Dijitalleşme durdurulamaz bir değişim
Teknolojinin gelişimi açısından, yenilikler ve inovasyon hızla dijitalleşmeye gidildiğini gösteriyor. Ancak, bu yeni teknolojilerin yaygınlaşması, teknolojideki değişim oranı ile aynı hızda ilerlemiyor. Birçok yeni teknoloji geliştirilirken bunların büyük kitleler tarafından adaptasyonu vakit alıyor.
Adaptasyon sürecini etkileyen birkaç önemli etken sayılabilir. Bunlardan bir tanesi kullanılabilirlik. Güvenlik ise diğer önemli etken. Toplumun çoğunluğu güvenlik konusunda yeterli bir bilgiye sahip olmadığı takdirde, yeni teknolojiden sakınabiliyor ve çoğunluğun kullanmadığı yeniliklerden uzak duruyor. Ancak ‘kullanım kolaylığı’ ile ‘güvenlik’ arasındaki dengede zaman zaman ‘kullanım kolaylığı’ ağır basabiliyor ve yaşamı çok kolaylaştıran bir teknoloji, güvenlik açıklarına ve endişelerine rağmen hızla yayılabiliyor.
Akıllı telefonlar, tabletler ve cihazlar artık günümüzün değişmez bir parçası. 2020 senesinde yaklaşık 4.6 milyar akıllı telefonun küresel olarak kullanımda olması beklendiğini belirten Ölçsan Mobil Çözümler Direktörü Murat Karabatur, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bundan dolayı, dijitalleşmenin durdurulamaz bir değişim olduğu vurgulanmalı. Mobil ödeme çözümleri, daha çok ‘mobil cüzdan’ olarak hayatımızda yer alacak. Mobil cüzdan çözümlerinde, başta cihaz üreticileri olmak üzere, bankalar, mobil operatörler ve diğer teknoloji firmaları oyuncu olarak yer alıyor. Fakat bu alanda da Apple, Google, Samsung gibi teknoloji liderlerinin başı çektiğini görüyoruz. Bunun önemli nedenlerinden birisi kullanım kolaylığı konusunda cihazlarla entegre çözümler sunmaları.”
Türkiye’de toplumun teknolojiye bakış açısı ve genç nesil sayesinde mobil ödeme sistemlerinde de küresel anlamda önde gidileceğini öngörebiliriz. Dijital bankacılık anlamında ise finans sektörünün yine liderlik yaptığını ve mobil ödeme alanındaki teknolojileri hızlı bir şekilde uyguladıklarını söyleyebiliriz. Bankacılık sektöründeki rekabet bunu öne çıkardığı gibi, müşterilerin de Touch ID gibi teknolojilere ‘neredeyse her üç talepten birisi’ şeklinde yüksek talebi bankaları teknolojiyi hızlı bir şekilde uygulamaya itiyor.
BİYOMETRİK ÇÖZÜMLER YAYGINLAŞIYOR
Kullanım kolaylığı olarak da biyometrik çözümler yaygınlaşmaya başladı. Biyometrik çözümler PIN kodu ve şifrelere göre güvenliği de ciddi bir şekilde arttırıyor. Parmak izi biyometrisi, bazı riskleri olmasına rağmen önde giden teknolojilerden. “Buna Apple’ın Touch ID parmak izi çözümünü örnek gösterebiliriz” diyen Murat Karabatur, detayları şu sözlerle paylaşıyor:
“Yüz ve göz izleri de biyometrik olarak mobil telefonlara girmeye başladı. Örneğin Eyeprint ID adındaki göz izi biyometrisi kolaylığının yanı sıra güvenliği de parmak izine göre üst seviyelere taşıyor. Biyometrik teknoloji içeren telefonlarda 2020’ye kadar yıllık yüzde 76 ve bu telefonlarla yapılacak biyometrik işlemlerde ise yıllık yüzde 177 artış bekleniyor. 2020’ye gelindiğinde, yıllık 800 milyar üzerinde biyometri kullanılan ödeme ve ödeme dışı işlem gerçekleşecek ve bundan 6.8 milyar dolar doğrulama geliri elde edilecek.”