dijital Çağda Kız Çocuklarının Liderliği’ temasıyla gerçekleştirildi. Özge Uzun’un sunumuyla gerçekleşen konferansın ana konuşmacısı, UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Afshan Khan oldu. Khan, kız çocukları ve kadınların güçlenmesi, pandemi sırasında dijital platformların kullanımı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve diğer eşitsizliklerin derinleşmesi konularına değindi.
Vuslat Doğan Sabancı: “Kız çocuklarının dijital dünyada liderlik etmesi sürecini desteklemeliyiz.”
Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vuslat Doğan Sabancı, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, genç kızların eğitiminin Vakfın ana misyonu olduğunu, kız çocuklarının güçlendiği ve her konuda liderlik yapabileceği bir dünyayı hedeflediklerini belirtti. Kız çocuklarının hâlâ bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında yeteri kadar temsil edilemediğini, dünya genelinde internet kullanımında yüzde 17’lik bir cinsiyet farkı olduğunu söyleyerek gittikçe daha fazla dijital beceri ve bilgi talep eden işgücü piyasasında bu teknolojik eşitsizliğin ciddi bir sorun oluşturduğunu söyledi. Vuslat Doğan Sabancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Devletlerin, sivil toplumun, bireylerin çabalarıyla genç kızların ve kadınların eşitlik haklarını koruma konusunda son yıllarda ilerlemeler kaydedilmesine karşın dünyanın pek çok yerinde birçok konuda kız çocuklarına yönelik önyargı ve eşitsizlikler devam ediyor. Bu alanlardan en fazla dikkat çekenlerden biri ise içinde bulunduğumuz çağ için hayati olan ‘dijital eşitsizlik’. Düşük ve orta gelirli ülkelerde, erkeklere göre üç yüz milyon daha az kadının mobil internete erişimi var. Bu dijital uçurum, kadınların ve genç kızların eğitim, sağlık ve finansal katılım gibi yaşamı iyileştiren hizmetlere erişimini giderek daha fazla zora sokuyor. Teknolojinin bölücü olmaktan daha çok büyük bir eşitleyici haline gelmesini sağlayacak stratejiler kurmak çok önemli. CRISPR teknolojisi geliştiren Jennifer Doudna ya da ilk ve şimdiye kadarki en iyi COVID-19 aşısını geliştiren Özlem Türeci olmasaydı hepimizin yaşamları daha yoksun olurdu.
MIT Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar kadınların aktif olarak karar süreçlerine katıldıkları kurumların çok daha başarılı olduğunu gösteriyor. Bunun çok sayıda nedeni var ama bir kritik neden, kadınların duygusal zekaları sayesinde gruplardaki sorunları erken tespit etme ve grubun iyi niyet üretebilmesi önündeki engelleri kaldırma becerileri. Duygusal zekanın en önemli bileşeni karşındakini can kulağıyla dinleyebilme becerisidir. Can kulağıyla dinleme becerisi bugün pandemiden iklim krizine, akıl sağlığından cinsiyet eşitsizliğine kadar karşı karşıya kaldığımız birçok sorunun çözümü için olmazsa olmazdır. Ben genç kızların ve kadınların duygusal zekalarıyla can kulağıyla dinleme alanına getirecekleri katkılarının heyecanını en derinden hissediyorum.”
Afshan Khan: “Kız çocukları ve kadınların eşitliğine yatırım yapmak, aynı zamanda daha güçlü toplumlar oluşturmaya katkıda bulunuyor.”
UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Afshan Khan, “Kız çocuklarına ve kadınlara, onların güçlenmesini ve eşit katılımlarını sağlayacak araçlar temin ederek, yalnızca bireylere yatırım yapmıyoruz, aynı zamanda daha güçlü toplumlar oluşturmaya katkıda bulunuyoruz. COVID-19 salgını sırasında bağlantı kurmak, katılım haklarımızdan yararlanmak ve öğrenmek için dijital platformları daha fazla kullanmaya başladık. Ancak küresel salgın bize böylesi zorlu zamanlarda toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri de dahil olmak üzere her türlü eşitsizliğin derinleştiğini gösterdi. Bu eşitsizlikler yoksulluk, kaynak eksikliği ve sosyal normlarla kesiştiğinde, kadınların ve kız çocuklarının dijital alana tam olarak katılmalarını daha da güçleştiriyor.
