Dikiş kafe merakı
Paris’te bir “akıllı” internet kafe açar gibi “dikiş cafe” açtı. İçerde, yanyana dikiş makineleri. İsteyen gelip, dikiş dikiyor. Saat başına 6 avro (veya gün için 25 avro) ücret ödeyerek. Kendisi gibi meraklılarla dikiş nakış teğel konusunda bilgi veriyor. Bir tür sosyal paylaşım merkezi. Bilgisayar yerine Singer.
“Akıllı” Sissi Holleis adlı tasarımcı bir hanım. Avusturya’dan Paris’e gelmiş. On yıldır kendi adıyla tasarımlar yapıyor satıyor. Ortağıyla böyle bir dikiş kafe kurma fikrini evirip çevirmişler. Konuyu Singer’e açmışlar. Singer malum, dünyanın en tanınmış dikiş makinesi üreticisi. Hoşuna gitmiş fikir. 10 tane makine vermiş.
Madam Holleis, dükkanını stratejik bir adreste açmış. Paris’in eh bir miktar bohem semti St Martin Kanalı üzerinde, bir organik restoranın yanına. Organik meraklıları, ot yiyip meyve sularını içtikten sonra, yandaki “kendi işini kendin gör” dükkanına da bakacak doğal olarak.
Hanımın önemli bir saptaması var: Paris’te herkes kendi adına tasarım yapmak istiyor. Artık herkes tasarımcı. İşte
böyle bir talebe, Madam Holleis arz sağlıyor: Benim dükkana gel. Tasarımını hayata geçir.
Bir benzeri Berlin’de. Linkle isimli cafeyi kuran hanım Linda Eilers, Hollanda’da dikiş kursları veriyormuş. Bir bakmış ki kendi giysisini dikmek isteyenler çok. (Valla, “oralar” öyle!) Piyasada bir gedik görünce (bu sözcük “niche” için) Berlin’de yapayım diye düşünmüş. Berlin’de çünkü kiralar daha ucuz. Zanaatkarı daha çok. Dükkanını Türk semti Kreutzberg’de açmış. 13-22 arasında saati 5 avroya biçki dikiş. Bir büyük masada kes biç yapılıyor. Kendi gelinliğini yapmak isteyenden, jean’ini daraltmak isteyene kadar farklı bir müşteri profili.