Dönüşüm, daha da hızlandı
Pandemi öncesi kapsamlı bir dönüşüm sürecinde olan HP için proaktif adımlar bu süreçte daha da öne çıktı.
Uzaktan çalışma uzun yıllardır HP’nin kültüründe olan bir kavram. Kurumsal altyapı ve tüm süreçler de bunu destekliyor. 3G1K’ya konuk olan HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman, bu sayede Mart başında Türkiye’de ilk vaka görüldüğünde hızlıca evden çalışmaya geçtiklerini belirtti. “Bizim bir geçiş sürecimiz olmadı. Ayın 13’ünden itibaren herkes evinden çalışmaya başlamıştı” diyen Emre Alaman’a göre, Türkiye bu sürece çok hızlı uyum sağladı. 3D yazıcı konusunda ise Türkiye büyük bir potansiyele sahip. Alaman’ın tabiriyle Hindistan’ın tüm dünyaya yazılım hizmeti vermesi gibi, bizim de tüm dünyaya 3D yazıcı hizmeti verebilmemiz mümkün. Emre Alaman, 3G1K’da BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
Herkes evlere çekilince piyasada bir notebook sıkıntısı oldu. O dönemi nasıl çözdünüz?
Biz bu geçişi kolay yaptık; ama her şirketin bu kadar kolay yapmasını bekleyemeyiz. BT çalışanları notebook talebi ile geldiler. Bu akım Çin’de başladı, Avrupa’da görüldü ve Türkiye’ye gelmesi zaman aldı. O sırada biz tahminleme yaparak notebook siparişlerini normalden fazla olarak girmiştik. Yeterli stokumuz vardı. Ev kullanımına yönelik mürekkepli yazıcılarda da ciddi bir talep oldu. Evden çalışma ve evden eğitime geçişle alakalıydı bu ve orada da yeterli stokumuz vardı. İnsanlar ev yazıcılarında orijinal kartuş ve toneri tercih ediyorlar; ancak bunun yanında sağlık ve çevre gibi duyarlılıklarının artması orijinal sarf malzemelerine yönelimi beraberinde getirdi. Dizüstü bilgisayarlar, yazıcılar ve orijinal toner, kartuşlarda artış oldu. Normale dönüşle de masaüstü, All-In-One’lara, ofis kullanımına uygun yazıcılara talep tekrar artıyor.
Pandemiden bağımsız olarak dijital dönüşüm çalışmalarınız vardı. Bu çalışmalar pandemi ile birlikte nasıl şekillendi?
Halihazırda başladığımız dijital dönüşüm çalışmalarını pandemi ile birlikte hızlandırdık. Bunu, tüm dünyada da gözlemledik. Belki önümüzdeki 5-10 yılda olacak dönüşümler 5-6 aylık dönemde birçok firma tarafından yapıldı. Şansımız, süreci daha önce başlatmamız oldu. Neler yapacağımızı biliyorduk; sadece bunları biraz hızlandırdık. Bizim için tetikleyici unsur, müşteri alışkanlıkları, beklentileri ve satın alma davranışlarındaki değişiklikler oldu. Bunu uzun zamandır bekliyorduk; ama pandemi bunu bariz görünür hale getirdi. Müşteri odaklı bir firmayız. Bunun ötesine geçmek adına çeşitli çalışma grupları yapıldı. “Şirketi, müşterinin çevresinde kurabilir miyiz?” mantığıyla dönüşüme başladık ve çeşitli başlıklar belirledik. Bunun ilki; dijitalleşme ve her müşteriye ayrı, kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler, servisler verebiliyoruz. Değişimin ikinci bacağı; şirketin organizasyonu. Küresel operasyonlarımızı 10 pazara böldük ve bunlar doğrudan merkeze bağlı. Sahada olan her bilgi merkeze, merkezde olan her bilgi de sahaya ulaşıyor. HP içerisinde daha önce olmayan, dijitalleşme ile birlikte gelen birçok pozisyon tanımladık. Üçüncü ve en önemli ayaklarından biri de süreçleri değiştirmek oldu. Ürün tasarımı, fiyatlaması, sipariş süreçleri, faturalama, satış sonrası hizmetlere dek tüm süreçleri gözden geçirdik. Süreçlere yapay zeka, robotik gibi teknolojileri entegre ettik. Karar mekanizmalarını daha veriye dayalı yapmaya başladık.
Türkiye’nin bu sürece uyumu diğer ülkelere göre nasıl oldu?