Hükümetler, uluslararası toplum, özel sektör, uzmanlar, ebeveynler, öğretmenler, topluluk üyeleri ve kız ve erkek çocukları olarak hepimiz harekete geçmeliyiz. Ergenlik çağındaki kız çocuklarının toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi sürecine güvenli ve anlamlı katılımına yönelik desteğimizi hızlandırmalıyız. Genç kadınları ve kız çocuklarını; becerilerini, liderlik kapasitelerini geliştirmeleri ve özellikle daha dijital bir dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin şampiyonları olmaları için desteklemenin zamanı geldi. Her çocuk için toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak üzere birlikte çalışmaya devam etmeliyiz.” dedi.
Kız Çocuklarının ve Kadınların Liderliği alanındaki Öncülerle Özel Sohbet
Afşin Yurdakul’un moderatörlüğünü üstlendiği “Kız Çocuklarının ve Kadınların Liderliği Alanındaki Öncülerle Özel Sohbet”te Aydın Doğan Vakfı Başkanı ve Hepsiburada kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore ve Nasdaq Başkanı ve CEO’su Adena Friedman görüşlerini paylaştılar.
COVID-19 salgınının kız çocuklarının çevrimiçi eğitime, araçlara ve bağlantı kurma olanaklarına erişimini daha da kısıtladığını belirten UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore “Bu durum özellikle toplumdan dışlanmakta olan veya erişilmesi zor topluluklarda yaşayan kız çocukları ile mülteci ve göçmen statüsünde yaşayan kız çocukları için geçerli. İşte bu yüzden eğitim politikaları hem kız hem oğlan çocukları için dijital beceriler konusunu vurgulamalı. Ayrıca dijital ürünler ve hizmetler geliştirilirken kız çocuklarının sesini duymalı ve onların çözüm önerilerini dahil etmeliyiz” dedi.
Kız çocuklarının ve kadınların hayallerini paylaşmanın sadece ekonominin güçlenmesi değil, daha dengeli bir toplum için de önemli olduğunu vurgulayan Nasdaq Başkanı ve CEO’su Adena Friedman rol modellerin kritik olduğuna değinerek şunları söyledi: “Ekonomik kalkınmanın desteklenmesi, inovasyonun bizi geleceğe götürmesi için eşitlik önemli. Babam benim için önemli bir rol modeldi. Bu sayede işini nasıl yönettiğini, finansal piyasaların nasıl olduğunu öğrendim. Ben 9 yaşındayken annem avukat oldu, onun yolculuğunu izlemek benim için ilham verici oldu. Bilimi, matematiği anlamak için bizi teşvik eden öğretmenlerim de rol modellerimdi.”
Aydın Doğan Vakfı Başkanı, Hepsiburada kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, bilimsel ve teknolojik değişimin eşiğinde olduğumuzun altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu değişim o kadar güçlü ki, kadınların gelişimini eşit şekilde sağlamazsak bu bir tehdit haline döner. STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik)’te eşit olarak sağlayabilirsek, toplumsal gelişimde kuantum sıçraması gerçekleşir. Aydın Doğan Vakfı, 25 yıldır bu işe gönül verdi. Burslardan yurt inşasına, mentorluk programından STEM programına uzanan çalışmalar yapıyoruz, bilimin ve fenin erkeklerin tek elinde olmadığını anlatıyoruz. Kültürel yapı önemli, toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargılar ve ön yargılar kızların matematikte, fende gelişmesine engel oluyor. Kızlara, özgüvenlerini geliştirmelerini, kendilerine negatif şeyler söyleyen kişilere odaklanmamalarını tavsiye ediyorum. Anne-babaları, öğretmenleri ya da akrabalarının, kız olduğu için daha az başarılı olacağını hissettirmelerine izin vermesinler. Eğer kızların önündeki kültürel dahil olmak üzere engelleri yıkmazsak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda emeklerimiz boşa gidebilir.”
Hassan Mohtashami: “Dijital dünya, kız çocuklarının çevrimiçi etkileşim ve öğrenme sürecinin önemli bir parçası.”
“Dijital Çağda Kız Çocuklarının Güçlenmesi: Fırsatlar ve Zorluklar” panelinin açılış konuşmasını yapan UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami şunları söyledi: “Hepimiz, dijital dünyanın aktif üyeleri oldukları için kız çocuklarının çevrimiçi etkileşim ve öğrenme sürecinin önemli bir parçası olduğunun farkındayız. Ve kız çocuklarının gelişim çağında, artık çevrimiçi ortamla daha çok iç içe olarak yaşadıkları deneyimlerin psikolojik etkisinin de, yaşamları boyunca onlara eşlik edeceğini biliyoruz.
