DNA’mı duvara astım
20 yıl önce, DNA’mızın fotoğrafını çektiremiyorduk. Duvara tablo gibi asamıyorduk. Ne büyük bir eksiklikti! Ama bu derdimiz, 10 yıl önce bitti. 2005’te ABD’de CATGee adlı şirket, tükürüğümüzden DNA’mızın resmini çıkartmaya başladı. Bunu fotoğrafa dönüştürüp satmaya başladı.
DNA fotoğrafı güneş spektrumu renklerindeydi. Koya mavi bir zeminde bu renkler bizim “biz” olduğumuzu gösteriyordu. Bir tür e-imzaydı aslında. Biz de bu resmi, çocuğumuza göstererek “İşte yavrum, bak baban” veya “İşte annen böyle renkli bir kadın” diyebiliyorduk.
Aradan geçen son 10 yılda DNA, bir sanat malzemesine dönüştü. Yine ABD’de Genetic Ink, DNA’yı sadece fotoğraflamakla kalmadı: Ondan sanat eseri yarattı. Bu hizmetini 17 değişik renk skalasında, 4 değişik boyutta çerçevede 200 Dolardan başlayan fiyatlarla sundu. Duvarımıza, düz bir DNA fotoğrafı değil, DNA’mızın sanatsal bir gösterimini asabiliyoruz artık. Ohhh!
Böylece, duvardaki bu tabloyu görenler, “Kimin eseridir ki bu?” diye hayret ve beğeniyle sorduklarında, gururla “Ben!” diyebiliyoruz. Tek sakınca: Eğer eş yumurta ikizimiz varsa, o da bu sanat eserinde payı olduğunu söyleyecektir yani!
Iona Inglesby adlı tasarımcı hanım daha ileri gitti bu konuda: İnsanlığın DNA’sının % 99.9’u birbiriyle aynıymış. Geride kalan % 0.1, herkesi birbirinden farklı yapıyormuş. Bu nedenle Iona Hanım, sadece bize özgü 0.1 DNA özelimizi analiz ettiriyor. Bu veriyi eşarp, şal, etek, battaniye üzerine işliyor, dokuyor. Bizi “en” biz yapan özelliklerimizi, üzerimizde, boynumuzda taşıyoruz. Bu durumda, eşarbımız sadece bize özgü oluyor. Başkasında olamıyor. Bu çok farklı özellik uğruna 200 – 460 Dolar ödememiz yeterli.
2025’te DNA sanatı daha da gelişmiş olacak: 0.1 özelliğimizi alnımızda 3 boyutlu hologram olarak taşıyacağız.