DIŞKAYNAK KULLANIMI YAYGINLAŞACAK
Teknolojiden yararlanmanın kesinlikle artacağını düşünen Sürat Teknoloji Genel Müdürü İsmet Akyüz, önümüzdeki dönemde iki konunun gündemden düşmeyeceğini söylüyor. Bunlardan ilki dışkaynak kullanımı diğeri de teknolojinin sağladığı olanaklar ile uygulamaların daha sofistike hale gelmesi. Her ikisi de bilgi teknolojileri konularında çalışan ya da çalışmayı düşünen insan profilini önemli ölçüde etkileyecek ve çıtayı daha da yukarı çekecek. Akyüz, “Bugün sektöre baktığımızda bilgi teknolojilerine yönelik yapılan yatırımlarda finans kurumları öne çıkıyor ancak yatırımlar arttığı halde ne yazık ki ihtiyacı karşılamıyor, önümüzdeki dönemlerde özellikle güvenlik konusunda yatırımların değişen risk ve faktörü ve beraberinde gelen çözümlere göre şekilleneceğini öngörmek mümkün. Finans sektöründe teknolojik yetersizliklerin ve güvenlik açıklarının telafisi mümkün olmayan ciddi sorunlar oluşturabileceğini bu gün artık birçok kurum kabul etmiş durumda, ancak yatırım eğilimlerine baktığımızda mevcut yapılan yatırımların olması gerekenin altında seyrettiği görülüyor” dedi.
Dünya çapında finans kuruluşları, oltalama ve bankacılık ile ilgili tehdit içeren yazılımlarla mücadele etmek için farklı teknolojileri farklı derecelerde uyguluyor. Bu teknolojilerin çoğu, özünde yeniden iki faktörlü kimlik denetimiyle ilişki kuruyor. Trend Micro Akdeniz Bölge Müdürü Ercan Aydın, bu konuda şunları söylüyor: “Geleneksel tek faktörlü kimlik denetimi, “bildiğiniz bir şeye” dayanıyor; geri kalmış bankalarca hâlâ kullanılmakta olan basit kullanıcı adı / şifre (ya da müşteri numarası + PIN + belki hatırlanabilir kelime) bileşimini kullanıyor. İki faktörlü kimlik denetimi, bir kullanıcının söylediği kişi olduğunu doğrulayan ikinci bir yöntem ekleyerek, bu durumun ötesine geçiyor. Bu, sıklıkla “sahip olduğunuz bir şeye” dayanıyor ve kullanılan teknolojiler farklı şekiller alıyor. Bunlar, tek sefer kullanılan basit nümerik ya da alfanümerik kod listelerinden (Kodların tamamı kullanıldığında, müşteriye yeni bir sayfa yollanıyor), yazılım tabanlı sertifikalara, keyfob kod üreticilere (dizgeciklere) ya da rastgele kodlar üreten ev tipi Chip & PIN okuyucularına kadar çeşitleniyor. Çok nadir durumlarda, kimlik denetimine yönelik ikinci (ya da üçüncü) faktör, parmakizi tanıma sistemleri gibi “olduğunuz bir şeye” dayanabiliyor.”
TurkNet Ürün Yönetimi ve Pazarlama Direktörü Rana Karaküçük Özenç, geçmişte tüm bilişim teknolojileri altyapısını bizzat kurup işletmek isteyen bankaların günümüzde artan ihtiyaçları doğrultusunda veri merkezi işletme, çağrı merkezi işletme gibi hizmetleri bu alanlarda uzman olan şirketlerden almaya başladığına dikkat çekiyor. Telekomünikasyon sektöründeki rekabetin artması ve TurkNet gibi yeni nesil operatörlerin büyümesi, söz konusu iki hizmetin maliyetinin düşmesini sağlıyor ve sistemlerin ölçeklenmesini kolaylaştırıyor.
e-Güven Genel Müdürü Can Orhun, şöyle konuştu: “İnternet bankacılığının ve internet üzerinden verilen hizmetlerin her geçen gün gelişmesi özellikle alternatif dağılım kanallarına yeni seçenekler sunmakta. Bu da bankacılık hizmetlerine sürekli yeni uygulamalar ekleme şansı vermekte. Bu yıl BDDK tebliğiyle iki faktör doğrulama zorunluluğu gelmesi, elektronik ve mobil imzanın hem önemini hem de kullanımını artırmakta. Elektronik imzanın cep telefonlarına taşınmasıyla ortaya çıkan mobil imza bugün bireysel anlamda bilinen en yüksek güvenlikli uygulama niteliğinde. Özellikle, birden fazla bankaya ait internet bankacılığı uygulaması kullananlar için büyük kolaylık sağlayan elektronik ve mobil imza, her bir bankaya özel ayrı şifre zorunluluğunu tamamen ortadan kaldırıyor ve tüm bankalara tek bir imza ile giriş yapma olanağı sunuyor. Gerek mobil gerekse elektronik imza uygulamaları, iş süreçlerini hızlandırarak zamandan büyük ölçüde tasarruf sağlıyor, kurum içi yazışmalarda kağıt kullanımını da azaltarak doğaya katkıda bulunuyor.”
Oracle Bankacılık-Finansal Hizmetler İş Geliştirme Müdürü Işıl Özlem Kılınç, daha önceki krizlerden çıkarılan derslerle artık bankaların daha verimlilik odaklı olduğu düşüncesinde. Yönetimin daha iyi karar verebilmesine yönelik projelerin ön plana çıkacağını öngören Kılınç, “Küresel krizin etkisiyle daha regüle bir ortam oluşacak. Türkiye olarak biz bu anlamda daha şanslıyız çünkü 2001 krizi ile birlikte özellikle bankacılık sektöründe düzenli ve etkin kontroller halihazırda yürürlükte. Yine de önümüzdeki dönem gözde konulardan denetim kontrolleri ya da güvenlikle ilgili birtakım tercihler, standartlara uygunluk, SPK’nın BDDK’nın ya da başka yönetsel yapıların isteyeceği raporların doğru ve zamanında yapılabilmesine yönelik altyapı ihtiyaçları olacak. Projelerin, kurumlara olan faydalarını daha iyi anlatmaya yönelik aktiviteler gerçekleştirmemiz gerekiyor. Değer zincirini iyi ifade edebilirsek projelerin devamlılığının sağlanabileceğini öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
2010 yılının ikinci yarısında ve takip edecek yıllarda da müşteri odağının artırılmasına yönelik önemli projelerin gerçekleşeceğini öngören Bimsa Finans Sektörü Müşteri Yöneticisi Nilüfer Varol, bu projeler paralelinde finans ve bankacılık sektörünün değer üreten süreçlerine öncelik verdiğini belirtti. Varol, “Amaç, yeni müşteri kazanmanın yanı sıra varolan müşteriyi elde tutmak. Bilişim yatırımları sayesinde finans ve bankacılık sektörü analitik uygulamalardan faydalanarak müşteri ihtiyaçlarını doğru olarak tespit edip, doğru ürün önermeleri yapabiliyor. Son yıllarda mobil ve internet bankacılığı alanlarında birçok gelişim yaşanmakta. Artan eğilim gösteren bu gelişmeleri daha yukarılara taşımak için birtakım servislerle desteklemek gerekiyor. İlerleyen dönemde temel bankacılık ve finans uygulamalarının desteklenmesine yönelik büyük ölçekli projelerin devam edeceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte bilgi güvenliği, iş zekâsı, sanallaştırma ve kağıtsız ofis uygulamaları gibi konularda yatırımlara hız verilecek” dedi.