Bu nedenle ergen kızların dijital dünyada haklarını öğrenmeleri, çevrimiçi ortamda söz ve liderlik sahibi olmaları ve kendi bedenleri üzerinde karar verme hakkını talep edebilmeleri çok kritik. UNFPA olarak dijital çağda da kadınların ve kız çocuklarının cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarını savunmaya devam edeceğiz ve kimseyi geride bırakmayacağız.”
Kız çocukları için fırsatlar ve zorluklar panelde ele alındı
Şirin Payzın’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Dijital Çağda Kız Çocuklarının Güçlenmesi: Fırsatlar ve Zorluklar” panelinde akademisyen ve aktivistler bir araya geldi. Birleşik Krallık’tan konferansa bağlanan London Schools of Economics akademisyeni Sonia Livingstone, 2 milyar gencin internete erişiminin bulunmadığı, erkeklerin internet erişiminin kızlara oranla daha yüksek olduğu bilgisini verdi. Livingstone şöyle devam etti: “Kamusal alanda da evde de dijital olanaklar sağlanacağı zaman erkek çocuklara daha fazla destek veriliyor. Kız çocuklarının yarısından fazlasının çevrimiçi tacize maruz kaldığını görüyoruz. Onların hayatını kısıtlamak yerine onlara yolcuklarını nasıl devam ettireceklerini öğrenmeleri için destek olmamız gerekiyor.”
Akran dayanışmasının önemine değinen Ukraynalı aktivist, Teenergizer Kurucusu Yana Panfilova, pandemi döneminde özellikle genç kızların anksiyete ve depresyondan şikayetçi olduğunu, ruhsal travmalarla ve sosyal mesafeyle başa çıkmakta zorlandığını belirtti. Panfilova sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu coğrafyada konuşabilmek, duyguları paylaşabilmek kolay değil. Ergen kızları, genç kadınları dinlememiz, sağlıklarıyla ilgili karar alacakları zaman onları desteklememiz gerekiyor. Çevrimiçi ve dışı iyi bir psikolojik destek sağlayabilirsek kendilerine yardımımız dokunur.”
Pandemiyle birlikte kız çocuklarına yönelik siber şiddet ve tacizde artış gözlendiğini belirten Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve HeForShe aktivisti, öğrenci Selin Özünaldım, Z kuşağının internetin rolünün farkında olduğunu söyleyerek “Genç kızların teknoloji dünyasında eşitliğe sahip olmasının önemi yadsınamaz. Toplumun bilinçlenmesi için devletin, sivil toplum kuruluşların ve özel şirketlerin bir arada çalışması gerekiyor.” dedi.
Siber şiddet konusunda kız çocuklarının karşı karşıya kaldığı zorluklarla mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapan Kız Başına Platformu Koordinatörü İlayda Işık ise “Her birimiz bir dijital dönüşümün içindeyiz. Her şey dijitale taşındığı gibi, eşitsizlik, nefret söylemi ve şiddet de dijitale taşındı. Bu şiddetin hepsinin farkında değiliz. Filtre balonu içinde yaşıyoruz. Aynı düşünce ve yaklaşım içinde olduğumuz gruplarla bir arada bulunuyoruz. Sosyal medya algoritmaları bunu bu şekilde ayarlıyor.” dedi.
Asya Varbanova: “Gençlerin fikirlerinden, yeteneklerinden ve enerjilerinden faydalanmamız gerekiyor.”
UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova, “Her kız çocuğunun dijital teknolojilere erişime ve daha eşit, sürdürülebilir ve teknoloji odaklı bir geleceği şekillendirmede rol oynamaya hakkı vardır. Günümüzün karmaşık sorunlarıyla mücadele etmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) erişmek için, dijital alanların kazanımlarını kullanarak genç kadınlar ve kız çocukları başta olmak üzere gençlerin fikirlerinden, yeteneklerinden ve enerjilerinden faydalanmamız gerekiyor.”
Toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek için gereken dijital alan ve beceriler konuşuldu
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Geliştirmeye yönelik Dijital Alan ve Beceriler” panelinde ilk sözü alan Doğan Holding ve Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül İldeniz teknolojinin herkesi eşitleyici ve özgürleştirici bir özelliğe sahip olduğuna inandığını belirterek şunları söyledi: “Hem Türkiye’de hem Silikon Vadisi’nde hayatını teknolojiyle değiştiren kadınların öyküleriyle karşılaştım. Teknolojinin hepimizi eşitleyici ve özgürleştirici özelliğe sahip olduğuna inanıyorum.”
