Dijital dönüşümde madalyonun öteki yüzü
Forcepoint Türkiye, Rusya & CIS Bölgesi Satış Mühendisliği Müdürü Murat Bayraktar
Yapay zeka, makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi yeni nesil yüksek teknolojiler, iş dünyasındaki verimliliğin maksimumu ulaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Akıllı yazılımlar ile otomatik hale gelen süreçler sayesinde çalışanların omuzlarındaki yük azalıyor, ürünlerdeki insan kaynaklı hatalar minimuma iniyor. Dijital dönüşümden faydalanan firmalar, gerçek potansiyellerini ortaya koyarak rakiplerinin önüne geçme fırsatı yakalıyor. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var.
Forcepoint Türkiye, Rusya & CIS Bölgesi Satış Mühendisliği Müdürü Murat Bayraktar’ın verdiği bilgilere göre, işini kolaylaştıran bu teknolojiler, farklı amaçlarla siber suçlular tarafından da kullanılabiliyor. Ne zaman, nereden geleceği belli olmayan ve gücünü günden güne artıran siber saldırılar karşısında şirketler, güvenlik sistemlerini daha güçlü hale getirmenin yollarını arıyor. Cevabı ise yine teknolojinin kendisinde buluyorlar. Dijital dünyadaki gelişmeleri takip eden yöneticiler, günümüz ataklarının tek başına insan gücüyle engellenemeyeceğini çok iyi biliyorlar. Bu sebeple kurumlarındaki güvenlik süreçlerini uçtan uca yenileyip kendilerini en kötü senaryolara daima hazır hale getiriyorlar.
Saldırıya uğradığını fark etmeyenler var
Günümüzde yaşanan siber saldırıların üçte ikisinin, saldırının üzerinden aylar geçtikten sonra ancak fark edilebildiğinin bilgisini veren Murat Bayraktar, “Bu saldırıları teknolojinin desteği olmadan fark etmek ise neredeyse imkansız, çünkü sürekli olarak şekil değiştiriyorlar. Verilerimizin güvende olduğuna emin olabilmek için teknolojiden sonuna kadar faydalanmak, aynı zamanda da tüm süreci sürekli olarak kontrol etmek zorundayız. Bu da ancak hızlı, esnek ve akıllı bir güvenlik sistemiyle mümkün oluyor. Akıllı ve dinamik yapısıyla olası tehlikeleri önceden fark edip engelleyen Forcepoint Dinamik Veri Koruması gibi güvenlik çözümleri, hem çalışanların hem de yöneticilerin rahat bir nefes almasını sağlıyor. Gücünü yapay zeka ve makine öğrenimi gibi yüksek teknolojilerden alan bu sistemler sayesinde güvenliğe harcanan zaman minimuma iniyor. Süreçler büyük oranda otomatik hale geldiğinden verimlilik maksimuma ulaşıyor. Bu yüzden iyi bir güvenlik stratejisi için her şeyden önce iyi teknolojiden faydalanmak, tercih edilen güvenlik sisteminin şirketi hem iç hem de dış tehditlere karşı en iyi şekilde koruyacağına emin olmak gerekiyor” dedi.
Herkes kullandığı teknolojiyi tanımalı
Yeni nesil güvenlik çözümlerinden maksimum verim elde edebilmek için kurumda çalışan herkesin kullandığı teknolojileri yakından tanımasının bir zorunluluk haline geldiğinin altını çizen Murat Bayraktar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Önemli verilere erişimi olan bir personel, gerekli bilgilere sahip olmadığında siber saldırganlar tarafından kolaylıkla kandırılabiliyor. Üstelik kimi saldırılar için çalışanın kandırılmasına da gerek kalmıyor; personelin ufak bir hatası şirketin en önemli bilgilerinin yanlış ellere geçmesine sebep olabiliyor.
Hem çalışan hem de yönetim tarafında istenmeyen durumların önüne geçebilmek için yine teknolojiden faydalanıyoruz. Parmak izi ve retina okuma gibi güvenlik önlemlerinin yanında, kişilerin hata yapmalarına izin vermeyen, kendini sürekli geliştiren akıllı güvenlik sistemleri kullanıyoruz. Bu sistemler kişilerin şirket içindeki tüm hareketlerini izleyerek onları yakından tanıyor. Böylece risk potansiyeli barındıran durumlar en baştan engellenebiliyor. Bu konuda farkındalık yaratmak isteyen yöneticilerin hem personellerini gerekli eğitimlerden geçirmeleri hem de kurumdaki teknoloji okuryazarlığı seviyesini artırmaları, ayrıca önemli verilere erişebilecek kişileri yetkilendirirken de dikkatli olmaları gerekiyor.
Forcepoint olarak profesyonel hayatın yeni nesil bir güvenlik anlayışına ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Dijital dönüşümle birlikte işler artık çok daha farklı şekillerde yapılıyor. Mobilitenin yükselişiyle çoğu işimizi artık cep telefonlarımız üzerinden kolaylıkla yapabiliyoruz. Yapılan bir araştırma 2022 yılına kadar 1.87 milyar insanın uzaktan çalışma trendine geçiş yapacağını gösteriyor. Şirketlerin bu değişime hız kesmeden ayak uydurmaları, güvenlikten ise ödün vermemeleri gerekiyor. Bu noktada da devreye biz giriyoruz.
Güvenlikte çözüm ortağı olarak Forcepoint’i tercih eden firmalar 7/24 çalışan, denetlenip ölçümlenebilir, akıllı sistemlere sahip oluyorlar. Bu sistemlerin çoğunun bulut üzerinde çalışması güvenlikte çok daha sıkı önlemler alabilmemizi sağlıyor. Fiziksel olarak erişilemeyen, yapılan her işlemi anlık olarak kontrol eden ve sürekli öğrenen akıllı bulut mimarisi, şirket içindeki risk ve tehditleri büyük oranda ortadan kaldırıyor. Siber saldırı ve personel kaynaklı bir sorunda ise elimizdeki teknolojilerin gücüyle süreci en iyi şekilde yönetiyor, şirkete uçtan uca destek oluyoruz.”