Dijital Türkiye Versiyon 1.1 ile bütünleşik hizmet sunumuna geçiliyor
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç
Yenilikçi teknolojileri üretmek kadar, bu teknolojilerin kullanımına imkân tanıyacak altyapı yatırımının zamanında yapılmasına, bu altyapı üzerinden iletilen verinin kendi sınırlarımız içinde kalarak yorumlanmasına ve yapay zekâ ile yorumlanan büyük veriden değer ekonomisine geçiş için ihtiyaç duyulan iş süreçlerinin planlanmasına kadar birçok alanda iyileştirmeye ihtiyaç duymaktayız. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda, yarının rekabetçi ekonomisinde bir güç olarak var olabilmek ancak zamanın getirdiklerini yorumlayan ve hızlı karar alarak uygulayabilen çevik bir yönetişim anlayışı ve yenilikçi teknolojik çözüm üretebilme kapasitesiyle mümkün olabilir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte, kamunun dijital dönüşümünün ve siber güvenlik koordinasyonunun tek çatı altında toplanmasına yönelik olarak Cumhurbaşkanımızın şahsına bağlı ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’miz (DDO) kuruldu.
Türkiye’nin dijitalleşmesi kapsamında bütün Bakanlıklarla koordinasyonu sağlayacak yapı DDO’dur. Dijital dönüşümden beklenenlerin gerçekleşebilmesi için kurumlararası iş birliğini ivedilikle geliştirmemiz gerekiyor. Kamu kurumlarımızın tüm uygulama, platform ve altyapı katmanlarında kullandıkları verilere ilişkin standart ve tanımlamaların yer alacağı ‘Ulusal Veri Sözlüğü’ ve kurumsal mimari çalışmaları, DDO koordinasyonunda 2019 yılı başında başlatıldı. Bu çalışmamızla; kamuda kurumlararası veri paylaşım terminoloji birliği oluşacak ve bilgi paylaşımı, kurumlar ve uygulamalar arası entegrasyon, daha verimli ve kolay yönetilebilir hale gelecek.
Sayın Cumhurbaşkanımız G20 Zirvesi’nde yaptığı konuşmasında; yapay zekâ, 5G ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin yanında inovasyonun, ekonomiye ve toplumlara faydalı şekilde kullanılması ve yapay zekânın ‘insanı merkeze alan’ bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguladı. “Yapay zekânın her alanda varlığını ve etkinliğini hissettirdiği bir dönemde, konvansiyonel yöntemlerle rekabette öne çıkamayız. Bu yüzden inovasyona önem veriyor, dijital dönüşüme kritik bir politika olarak sahip çıkıyoruz” sözleriyle konuya verdiği önemi bir kez daha paylaştı. Bu doğrultuda, bugünden alacağımız önlemler ve atacağımız adımlar, yapacağımız yatırımlar, yarının dünyasında teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olabilmemiz için oldukça önemli. Yapay Zekâ Strateji Belgesi üzerinde yoğun şekilde çalıştığımızın ve tamamlamak üzere olduğumuzun da altını çizmek isterim.
Her ay ‘Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye’ toplantıları gerçekleştiriliyor
Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay’ın başkanlığında bütün bakanlıklardan ilgili bakan yardımcılarımızla her ay ‘Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye’ toplantılarını gerçekleştirmekteyiz. Tüm bakanlıklarımızın elektronik ortamda sunmuş oldukları hizmetlerde süreç sadeleştirmelerine katkı sağlayarak, vatandaştan talep edilen evrak sayısının azaltılmasına yönelik çalışmalar yapmaktayız. Bu toplantıların başında şöyle bir tablo vardı: Bakanlıklar kendi tekil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalar yapıyordu ancak bütünleşik bir dijitalleşme stratejisi bulunmuyordu. Yeni dönemde dijitalleşme anlamında yaptığımız ilk şey ‘e-Devlet’ yerine ‘Dijital Türkiye’ demek oldu. Dijitalleşmenin bir süreç olduğunu anlatabilmek için bu yapıyı versiyonladık. Dijital Türkiye 1.0’ı tamamladık, şimdi v1.1 ile yolumuza devam etmekteyiz. Dijital Türkiye Platformu üzerinden halkımıza dokunan, katma değeri yüksek bütünleşik hizmetlerin sayısını artırmak için kurum ve kuruluşlarımızla iş birliği içerisinde var gücümüzle çalışıyoruz. Kamu tarafından üretilen bir verinin diğer bir kamu kurumu tarafından belge olarak istenmemesi maksadıyla başlatılan sıfır belge politikası için çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bu kapsamda, bürokratik işlemlerde kaybedilen zamanı telafi etmek, vatandaş ile özel sektör üzerindeki bürokratik yükleri azaltmak amacıyla DDO koordinasyonunda; 1 Cumhurbaşkanlığı Kararı, 41 yönetmelik ve 13 tebliğ’de değişiklik yapılarak Resmi Gazete’de yayımlandı, bu sayede 111 süreç basitleştirildi. Ayrıca çeşitli alanlarda; iş, burs, izin, lisans, ruhsat gibi başvuruların tümüyle Dijital Türkiye (e-Devlet) üzerinden yapılmasına imkân sağlandı ve fiziki olarak istenen belgeleri azaltan mevzuat paketi de yayımlandı. e-Devlet’ten Dijital Türkiye Versiyon 1.1’e giden süreçte hizmet başına düşen ortalama belge sayısı 3,80 iken yaptığımız çalışmalar ve kurumlarımızın üstün gayreti neticesinde talep edilen ortalama belge sayısı 0,34’e düşürüldü. Şu anda toplamda 44 milyona yakın kullanıcı sayısına erişildi. 628 kurum kuruluşa ait toplam 7295 hizmet de Dijital Türkiye (e-Devlet) platformunda sunulmakta.
