Dünya Çapında 400 Bin Şirket Veri Korumasında Veeam’e Güveniyor
Bulut Veri Yönetimi’ne olan talebin artmasıyla 2020 yılında pazar lideri konumunu güçlendiren Veeam, 2021’de de şirketlerin veri koruma ihtiyaçlarını karşılayacak kapsamlı çözümlerle büyümesini sürdürecek.
Bulut Veri Yönetimi sağlayan yedekleme çözümlerinin lider şirketi Veeam Software, işletmelerin verilerini korumasına, yönetmesine ve verilerin gücünden yararlanmasına olanak sağlayan çözümleriyle 2020 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren 400 bin müşteriye ulaştı. Veeam, veri merkezi yedekleme ve kurtarma pazarından pay almaya devam ederken kuruluşların bulut veri koruma ihtiyaçlarını en üst seviyede karşılamak üzere yeni çözümlerle büyümeye devam ediyor.
2020 yılında yüzde 85 oranında büyüme gösteren şirketin en hızlı büyüyen ürünü Veeam Backup for Microsoft Office 365, Exchange Online, SharePoint Online, OneDrive for Business ve en son versiyonuyla Microsoft Teams için yedekleme ve kurtarmayı destekliyor. Veeam Backup for Microsoft Office 365, Office 365 verilerini koruma altına almak için Veeam’e güvenen on binlerce kuruluş tarafından tercih edilerek 2020 yılında 133 bin indirme sayısına ulaştı. Veeam, 2020 yılında Kubernetes Yedekleme ve Felaket Kurtarmada (DR) pazar lideri olan Kasten’i de bünyesine katarak, Kubernetes ortamlarında da bulut veri korumasını desteklemeye başladı. IDC Veri Replikasyonu ve Koruması Yarı Yıl İzleme Raporu’na göre 2020 yılının ilk yarısında EMEA Bölgesi gelirlerinde 5 firma arasında 1. sırada yer alan Veeam, geçen yılın aynı dönemine göre en hızlı gelir artışı sağlayan şirket oldu.
2020 yılını değerlendirerek 2021 için hedef ve öngörülerini paylaşan Veeam Ülke Müdürü Kürşad Sezgin, “2020 yılı, pandeminin insan hayatında yarattığı akıl almaz kırılmalarla anılacak. Bilişim teknolojileri penceresinden baktığımızda ise pandeminin, dijital dönüşümü ciddi şekilde hızlandırdığını gördük. Veri yönetimi, salgından önce kuruluşlar için bir öncelikti, şimdi de öyle. Ancak günümüzde verilerin erişilebilir kalması ve çalışanların ofisteyken kullanabildikleri tüm dosyalara, araçlara, uygulamalara erişebilmesi daha da önem kazandı. Bizler dijitalleştikçe ve dijital platformlara işimizle, ailelerimizle, hayatımızla ilgili bilgileri aktardıkça, bu bilgilere ulaşmak ve bundan fayda sağlamak isteyen siber saldırganlar ve onların kullandığı metotlar da artıyor ve gelişiyor. Siber saldırıları bertaraf etmek için şirketlerin kurumsal siber güvenlik politikalarını sık ve düzenli olarak gözden geçirmeleri ve güncellemeleri, denetimleri artırmaları, çalışanlarını bilinçlendirici eğitimler düzenlemeleri büyük önem taşıyor” dedi.
“Bulut yatırımları artıyor”
2021 yılında işletmelerin verilerini korumaya ve verilerin gücünden yararlanmak üzere en etkili iş ortaklarını seçmeye odaklanacaklarını vurgulayan Sezgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Şirketler iş sürekliliğinin sağlanması, verimliliğin artırılması, şirket kaynaklarının asıl ihtiyaç duyulan AR-GE faaliyetlerine aktarılabilmesi ve kurumsal rekabette öne çıkabilmek için bulut teknolojilerine her geçen gün daha çok yatırım yapıyorlar. 2020 hem Türkiye hem de dünyada ekonomik açıdan zorlu bir yıl oldu. Bu nedenle işletmeler teknoloji yatırımlarında daha seçici ve daha dikkatli davranarak en uygun fiyata en fazla verim alabilecekleri nokta atışı yatırımlar yapmaya odaklanmaya başladılar. Sektörümüz açısından değerlendirdiğimizde 2021 yılında geleneksel teknolojilere ve donanımlara yapılan yatırımların yavaşlayacağını söyleyebiliriz. Bununla birlikte işletmeler verilerinin -bulut, sanal veya fiziksel hangi ortamda olursa olsun- korunmasını ve verilerin gücünden maksimum düzeyde yararlanmalarını mümkün kılacak en sağlam iş ortaklarını seçecek ve yatırımlarını bu yönde yapacaklar. Veeam olarak sanal, fiziksel ve bulut ortamlarındaki verilerin yedekleme ve replikasyonlarını zaten çok uzun süredir başarılı bir şekilde yapıyorduk. Bünyemize kattığımız Kasten ile de artık Kubernetes-native yedekleme çözümleri ile şirketleri bugünden geleceğe hazır hale getirmeye devam ediyoruz.”
