Dönüşümün başrol oyuncusu teknoloji
Şirketlerin kurumsallaşma ihtiyacının temelinde, sürdürülebilirlik, kârlılık ve sağlam bir finansal yapı, rekabet gücü, uluslararası pazarlara açılma ve elbette yasal zorunluluklar gibi temel gereksinimler bulunuyor. Türkiye’de birçok kurum ve kuruluş, teknolojideki gelişmelere ayak uydurarak bir dönüşüm süreci yaşıyor. Ülkemizde çok sayıda KOBİ var, alanlarında çok başarılı olmalarına rağmen bazen kurumsallaşma sürecinde zorlandıkları için birçok aksaklıkla karşılaşabiliyorlar. Büyük ölçekli şirketlerse satın almalar, birleşmeler gibi nedenlerle dönüşüm süreçlerine girebiliyor.
Bir şirketin en önemli yapı taşı; kalıcı, sürdürülebilir, sağlıklı bir şekilde büyüyebilen bir sisteme sahip olması. Bu ihtiyaç, içinde “kurumsallaşma” denen gerçeği taşıyor. İş süreçlerinin ve örgütsel yapının bir sistematiğe oturması, yeni teknolojilere ayak uydurulması, e-dönüşüm gibi çoğu firmayı etkileyen yeni gelişmeler, şirketlerin kurumsal dönüşüme ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Bu dönüşüm verimliliği ve çalışan motivasyonunu artırıyor, şirketleri rekabette bir adım öne geçiriyor. Dönüşüm sürecinde baş rolü ise birçok alanda olduğu gibi teknoloji üstleniyor.
Logo İcra Kurulu Üyesi Akın Sertcan, şirketlerin dönüşüm süreçleri ile ilgili şunları kaydetti:
“Bir işletmede türü ne olursa olsun, değişimi gerçekleştirebilmek için öncelikle işletmenin mevcut iş modelinin belgelenmiş olması gerekiyor. Böyle bir “mevcut durum envanteri” elde edildikten sonra nasıl bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirileceği tartışılmalı. Örneğin ERP projelerinde başarılı olan kurumların en önemli özelliği; kendi yapılarına, teknolojik sistemlerine, kurumsal hedeflerine ve stratejilerine en uygun çözümleri seçerek hayata geçirmeleridir. Yazılım seçiminde yapılacak bir hata, sadece önemli ölçüde zaman ve maliyet kaybına neden olmakla kalmayacak, sistem kurulduktan sonraki etkin ve verimli kullanımı da sıkıntılı olacaktır. Bu nedenle ERP gibi kurumun tüm birim ve iş süreçlerini etkileyecek olan bir yazılımın seçimi sırasında, kapsamlı bir seçim metodolojisi, kurumsal hedeflerin belirlenmesiyle başlayan çok yönlü bir değerlendirme sürecini kapsar.
Özetlemek gerekirse, bir işletmenin tüm iş süreçlerinin entegre bir yapıda yönetilmesi anlamına gelen ERP çözümleri, şirketlerin kurumsal yeteneklerini, verimliliklerini artıran ve kurumlara rekabet avantajı sağlayan temel bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Çok uluslu şirketlerden küçük ölçekli girişimcilere kadar ölçek ve sektör ayırt etmeksizin uygulanabilen ERP yazılımları, iş dünyasında var olmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak isteyen her kuruma hizmet ediyor.
Değişen koşullar ve buna bağlı olarak sürekli değişen talepleri karşılayabilmek için şirketlerin hızlı ve esnek yanıtlar üretmesi ve bu değişikliklere ayak uydurması için ERP yazılımları vazgeçilmez bir araç. ERP uygulamalarında üretimden satışa, finanstan dağıtıma tüm süreçleri ortak bir altyapı üzerinde bütünleştiren şirketler, değişken pazar koşullarına hızla uyum sağlamayabilme avantajı elde ederken, hızlı ve hatasız bir çalışma ortamı yaratıyor. Aynı zamanda e-ortama aktarılan iş süreçleri ile zamandan, fazla mesailerden, insan kaynaklı hatalardan ve stok fazlası gibi pek çok maliyetten tasarruf sağlanıyor.”