Çalışmalarına başladığımız Dijital Türkiye Versiyon 1.1 ile bütünleşik hizmet sunumuna geçiyoruz. Bu kapsamda ‘Araçlarım’, ‘Evim’ ve ‘Sağlığım’ gibi kullanıcı ve konu odaklı bütünleşik hizmetler vatandaşımızın hayatını kolaylaştıracak. Dijital Türkiye v1.1 kapsamında; kamudan vatandaşa, kamudan iş dünyasına ve kamudan kamuya hizmet entegrasyonlarını, 2019 sonu itibarıyla tamamlayacağız. Bu konuda ilgili bakanlıklarla iyileştirme çalışmalarını planlamaya başladık. Bunun için düşüncemiz, öncelikle katma değeri yüksek hizmet sayısını artırmak ve bu hizmetleri herkese yayabilmek. Kullanıcı dostu arayüzler hazırlayarak insanların çok daha rahat Dijital Türkiye’yi kullanmasını sağlayacağız. Ofis olarak bu doğrultuda yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde, 81 ilimizde bulunan 21 elektrik tedarik şirketi ve 71 doğalgaz dağıtım şirketini, Dijital Türkiye Platformu’na entegre ettik. Tek Durak Hizmet Noktası’na ilişkin pilot uygulama çalışmaları DDO koordinasyonunda devam ediyor. Tek Durak Hizmet Noktası’na öncelikle e-Devlet Kapısından sunulan hizmetler aktarılacak. Yapılan bu çalışmaların doğal bir neticesi olarak, BM e-Devlet Gelişmişlik Endeksi’nde hızla yukarılara doğru çıkıyoruz. 3 alt endeksten oluşan bu çalışmada; Çevrimiçi Hizmet Sunumu Endeksi’nde 193 ülke arasında 27. sıraya ulaştık. Ancak ‘Telekomünikasyon Altyapı Endeksi’nde yaşadığımız gerilemeden dolayı endeksin genelinde istenilen seviyeleri yakalayamamaktayız. Bu kapsamda da ilgili bakanlıklarımızla yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Dijital Türkiye’de üretilen verilerin analiz edilmesinde yapay zekâ algoritmalarının kullanılıp hataların ve anormalliklerin bulunmasıyla hem iş süreçleri iyileştirilecek hem de tasarruf sağlanabilecek. Veri kullanımıyla ilgili mevzuat oluşturulduktan sonra, kamuya ait açık veriler, büyük veri analizlerinin yapılabilmesi ve siber güvenliğin daha yönetilebilir olması için veri merkezlerinde toplanacak ve bu verilere güvenli erişim imkânları sağlanacak. Bu bağlamda, ülkemizde üretilen verinin yine ülkemizde barındırılması amacıyla kamu hizmeti veren bilgi sistemlerinde güvenlik risklerinin en aza indirilmesine yönelik tedbirleri içeren 2019/12 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesini yayımladık. Uygulamaya ilişkin ‘Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’ni bu yıl sonunda yayımlayacağız. Kaynaklarımızı verimli kullanarak, teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir Türkiye olmak için çalışıyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK’ın Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde kurulumu ve kullanımı çalışmalarını gerçekleştirdik ve ULAK, GSM operatörlerimizin de tercihi haline gelmeye başladı.