2021’de şirketleri neler bekliyor?
Veeam Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin 2021 yılı için öngörülerini şu şekilde sıralıyor:
1- Donanımda yaşanan düşüşle birlikte yazılım tanımlı modeller daha çok ön plana çıkacak
Yazılım tanımlı modellere geçildikçe cihazlar da çekiciliklerini kaybedecekler. Hizmet olarak yedeklemeye (BaaS) ve cihazlardan uzaklaşmaya doğru bir değişime şahit olduk. Pandemi süresince uzaktan çalışma modeli 2020’de donanımların nasıl kullanıldığını doğrudan etkiledi. 2021’de de devam edeceği öngörülen bu yaklaşım sonucunda yazılım tanımlı modeller merkezde olmaya devam edecek.
2- Bulut tabanlı platformlarda verilerin korunmasına ve yönetilmesine daha fazla odaklanılacak
Şirketler Microsoft Teams ve Slack gibi bulut tabanlı birlikte çalışma platformları üzerinden işlerini sürdürmeye devam edecek. Bu da daha fazla ekibin, bu platformlar üzerinden gerçekleşecek veri akışını depolamak için bulutun gücünden yararlanacağı anlamına geliyor. Bunun sonucu olarak 2021’de Teams gibi birlikte çalışmaya olanak sağlayan platformlara yönelik veri koruma ve yönetimine daha fazla odaklanılacak, bu konuda farkındalık artacak.
3- Geliştiriciler, şirketlerin teknolojilerinde ve veri stratejilerinde daha fazla söz sahibi olacak
2021’de artık veri stratejisi sürecinde DevOps ekipleri çok daha fazla söz sahibi olacak. Tüm sektörlerde şirketler yazılımların kurulum sürecinde hataları erkenden fark ederek ortadan kaldırmaya odaklanacaklar. Bu süreçte CIO’lar şirketleri teknolojik açıdan yönlendirmeleri için geliştirme ekiplerine daha fazla güvenecekler.
4- Birlikte hareket etmenin önemi artacak
Veri artışının giderek hızlanması ve uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla birlikte bu durumdan faydalanan siber suçlular, her işletme için giderek daha fazla risk oluşturuyor. Bu nedenle globalde olduğu
gibi Türkiye’de de işletmelerin çoğu 2021’de BT bütçelerinin büyük bir kısmını güvenliğe ayıracak. Ancak güvenliğe yapılan bu yatırımlar bile tüm potansiyel tehditlerin ortadan kaldırılmasına yeterli olmayabilir. Bunların da ötesinde; işletmelerden, uzmanlardan, tedarikçilerden, satıcılardan ve hatta hükümetten oluşan tüm ekosistemin siber tehditlerle mücadeleye uyumlu hale getirilecek şekilde düzenlenmesi gerekir.
Siber suçlular büyük ölçüde birlikte çalışıyor. Böylece kritik güvenlik açıkları, ihlal edilen sistemler ve hedefler hakkında son derece hızlı şekilde bilgi paylaşıyorlar. Bu nedenle kurumların da bu savaşı yalnız başına vermesi oldukça zor gözüküyor. Risk yönetimi modellerinin ve sistemlerinin saldırılara karşı geliştirilen dayanıklılık planlarını en iyi şekilde nasıl kullanılacağını öğrenmek için Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’ndaki uzmanlarla birlikte çalışılmalı.
Hukuki düzenlemelere uyumluluk, kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar arasında artan işbirliği ve bilgi paylaşımı, tehditlerin tanımlanmasını hızlandırarak daha hızlı çözümler bulunmasına yardımcı olacaktır.