Uyum çok hızlı oldu. Türkiye’deki yöneticiler de, çalışanlar da krizlere, krizleri çözmeye çok alışık. Soğukkanlıyız, tecrübeliyiz. Buna adapte olmamızın ötesinde diğer ülkelerdeki arkadaşlarımıza destek olduk. Hem burada yaptığımız işlerle örnek olduk, hem de onların sorunlarına çözüm bulmaya çalıştık. Bizim içgüdüsel olarak yaptığımız birçok şeyin diğer ülkelerde yapılmadığını gördük. Ürün gamının hızlıca notebook, ev tipi yazıcılara kaydığından bahsettik. Biz, henüz Covid-19 Türkiye’de yokken Çin’de duyduklarımızdan ötürü ürün gamımızı çok önceden değiştirdik. Bu sürece en hazır ülkelerden biri Türkiye idi. Müşterilerimizi aradık. Onlarla birlikte hareket edeceğimizi söyledik.
Pandemide mobil teknolojilerin önemi arttı. Bu konuda yaklaşımınız nasıl?
Buna iki türlü bakmak lazım. Biri ofis kullanımında mobilite, diğeri uzaktan eğitimdeki mobilite. Eğitime baktığımızda; tüm dünyada ve Türkiye’deki kullanıcılar evden eğitimin tablet ya da telefonla olmadığını gördüler. Öğrencinin önüne mutlaka bir bilgisayar koymanız lazım. Hatta çoğu zaman bir bilgisayar da yetmiyor, belki bir monitör, klavye, mouse koymanız lazım. Buradaki en önemli değişim tablet ve telefondan uzaklaşıp, eğitimin tekrar bilgisayar üzerinden yapılması oldu. Mobilite, güvenlik sorunları ile birlikte geliyor. Zayıf halka ise son kullanıcı. Notebook ile ofisten çıktığın anda tüm saldırılara açık hale gelebilirsin ya da evden kullanılan yazıcı bir anda dışarıdan saldırılara hedef haline gelebilir. Evden çalışanların nasıl güvenli bir şekilde çalışabilecekleri üzerine gittik ve satın alma kararları anında değişmeye başladı. Bir diğer konu ise servis ihtiyaçları. Klasik olarak ofisteki cihazlara servis hizmeti verilir. Ama bu sefer şirketler bizlere gelip, evdeki kullanıcılarına nasıl servis hizmeti vereceklerini sormaya başladılar. Bunun üzerine çalıştık.
Dijital dönüşüm sürecinde kamu odaklı çalışmalarınız ne durumda?
E-devlet projesi ile birlikte kamu çok uzun süre önce dijitalleşmeye başladı. Doküman yönetiminde baskısız ofisler mantığını kamu oturtabildi. Birçok dokümanın basılma gereksinimini ortadan kaldırdı. Kamunun dijital dönüşüme geçmesi anlamında dünyadaki başarılı ülkelerden bir tanesiyiz. Kamu ile çok yakın çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Özel sektörden ve yurtdışından edindiğimiz deneyimleri kamu ile birlikte konuşabiliyoruz. 3D yazıcılar konusunda da kamu ile çalışıyoruz. Kamu ile çalışmalarımız devam edecek. Biz bir kanal firmasıyız. Satışlarımızın yüzde 90’ı kanal üzerinden ilerliyor. Kanal stratejimizi iki başlıkla özetliyoruz. Bunlardan biri uzmanlık. Müşteriler ana işlerinden başka işlerle çok fazla uğraşmak istemiyorlar. Biz de bu konunun uzmanı olduğumuzu söylüyoruz. Teknik uzmanlık, satış uzmanlığı, satış sonrası uzmanlık, tüm bunlara iş ortaklarımızla yatırım yapıyoruz. İkinci başlık ise yaygınlık. KOBİ’ler, tüketiciler HP ürünlerine rahat ulaşmak zorundalar. 70 iş ortağı ile Türkiye’nin her yerine ulaşmak da mümkün değil. O noktada e-ticarete çok yatırım yaptık. Her şehirde HP ürünlerine ulaşılabilecek noktalar belirlemeye çalışıyoruz. Bir kısmı perakende, bir kısmı mahalle arasındaki bilgisayar veya yazıcı uzmanı iş ortakları. Yeni program da uzman ve yaygınlık kanallarımızı destekliyor. E-ticarete yatırımlarımız devam edecek.
3D yazıcı tarafında tüketiciler ve kamu sizden neler talep ediyor?