Kız ve oğlan çocuklarına eşit davranılması gerektiğini söyleyen Aydın Doğan Vakfı, Proje Ekibi Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Buse Tolunay “Küçük yaşta kız çocukları ev işlerine yardım ederken, oğlan çocukları bilgisayar oyunu oynuyor. Kızların da küçük yaşlarda bilgisayara aşina olması lazım. Ayrıca medyada STEM alanında çalışan kadınların görünürlüğü düşük.” şeklinde konuştu.
Kadınların liderliği konusunda sosyal medyanın önemine değinen Avrupa Genç Feminist Platformu Kurucusu Xenia Kellner, kadın liderliğinin, hiyerarşide üst basamaklara kadınların gelmesi demek olmadığını vurgulayarak ” Kadın liderliği dediğimiz zaman ilk etapta daha fazla kadının hiyerarşik yapılara getirilmesinden bahsetmediğimizi belirtmek lazım. Eşitsizlikleri sadece güç dengesizliği olarak algılamamak lazım. Gençlerin liderlik ettiği mecralar oluşturmak, buraların güvenli alanlar olması önemli.” dedi.
Orta Asya’da kız çocuklarının eğitimine yatırım yapma konusunda durumun kötüleştiğini anlatan Oxus Orta Asya Çalışmaları Derneği, Araştırma ve Geliştirme Asistanı Elvira Kalmurzaeva Kırgızistan’da bir köyde yaşayan 15 yaşındaki kız çocuğu Gülizar’ın medya okur-yazarlığıyla gelen başarı öyküsünü paylaştı. Kalmurzaeva “Kadınların yoksulluğu, kamusal hizmetlere erişimlerini olumsuz etkiliyor. Dijital teknolojilerin, eşitliği tesis edecek platformlar olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Gençler ve çocuklar “Her Alanda Cinsiyet Eşitliğinin Liderliğini Kız Çocukları Yapıyor mottosuyla” bildiri yayımlayarak isteklerini açıkladı
UNICEF, UNFPA, UN Women ve Aydın Doğan Vakfı tarafından her yıl düzenlenen Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı kapsamında, Temmuz ayından bu yana “Her Alanda Cinsiyet Eşitliğinin Liderliğini Kız Çocukları Yapıyor” mottosunu benimseyerek çalışan 114 çocuk ve genç düşüncelerini, eleştirilerini ve önerilerini kaleme aldıkları bir bildiri yayımladı. Bildiride, her yerde olduğu gibi dijital alanlarda da toplumsal cinsiyet eşitliğine ihtiyaç olduğu vurgulanırken, mesleklerin cinsiyeti olmadığının altı çizildi ve sosyal medyada, reklamlarda, dizilerde hatta okul kitaplarında yer alan toplumsal cinsiyet eşitsizliği mesajlarının değişmesi istendi. Kız çocukları ve kadınların çevrimiçi ortamları güvenle kullanabilmesi için herkesin sorumluluk alması talep edilerek; spor, sanat, bilim ve eğitim alanında kız çocuklarının destek alabilecekleri fonların sayılarının artırılabileceği belirtildi.
Konferansın kapanışını yapan genç liderler Zeynep Betül Demirses ve Dominique Ogreanu ise siyasi liderlere, özel sektör yöneticilerine, sivil topluma, ailelere ve gençlere şöyle seslendiler: “Bir başka kız çocuğu daha çevrimiçi ortamda istismara dayalı bir içeriğe maruz bırakılmadan, bir genç kadın daha cinsiyeti nedeniyle işsiz kalmadan, bir öğrenci daha gelecek hayallerinden vazgeçmeden harekete geçin. Kız çocuklarının toplumunuzdaki ihtiyaçlarını karşılamak için bu yıl bir girişim başlatın, kapsayıcı bir politika geliştirin, bir komite kurun veya sivil toplumla iş birliği yapın. Haydi hep beraber 11 Ekim 2021’i, kız çocuklarının güçlenmesini ve liderlik etmesini sağlamak için büyük bir adım attığımız gün olarak tarihe yazalım.”
Konferansı kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler Aydın Doğan Vakfı’nın YouTube hesabını ziyaret edebilir.