Dijital Pazarlama Okulu, üniversite olma yolunda ilerliyor
Sektörün bir okulu olmadığı için Dijital Pazarlama Okulu’nu (DPO) kurma kararı aldıklarına dikkat çeken DPO Kurucusu Yasin Kaplan, “Sektörümüz açısından hedeflerimiz öncelikle bu işin bir üniversitesinin olmasını sağlamak. Fakülte içerisinde bölüm veya ders olarak bu konuların anlatılması ve kişilerin donanımlı hale getirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda Türkiye’de verdiğimiz hizmeti küresele taşımayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.
Dijital Pazarlama Okulu’nun (DPO) 2014 yılında kurulduğunu belirterek konuşmasına başlayan Yasin Kaplan, sektörün çok hızlı büyümesiyle nitelikli istihdam sorununun ortaya çıkmasına dolayısıyla ve aynı zamanda sektörün bir okulu olmadığı için DPO’yu kurma kararı aldıklarına dikkat çekti. “DPO ile amacımız dijital pazarlamanın ne olduğunu insanlara anlatmak, dijital pazarlamayla neler yapılabileceğini, nelere ve kimlere ulaşabileceğini, oturduğu herhangi bir Anadolu şehrinden dünyanın herhangi bir ülkesine bir stratejiyle, bir reklamla ürün veya hizmet satabileceğinin bilincini anlatmak” ifadesini kullanan Kaplan, “Bu zamana kadar birçok markaya doğrudan kurum içi eğitimler verdik. Burada amacımız kurum içindeki dijital kültürü değiştirmekti. DPO ile on beş bin kişiye eğitim verme imkânımız oldu. Türkiye’de özellikle fiziksel eğitim verdiğimiz dönemde İstanbul, Ankara ve İzmir’de çok fazla eğitim gerçekleştirdik. Çevrim içi eğitime döndüğümüz salgın sürecinde Türkiye’nin hatta dünyanın birçok yerinden eğitimlerimize katılımlar oldu” açıklamasını yaptı.
30 pilot üniversitede ‘Blokchain’ etkinlikleri düzenlendi
Kaplan, KOBİ’lerin dijital dönüşümde yaşadığı sorunların altını çizerek “KOBİ’ler, büyüyen dijitale adapte olurken, ekiplerini ve yönetim kadrosunu dijital dönüşüme hazır etmek zorundalar. Bu anlamda aslında iki farklı konu gündeme geliyor. Birincisi KOBİ’nin dijital dönüşüm sürecinde kendi içinde ekip kurması gerekiyor. Web siteleri, mobil uygulamalar, sosyal medya içerik ve reklamcılığı gibi birçok başlıkta uzman bir ekip olmalı. Ülkemizde bu anlamda donanımlı kişi sayısı az olduğu için Dijital Pazarlama Okulu burada devreye giriyor. Dijital Pazarlama Okulu, doğrudan KOBİ bünyesindeki ekibi eğitip bu konularla alakalı uygulamalı dersler veriyor. Ardından danışmanlık sürecimiz başlıyor. Ekiplerle çevrim içi veya yüz yüze toplantı yaparak dijital dönüşüm süreçlerinin hangi aşamada olduğunu takip ediyoruz. İkinci konumuz ise, KOBİ’ler ajanslarla çalışıyor ancak ekiplerin aynı dili rahatlıkla konuşması için belli başlı stratejileri bilmeleri gerekiyor. Bu anlamda temel bilgiler hakkında eğitimler veriyoruz. Böylece KOBİ’ler çalıştıkları ajanslar ile daha iyi koordine olabiliyor” şeklinde konuştu. Dijital Pazarlama Okulu ve Türk Ekonomi Bankası ile Türkiye’deki dijital finansal okuryazarlığı arttırmak için 30 pilot üniversitede, her bir üniversiteden yaklaşık 500 kişinin katılımıyla ‘Blokchain’ etkinlikleri yaptıklarını vurgulayan Yasin Kaplan, “Malum günümüzün popüler konusu olan dijital paralar, popüler kültürün de bizlere çıkardığı konuların altyapısını oluşturuyor. ‘Blokchain’ teknolojisini anlattığımız ve bu dijital finansal okuryazarlık anlamında dijital pazarların nasıl oluştuğu kodlama teknolojisini anlattık. Salgın sürecinden 6 ay önce biten toplamda 3 aylık bir projeydi. Biz bu 3 ayda İstanbul’da 8 ve diğer tüm Anadolu illerinde birer üniversite olmak üzere toplamda 30 üniversitede eğitimler verdik. Bu şekilde gerçekleştirilecek etkinliklerle Anadolu’da da daha fazla kişiye ulaşabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Üniversitelerde dijital pazarlama olarak 360 derece bir bölüm olması gerekiyor
“Dijital Pazarlama Okulu, bir etkinlik ve danışmanlık organizasyonu olarak ilerliyor” ifadesini kullanan Kaplan, “Sektörümüz açısından hedeflerimiz öncelikle bu işin bir üniversitesinin olmasını sağlamak. Fakülte içerisinde bölüm veya ders olarak bu konuların anlatılması ve kişilerin donanımlı hale getirilmesi gerekiyor. Bazı üniversitelerde yeni medya bölümleri açılmaya başlandı. Ama dijital pazarlama olarak 360 derece bir bölüm olması gerekiyor. Aynı zamanda Türkiye’de verdiğimiz hizmeti küresele taşımayı hedefliyoruz. Hem eğitim hem danışmanlık olarak küresel arenada yer almak öncelikli hedefimiz” dedi. Yasin Kaplan, dijital dünyanın büyümeye devam ettiğinin altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ve bu alanda büyüme sadece hızlı büyüme değil hızlı bir değişim söz konusu. Google, Facebook gibi çeşitli platformların kendilerine ait uluslararası geçerli sertifikasyon programları var. Biz aynı zamanda katılımcılarımızın bu sertifikasyonları da almalarına öncülük ediyoruz, her eğitim öncesinde mutlaka eğitim sunumlarımızı ve müfredatımızı kontrol ediyoruz. Çünkü bir ay önce geçerli olan bir konu, bir ay sonra değişmiş olabiliyor. Çok hızlı değişen ve öğrenen bir süreç var.”
Dijital Çaylak; dijital pazarlama sektöründe nitelikli istihdam için çözüm önerisi projesi
Dijital Çaylak Projesi hakkında da bilgi veren Kaplan, şunları aktardı: “Dijital Çaylak, Dijital Pazarlama Okulu’nun oluşturduğu ve başlattığı bir eğitim projesi. Dijital Çaylak; dijital pazarlama sektöründe nitelikli istihdam konusundaki soruna hem ajans hem eğitim kurumu olarak sunduğumuz bir çözüm önerisi projesi. Ayrıca hem küresel markaların hem de ajansların dijital pazarlama sektöründe nitelikli istihdam hakkında ciddi sorunlar yaşadığına şahidiz. Bu işin bir üniversitesi olmadığından uzman olabilmenin en kolay yolu, öğrendiğini uygulayabileceğin bir alan oluşturmak. Moof Dijital Agency olarak da; özellikle stajyer alımlarında stajyerlere gereksiz bir iş yüklemek yerine tamamen aktif hesaplar verip mentörleri eşliğinde onlara uygulama yaptırmaya çalışıyoruz. Hem ajans hem de eğitim kurumu kimliğimizi birleştirerek Dijital Çaylak projesini geliştirdik. Projenin sektörün istihdam sorununa büyük bir çözüm sunacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda genç işsizliğe de büyük oranda destek olacağına inanıyoruz.”