3D yazıcılar Covid’ten sonra daha da önemli bir fırsat haline geldi. Bölgemizde sanayisi, işgücü en gelişmiş, üretime en yatkın ülke; Türkiye. Bu bölgeye yatırım yapacak bir firma Türkiye’yi mutlaka değerlendirmek zorunda. Dünyadaki konjonktürden dolayı Türkiye’deki üretim kesinlikle artacak. Kullanıcıların kişiselleştirilmiş ürünlerin üretimini talep ettiğini görüyoruz. 3D yazıcılar prototip üretimde kullanılıyor. Henüz seri üretime uygun yazıcılar çok fazla geliştirilmedi. Fakat çok kısa bir sürede bu teknolojilerin seri üretim haline geleceğini göreceğiz. Prototip bile başlı başına bir konu. Türkiye’de milyonlarca dolar, prototip yüzünden yurtdışına çıkıyor. Çünkü Türkiye’de birçok prototip üretilemiyor. Başka bir ülkeden Türkiye’ye getiriliyor. 3D prototip yazıcılar, Türkiye için mükemmel. Kamu da, özel sektör de bunu gördü. Bu yüzden Türkiye’de 3D yazıcı kullanımı çok iyi. Birçok firma prototiplerini 3D yazıcıda yapıyor. Biz 3D yazıcıyı hem satıyoruz ve firma kendisi kullanabiliyor; hem de parça başı hizmet olarak veriyoruz. Uzman iş ortaklarımız var. Biz, Türkiye’de 3D yazıcı sadece kullanılsın istemiyoruz. Bunun Türkiye’de bir değer yaratmasını istiyoruz, bunun için de bölgeye hizmet verme arzusundayız. Bunun için bir eğitim seferberliği başlattık. Manisa’da Celal Bayar Üniversitesi’nde pandemiden önce bir sınıf kurduk ve 8 haftalık bir 3D yazıcı eğitimi verdik. Eğitimi online hale getiriyoruz ve daha çok kişiye bu eğitimi vereceğiz. Kamu ile birlikte bir çalışma da yapıyoruz. Yüzlerce sınıfa gidip oradaki eğitmenleri eğiterek, lise öğrencilerine 3D yazıcı tasarım eğitim vereceğiz. Bu, herhangi bir tasarım eğitiminden farklı. 3D yazıcının kendi kuralları vardır. Bu kuralları lise çağında verebilir ve bir uzman ordusu yaratabilirsek, Hindistan’ın tüm dünyaya yazılım hizmeti vermesi gibi, bizim de tüm dünyaya 3D yazıcı hizmeti verebileceğimiz aklıma geliyor. İlk yetiştirdiğimiz öğrenciler sektörde çalışmaya başladılar.
Bu yıl yaşadıklarımız, 2021 hedeflerinizi nasıl etkileyecek?
Türkiye’ye inanıyoruz. İnişler çıkışlar da olsa Türkiye’nin ivmesi her zaman yukarı doğru. Dünyanın da ivmesinin yukarı doğru gideceğini düşünüyoruz. 2020’nin ilk 6 ayı dipti. 2021’de, baz etkisiyle de güçlü büyümeler göreceğiz. Gelen son rakamlar bazında hemen her ülkede BT harcamaları artıyor. 2021 için güçlü bir plan yaptık. Kamu ve özel sektörde iyi yatırımlar, eğitimde ve turizm yatırımlarında da hareketlenme bekliyoruz.
Tedarik zinciri yönetiminde değişiklikler olacak mı?
Kesinlikle olacak. HP de üretimini yaymaya başladı. Hem üretim hem üretimde kullanılan parçaların tedarikini yaymaya, bunu hızlandırmaya çalışıyoruz. Pazar ve müşteri tarafında çok ani istekler olabiliyor ve bunları gerçekleştirmek adına tedariki hızlandırmamız lazım. Tedarik zincirleri yıllardır firmalarda ‘en düşük maliyet’ üzerine kuruluydu. Ama artık daha hızlı, daha esnek yapılara göre kuruluyor. Bu, maliyet artışı anlamına gelse de şirketler bunu tercih ediyor. HP de bu modele geçti.
Türkiye’de iş ortaklarınızın HP Amplify yapısına ilgisini nasıl görüyorsunuz?
Duyurduğumuzda çok heyecanlanan, bize geri dönüş sağlayan iş ortaklarımız oldu. Tüm kriterlerde birlikte yürünecek iş ortaklarını belirleme süreci var. İş ortakları yatırım yapıp yapmama kararını verecekler. Bu seçimleri de Kasım’a dek tamamlayacağız. Özellikle e-ticaret ayağına çok ilgi oldu. Orada bizim şirketlere katabileceğimiz çok şey var. E-ticaret bir site açıp ürünü satmaktan ibaret değil. Oraya öncelikle trafiğin getirilmesi, bu trafiğin ikna edilmesi, içeriğin düzgün konulması, müşteri memnuniyetinin sağlanması lazım. Ürünün teknik hizmetlerinin sağlanması da önemli.