Dijital dönüşüm markaları güçlendiriyor
Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım
Günümüz rekabet koşulları sektörden ve sunulan hizmetin türünden bağımsız olarak bütün kurumları daha verimli olmaya, müşterilerini tanımaya ve ihtiyaçlarını daha iyi analiz ederek onlara her geçen gün daha iyisini sunmaya zorluyor. Tam da bu noktada teknoloji devreye giriyor. Sadece dijital dönüşümü içselleştirip, doğru stratejiler ile gerekli adımları atabilen firmalar rekabette önemli avantajlar elde ediyorlar. İçinde akıllı, uygulanabilir ve fark yaratan bir strateji barındırmayan teknolojik yatırımın başarı şansı hiç yok.
Dijital dönüşüm, firmaların marka algılarının güçlenerek inovasyon ve yaratıcılığı destekleyen bir firma kültürünün oluşmasına, daha iyi bir müşteri deneyimi sunmasına, yeni ürün ve hizmet geliştirme hızının artmasına, operasyonel maliyetlerinin azalmasına, zaman ve iş gücünden tasarruf edilmesine katkı sağlıyor. Tüm bu etkiler günün sonunda, doğrudan ya da dolaylı olarak firmaların satışını ve karlılığını da artırıyor.
Dijital dönüşümü hayata geçirme kararı almış bir firma kapsamlı bir çalışmanın başlatılması, dönüşümün tüm yönetim kademeleri ve tüm departmanların katkısı ile hayata geçirilmesi gerektiğinin farkında olmalıdır. Yapılan araştırmalar şirketlerin dijitalleşme stratejilerini hayata geçirirken karşılaşılan en büyük zorluğun, departmanlar arasında gerekli koordinasyonun sağlanamaması ve hızlı karar alamaması olduğunu ortaya koyuyor. Temel olarak bir değişim süreci olan dijitalleşme sırasında şirketler, eski reflekslerine yenik düşerek değişime direnç gösterebiliyorlar. Derinlemesine planlanmamış, ihtiyaçları karşılamaktan uzak yüzeysel çalışmaların dijital dönüşümden beklenen performans artışını sağlaması mümkün değildir. Dijital dönüşüm sürecini sürükleyecek unsur teknolojinin kendisi değil, dönüşüm stratejisi olmalıdır.
Dönüşüm sürecinde BT yönetimi adeta bir orkestra şefi gibi hareket eder; firma içindeki mevcut teknolojiyi ve değişen ihtiyaçları bilir, bilgi teknolojileri stratejisine ve platformlarına her yönüyle hakimdir ve tüm parametreleri eşgüdümlü olarak yönetme becerisine sahiptir. Dijital dönüşüm, teknolojinin kaldıraç olarak kullanılarak “işin” dönüştürülmesi sürecidir. Bu nedenle artık BT yöneticilerinin iş süreçlerine daha yakın durmaları, diğer fonksiyonların ve departmanların stratejik iş ortağı olarak birlikte ve işbirliği içinde hareket etmeleri gerekmektedir. Hem teknolojiye hakim olmak ve bilgi teknolojilerini yönetmek, hem de işin dönüşümünü sağlama rolünü üstlenmek BT yöneticilerinin sorumluluklarını oldukça ağırlaştırdığı bir gerçektir. Son yıllarda “Dijital Dönüşüm Direktörlüğü (CDO)” adı verilen bir pozisyonun ortaya çıkmasındaki neden de burada yatmaktadır.