Dijital dünyada kişisel verileri korumak şart
Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) işbirliğiyle düzenlenen “2023 Kişisel Verileri Koruma Zirvesi”nde hukuk ve bilişim alanında uzmanları bir araya getirdi. Zirvede konuşan TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, kişisel verilerin siber güvenlik açısından da korunmasının önemine vurgu yaparak, “Tüm dünyada ekonomik ya da toprak bütünlüğünü tehdit eden gerekçelerle savaşlar devam ederken yeni bir alan olan siber alanda da savaşlar başlamış durumda. Dünyanın yeni savaş arenası siber dünya. Önce bireyler hedef alınıyor, sonra veriler bir araya getirilerek ülke tehdit ediliyor. TBD olarak tüm internet kullanıcılarını uyarıyoruz. Artık devletini korumak ilk önce dijital dünyada kişisel verilerini korumakla başlıyor. Kişisel verilerini koruyan, ülke ekonomisini ve toprak bütünlüğünü de korur” dedi. Aktepe şunları söyledi:
“Tüm dünyada her geçen gün veri ihlal bildirimlerinin sayısı artmakta. Örneğin; KVKK verilerine göre yüzde 48 oranında hizmet sektörüne ilişkin ihbar ve şikayet alınırken, yüzde 14 kamu, yüzde 13 telekomünikasyon ve yüzde 11 medya alanında şikayette bulunulmuştur. Avrupa’da ise GDPR kapsamında otoriteler tarafından uygulanan idari para cezalarında en fazla ceza 272 yaptırım kararı ile medya ve telekomünikasyon alanına kesilmiş. GDPR’nin beşinci yılı itibariyle medya ve telekomünikasyon alanında toplam 2 milyar 965 milyon 947 bin 866 avro para cezası uygulanmış. Kişisel verilerin korunması doğal afetlerin yaşandığı dönemlerde özellikle önemli. Burada dikkat edilmesi gereken afet ve acil durumlar karşısında doğru bilgi edinmek ve doğru yönlendirme sağlamak için resmi kaynakları takip etmektir.
Doğal afet ve insani yardım süreçlerinde sosyal medya uygulamaları üzerinden paylaşım yaparken acele etmemeliyiz; herhangi bir kişisel veri paylaşmadan önce kiminle iletişimde olduğumuzdan emin olmalıyız; hukuka aykırılık teşkil edebilecek paylaşımlardan uzak durmalıyız; kendimizle ya da başkalarıyla ilgili paylaştığımız bilgiler konusunda dikkatli olmalı, ayrımcılığa ve mağduriyete neden olabilecek paylaşımlardan kaçınmalıyız; kişisel veri içeren paylaşımların afete maruz kalan insanlar üzerinde meydana getirebileceği etkileri düşünmeliyiz; kurum ve kuruluşların kullandıkları web siteleri ve logoları kopyalayan kişisel verilerimizi hedefleyen ileti mesajlara karşı sorgulayıcı olmalıyız; resmi kurum ve kuruluşların uygulamalarını taklit eden kaynağı belirsiz uygulamalara karşı dikkatli olmalıyız; zararlı olduğu bilinen ve bankacılık bilgileri başta olmak üzere, kişisel verilerimizi ele geçirmeyi hedefleyen oltalama amaçlı içerikleri ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmeliyiz; şüphe duyduğumuz durumlarda şifre ve parolamızı değiştirmeliyiz. Kişisel veri paylaşımı özellikle çocuklar ve dezavantajlı gruplar için önemli bir konu.
Mevzuatlara bakıldığında ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesinin gözetildiğini söyleyebiliriz. Dezavantajlı gruplar arasında engelliler, yaşlılar, yoksullar, mülteciler ve sığınmacılar bulunurken, afetlerde bu tanım daha da genişleyebiliyor. Özellikle çocuklar için konuşacak olursak, kişisel veri paylaşımı ya da yayınlanması rıza dışında gerçekleşmişse ilgili bağlantının kaldırılması talebinin kabul görme olasılığı oldukça yüksektir. Nitekim, reşit olmayanlara yani çocuklara ilişkin bu yöndeki taleplerin değerlendirilmesinde ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesi göz önünde bulundurulur.”