Dört çeşit internet oldu
İnternetin iki “babası” yanyana. Tim Berners-Lee, “Ben, interneti icat etmedim” yazılı t-shirt giymiş. Yanında Vint Cerf’inkinde “Ben, web’i icat etmedim” yazıyor. Bir zamanlar Başkan Clinton’ın yardımcısı Al Gore, “İnterneti ben icat ettim” dedi diye –haksız yere- dalga geçilmişti. Oysa o, “bilgi otoyolu” (information super-highway) sözcüğünü siyasi söylemine katan, 1988’den beri bilişimi, ABD’de toplumun kullanıma açan yasa tasarılarında rol oynamış bir öncüydü gerçekten. 1990’lardaki iyimser söylemlerden bugüne geldik ki ne görüyoruz? Ortaya “bir” değil, “dört” çeşit internet çıkmış:
1..Silikon Vadisi tarafından eskiden beri savunulan “açık internet”.
2..Avrupa Birliği’nin savunduğu “denetimli internet”.
3..Çin’in istediği sansürlü, gözetleyen, baskıcı, “otoriter internet”.
4..ABD’de Trump’ın dayatmaya çalıştığı, parayı veren hızlı internet kullansın, para vermeyen kullanmasın diyen ticaret kafalı “vahşi kapitalist internet”.
Bu “dört internet” kavramı, İngiliz bilimciler Kieron O’Hara ile Wendy Hall’un yazdıkları “Dört İnternet – Dijital Yönetişimin Jeopolitiği” başlıklı, Uluslararası Yönetişim İnovasyonu Merkezi (CIGI) yayını raporda tanımlandı. 28 sayfalık raporda, internetin bütün dünyayı kapsayıcı bir fikirle ortaya çıktığı halde bugün bir kırılma yaşandığına vurgu var. Tam da raporla eş zamanlı gibi, Rusya’da (Çin’dekini andıran nitelikte) internete daha da sıkıyönetim getirecek yasanın yürürlüğe girdiği açıklandı. “Global Voices” sitesinde 6 Aralık’ta yayınlanan uzun makaleye göre Rusya İletişim, Bilgi Teknolojisi ve Kitle Medyasını Denetleme Kurumu (Roskomnadzor- RKN) zaten 2012’den beri dilediği siteyi kapatıyordu. Şimdi yeni kanun, bu uygulamayı daha da sıkı hale getirecek. İngiliz raporunun sonu şöyle bitiyor: “Böyle bir dünya ile uluslararası konularda ortak görüş aramaya çalışma arasında çatışma kaçınılmaz olacaktır. İşbirliklerinin yararı, saydamlık, özel yaşamın korunması gibi kavramlar, otoriter zihniyetle bağdaşmayacaktır.”