Dijital diplomasi başlıyor
Danimarka, Casper Klynge adlı diplomatını Silikon Vadisi’ne (SV) Teknoloji Büyükelçisi olarak atadı. Daha önce başka yerlerde büyükelçilik deneyimi olan Klynge, dünyada ilk Teknoloji Büyükelçisi oldu. SV’ye hayatında sadece bir kere gittiği, teknoloji deneyimi olmadığı, uygulama geliştirmediği, kod yazmadığı halde… Danimarka’nın böyle bir iş yapacağı epey önce açıklanmıştı. Gerçek oldu.
Danimarka, bu atamayı gösteriş için yapmadı. Kuzey Batı Avrupa’nın refah bölgesindeki ülkeler arasındaki Danimarka henüz yeni, AB28 ülkeleri içinde “veri inovasyonunu” en verimli kullanan ülke seçildi ABD Veri İnovasyonu Merkezi (CDI) tarafından. 71.14 puanla Danimarka; Finlandiya, Hollanda, İsveç’in önünde. CDI Raporu’nun can alıcı paragrafında diyor ki: “Veri inovasyonu, AB ekonomisine 2016 yılında 300 milyar Euro katkı sağladı. Bu miktar 2020’ye kadar ikiye katlanacak.” (State of Data Innovation in EU).
AB ülkeleri içinde dijitalleşme yarışında önde koşanlardan Estonya, yeni yılda AB’nin bürokratik merkezlerinden Lüksemburg’da bir Dijital Büyükelçilik açacak. Ama buraya diplomat değil, veri yollayacak: Saklamak için. Bir ülkenin, kendisine ait devlet sırlarını, verlerini başka bir ülkede bu yöntemle saklaması bir ilk. Bu veriler, Almanya sınırına yakın Betzdorf’da yüksek güvenlikli bir veri merkezinde saklanacak. Büyükelçiliğin, devletler hukuku çerçevesinde hakları da olacak. 2007’de Rus hakerler Estonya’nın dijital altyapısına saldırınca olay, dünya çapında derin kaygı yaratmıştı. Dijital Büyükelçilik, Estonya’nın olaydan çıkarttığı derslerin yenilikçi bir sonucu.
Estonya ayrıca, robotlara “hukuki statü” vermek istiyor. Yapay zekayla çalışan robotların ticari alışveriş, sigorta ve hukuku ilgilendiren diğer konulardaki statüsü nasıl tanımlanacak? Örneğin, Amazon’un Echo/Alexa uygulaması veya benzerleri, “sahibi adına” alım-satım yapabilecek mi? Tamamen robotların çalışacağı bir “karanlık” fabrikada oluşacak kaza, kayıp, sorunların hukuki tanımları nasıl yapılacak? Estonya bir de, blok zinciri uzmanı Guardtime şirketiyle birlikte, veri güvenliğini en üst-üst düzeye çıkartmak amacıyla çalışıyor. Böylece, bir haklamanın sadece 1 saniyede fark edileceği bir sistem yaratmak niyetinde.
Biz ise, daha çok veriyi ekonomiye faydalı kılma adına imza attığımız bir sözü tutamadık: Kamu sektörü sadece kendisinin kullandığı “büyük” veriyi vatandaşa açmak için çalışma vaadini yerine getiremedi. 2013’te Türkiye olarak katıldığımız Uluslararası Açık Yönetim Ortaklığı’ndan, faal olamadığımız için, 21 Eylül 2017’de çıkartıldık. Bizi harekete geçirmek için 2016’da bir yıl süre daha vermişlerdi. Bu süre her nedense kullanılamadı.