Veri merkezlerini konsolide ederek kurumların birlikte çalışabilirliğini artırıyoruz
Teknolojik altyapı anlamında ve tedarik yönetimi konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Bakanlıklarımızla teknik toplantılar yaparak, mevcut veri merkezlerindeki atıl ve boş kapasiteyi çıkararak, ihtiyacı olan diğer kurumların kullanmasını sağlıyoruz. Yani veri merkezlerini konsolide ederek kurumların birlikte çalışabilirliğini artırıyoruz.
Bugüne kadar ülkemizde kurum ve kuruluşlar ihtiyaçları doğrultusunda dijitalleşmeye yönelik çeşitli çalışmalar yürüttü. Bu çalışmalarda dijitalleşme açısından belirli ölçüde yol alınsa da, üst seviye koordinasyondan yoksun ve tekil ihtiyaçlara odaklı bu girişimler, maalesef makro düzeyde bir dönüşüm sağlayamadı. Mevcut çalışmaların dağıtık yapılar ile sürdürülmesi neticesinde dijital dönüşüm alanında gerekli koordinasyon sağlanamadı ve kurumlararası iş birliği istenilen seviyelere çıkarılamadı. Bu durum birbiriyle entegre olamayan aynı alanda yapılmış mükerrer çalışmaların ortaya çıkmasına ve uluslararası iş birliğinin istenilen seviyelere ulaşamamasına da neden oldu. Bu kapsamda farklı kurumlarda ayrı ayrı sürdürülen Dijital Türkiye (e-Devlet) ve siber güvenlikle ilgili çalışmaların Cumhurbaşkanlığı çatısı altında Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı altında yürütülmesinin büyük önem arz ettiğini yinelemek isterim.
Yerli ve milli geliştirilen teknolojilerin kamuda pilot olarak kullanılması zorunluluğu getiriliyor
5G çalışmalarında daha ileriye gideceğiz. Ülke olarak 4G baz istasyonu yaparak bir adım atmış olduk. Bu tür teknolojilerde bilgi birikimi hep bir önceki teknolojinin üstüne koyarak gelişir. 4G’yi yapmadan 5G yapamayacağımız gibi 5G yapmadan da gelecek nesil iletişim altyapılarında söz sahibi olamayız. 5G en önemli lokomotif; 4G insanlar için yapılmış bir teknoloji iken, 5G’nin odağında nesneler olacak. Bütün nesnelerin konuşabildiği bir döneme doğru gidiyoruz. DDO olarak, yerli ve milli geliştirilen teknolojilerin kamuda pilot olarak kullanılması zorunluluğu getireceğiz. Demo raporlarını toplayıp, ürünleri izleyip, değerlendirecek ve kamuda yaygınlaştırılması çalışmalarını da koordine edeceğiz.
KamuNet’i daha güvenli hale getirerek kullanımını yaygınlaştıracağız
Siber güvenlikte milli çözümler olmadan tamamen güvende olamayız. Ofis olarak; üniversite, sanayi ve özel sektör iş birliği içerisinde bu alanda geliştirilmesini desteklediğimiz yerli ve milli teknolojilerin, başta kamu olacak şekilde tüm
sektörlerde yaygınlaştırılması çalışmalarını da yürütmekteyiz. Tüm bu paydaşların iş birliği içinde siber uzaydaki riskleri yetkin bir biçimde yönettikleri, siber güvenlik alanında uluslararası rekabet gücüne sahip bir ekosistemin oluşması için çalışıyoruz. KamuNet’i daha güvenli hale getirerek kullanımını yaygınlaştıracağız. Bu kapsamda veriyi en çok kullanan iki kurumumuzda, yerli ve milli IP Kripto cihazımızın kullanımına yönelik pilot çalışmalara başladık. Son dönemde yaşanan hadiseler, ülkelerin sınırları kadar verilerini ve dijital altyapılarını da korumasının önemini bizlere gösterdi. Siber güvenlik; kara, hava, deniz ve uzaydan sonra beşinci muharebe alanı olarak ülkeler için ulusal güvenliğin ayrılmaz ve en önemli bileşeni durumunda. Siber güvenlikte caydırıcı olmanın yolu sadece mevcut teknolojileri kullanmaktan değil, bu alanda milli ürün ve çözümler geliştirmekten, nitelikli insan kaynağı yetiştirmekten ve doğru politikaları uygulamaktan geçiyor.