Dijital dönüşüm için ciddi bir test ortamını yaşıyoruz
Teknolojiye yatırımın ne denli önemli olduğunu Covid-19 salgınıyla bir kez daha gördüğümüzü vurgulayan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk İnaltekin, milli ve yerli ürünlerden sadece kriz zamanlarında değil her zaman bahsetmemiz gerektiğinin altını çizdi.
Çin’de ortaya çıkan ve kısa zamanda tüm dünya ülkelerine yayılan yeni tip koronavirus (Covid-19) sebebiyle olağanüstü bir dönemden geçtiğimize dikkat çeken Faruk İnaltekin, “Ülkemize bakınca ilk vakanın diğer ülkelere göre geç ortaya çıkması, her gün gece yarısına doğru Sayın Bakan’ın açıklayacağı rakamları beklemek, yaşlıları evde kalmaya ikna etme çabasıyla yapılan bankların sökülmesi, ücretsiz toplu taşıma iptalleri ve devamında gelen yasaklar gibi konular bugüne kadar oluşan simgesel durumlardı” değerlendirmesini yaptı. İnaltekin, şunları kaydetti: “Uluslararası çapta ise başta olayı önemsemeyen devlet büyükleri, birbirlerine yardım etmeyen hatta sağlık malzemelerine el koyan dost ülkeler, durdurulamayan İtalya vakaları gibi konular yine simge haline geldi. Sağlık ve yaşam konusu elbette kritik ve bu konuda uzmanları gece gündüz dinliyoruz. Benim bu konuda açıklama yapmam işin doğasına aykırı. Diğer taraftan konunun ekonomik boyutu da önemli. Yaşam ve çalışma alanları daraldıkça üretim azalacak ancak tüketim aynı hızda devam ediyor. Bu sebeple konuya hassas yaklaşmak gerekiyor.”
Ölü doğan ‘startup’lar var
“Teknoloji üretimi tarafından baktığımız zaman birkaç konu öne çıkıyor” ifadesini kullanan İnaltekin, konuşmasına şöyle devam etti: “Birincisi; salgının teknoloji şirketlerine etkisi iki boyutta uç noktada görünebiliyor. Salgın riski nedeniyle yavaşlayan yaşam ve iş ortamıyla birlikte sosyal mesafeden dolayı yanlış zamanda ortaya çıktığı için tabiri caizse ölü doğan ‘startup’lar var. Bu türde bir yakıcı etkisi oldu. Seyahat, mobilite ve paylaşım çözümleri maalesef bu noktada başı çekiyor. Araç paylaşım uygulamalarına talep bitti, BlaBlaCar faaliyetlerine ara verdi. Ülkemizde duymadım ancak yurt dışında scooterlerını toplatan escooter kiralama girişimleri var. Diğer taraftan yemek teslimi, tele sağlık, video konferans çözümleri gibi sosyal mesafeli yaşamı destekleyici iş fikirlerine de ciddi bir talep bulunuyor.” İnaltekin, bir diğer konunun da dijitalleşme olduğunu söyleyerek şunları paylaştı: “Salgının önlenmesi amacıyla tüm kurum kuruluşlar tedbirlerini açıklarken bu çerçevede dijital çözümler birbiri ardına geldi. Çevrimiçi başvurular, abonelikler, ödeme sistemleri derken tüm işlemler çevrimiçi olma noktasına geldi. Belki de dijital dönüşüm için ciddi bir test ortamını yaşıyoruz. Bunun altında bahsedilmesi gereken bir konu eğitim. Milli Eğitim Bakanlığı çok kısa bir sürede içerikler dahil çevrimiçi eğitim sistemini ilk, orta lise için hayata geçirdi. Benzer şekilde üniversiteler kısa zamanda aynı değişimi yaşadı ve çözümlerini hayata geçirdi.”
Teknoparklar şu anda birçok alanda Covid-19 ile savaşıyor
Sadece yukarıda saydıklarının değil gastronomiden, spora, müziğe hemen her daldaki etkinliklerin, toplantıların çevrimiçi yapıldığının altını çizen İnaltekin, “Teknoparklar şu anda birçok alanda bu virüs ile savaşıyor. Tanı kitleri, ventilasyon cihazları, temassız termal geçiş sistemleri, yüz koruyucu kalkanlar, kağıt para dezenfektan sistemleri gibi pek çok ürün gerek teknoparklarda yer alan firmalar tarafından gerekse teknopark yönetimleri tarafından koordine edilen iş birlikleriyle üretilen ürünlerden sadece birkaçı. Bunlar bile teknolojiye olan yatırımın ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Koronavirüs salgını nedeniyle en çok ihtiyaç duyulan medikal ürünlerin hemen hemen hepsinin teknoparklarda üretilebiliyor olmasına dikkat etmemiz gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Vergi, SGK indirimi ya da affı ile birlikte direkt finansal destek sağlanmalı
“TÜBİTAK, KOSGEB gibi kurumların ortaya çıkarttıkları ve teknoloji geliştiren firmalarını destekleyici paketler, proje çağrıları oldukça önemli ve kıymetli olmakla birlikte teknoloji geliştiren firmalar maalesef sunulan ve belirli sektörleri hedefleyen destek ve teşviklerden yararlanamamakta” değerlendirmesinde bulunan İnaltekin, “Belirli sektörleri hedefleyerek ortaya çıkartılan destek ve teşvik paketlerine teknopark şirketlerinin de eklenmesi gerekmekte. Evet, bu alanda firma sayısı az olmakla birlikte, bu alanda gelecek çıktılara olası sonraki her türlü kriz anında devletin ihtiyaç duyacağı aşikardır” dedi. İnaltekin, şu bilgileri verdi: “Kamuya ürün ya da hizmet veren, personel kiralayan pek çok firma bulunmakta. Kamunun mevcut ortamda herhangi bir şekilde bu firmalara yapacağı ödemeleri, hakedişleri geciktirmemesi gerekmekte. Sözleşmede yazılı olmasa bile, mücbir sebep kapsamına girmese bile firmalar tarafından yapılacak gecikmeler ilgili makamlarca tolere edilmeli, herhangi bir cezai yaptırıma gidilmemeli. Vergi, SGK indirimi ya da affı ile birlikte direkt finansal destek sağlanmalı. Ar-Ge teşvikleri, proje hibeleri kapsamında firmaların geçmişten bekledikleri, geciken tüm hibe desteklerinin firmalara ödenmesi gerekmekte. Daha önce defalarca söylediğim bir ifadeyi bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Sadece kriz zamanlarında kıymetini anlıyoruz ve kendimiz üretelim yapalım diyoruz. Kendi ürünlerimizi üretmekten, milli ve yerli ürünlerden sadece kriz zamanlarında değil her zaman bahsetmemiz gerekiyor. Teknolojiye ve teknoparklara yapılan yatırımların boşa çıkmadığını bir kez daha gördük. Bunu devam ettirmemiz doğal afetten, dış politika krizlerine, salgından savaşa kadar her kriz anında ülkemizi hem dışa bağımlılık hem ekonomik hem de sağlık anlamında koruyacaktır.”