Dünya Kupası’nda 3D hayal kırıklığı
Futbolseverlerin heyecanlı bekleyişi sona eriyor ve Dünya Kupası 11 Haziran’da başlıyor. 2010 Dünya Kupası, futbolseverlerin yanı sıra teknoloji tutkunları için de heyecan verici gelişmelere sahne olacak. Maçların yapılacağı “kuantum” stadlardan karşılaşmalarda kullanılacak topa, siber ortamlardan bilgisayar oyunlarına kadar Güney Afrika’daki futbol sıcaklığı teknoloji dünyasını da saracak. Dünya Kupası futboldaki en büyük organizasyon. Turnuvada teknoloji kullanımında en öne çıkan konu ise üç boyutlu televizyon yayınları oldu. Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) ve Sony arasında yapılan anlaşmaya göre turnuva kapsamında gerçekleştirilecek karşılaşmaların 25 kadarı 3D olarak yayınlanacak. 3D HDTV sahiplerine farklı bir deneyim yaşatacak bu uygulama ile Güney Afrika’ya gidemeyenler ev rahatlığında, daha gelişmiş görsel bir deneyim yaşayacak. 3D teknolojisi ile 3D izleyicilerinin adeta stadyumun içerisindeymiş gibi hissedecekleri söyleniyor. 2010 Dünya Kupası maçlarıyla birlikte, turnuva sonrasında etkinlikle ilgili 3D filmin de hazırlanması planlanıyor. Şu kesin ki 3D yayınlar konusunda, dünyanın en büyük futbol organizasyonunu Dünya Kupası çok önemli bir sınav alanı ve önümüzdeki dönemde benzer organizasyonlardaki yatırımlar için de belirleyici olacak. Dünya Kupası yayınını Sony’ye kaptıran Panasonic’in de Kış olimpiyatları yayını için şimdiden anlaşma imzalaması organizasyonlar ve onların içinde yer alabilmek için gerçekleşen rekabeti gözler önüne seriyor.
Tüm bunlara rağmen Dünya Kupası yayınlarında tüm dünyanın tepki göstereceği bir durum bulunuyor. Yayınlar kupanın düzenlendiği Güney Afrika dışında dünya çapında sadece yedi şehirde 3D izlenebilecek. Londra, Berlin, Mexico City, Paris, Rio De Janeiro, Roma ve Sidney 3D maç heyecanı yaşanabilecek şanslı 7 şehir. Listede Madrid, New York, İstanbul, Moskova gibi şehirlerin bulunmaması dünyada ilk defa gerçekleşecek ve büyük yatırımların yapıldığı 3D Dünya Kupası yayını için şimdiden hayal kırıklığı yaratıyor.
Güney Afrika’daki kupanın yayınını alan Sony henüz maçların nasıl çekileceği ile ilgili bir bilgi vermedi. Şimdiye kadar 3D yayınlar çift lense sahip özel kameralar eşliğinde kaydediliyordu. Ancak Sony yakın zamanda tek lensli 3D kamerasını kamuoyuna tanıttı. Bu kameraların çekim kalitelerinin eski teknolojilerden eksik olmadığı belirtiliyor. Yine de çekimlerin yapılacağı kameralar turnuvanın başlamasıyla görülecek. Yayının ulaştığı şehirlerde 3D maçları izlemek için 120 MHz 3D uyumlu televizyon ya da bilgisayarlara 3D gözlüklerle bakmak yeterli olacak.
Teknolojik top Jabulani tartışmalar yarattı
Dünya Kupası’nda kullanılacak resmi top Jabulani de teknolojinin imkanlarını sonuna kadar kullanıyor. Özel bir teknikle birleştirilen 8 parçadan oluştuğu için şimdiye kadar ki en yuvarlak top olarak kabul edilen Jabulani’de dikişler en aza indirgenmiş. Bu özellik, topun vurulabilir yüzeyini yüzde 70 artırırken, topun havada 5 kat hızlı ilerlemesine de imkan sağlamış. Zulu dilinde kutlama anlamına gelen Jabulani’nin çevresi 69 santimetre, ağırlığı 440 gram. Topun bir diğer önemli özelliği ise ıslandığı zaman ağırlığının hiç artmaması. FIFA standartları uyarınca, bir top ıslandığında, ağırlığının yüzde 10’a kadar artması kabul görürken, bu oran Jabulani’de yüzde sıfır. Top, Adidas’ın Thermal Bonding teknolojisi sayesinde ısı ile birleştirilen ve yuvarlak şekillendirilmiş 8 adet 3D panelden oluşan ilk Adidas futbol topu olma özelliğine de sahip. Dış yüzey, özel hava kanalları ile topun yüzeyine 3 boyutlu bir görünürlük kazandırıyor ve topu aerodinamik olarak çevreliyor. Topla bütünleşen kanallar, topun tam istenilen yüksekliğe havalanabilmesini sağlıyor. Fakat, her yeni top gibi Jabulani de eleştiriler aldı, özellikle de kalecilerden. İlk eleştiri İtalya Milli Takımı’nın kalesini koruyan Gianluigi Buffon’dan gelmişti. Ünlü kaleci, topun her seferinde farklı bir çizgi izlediğini vurguladı ve kalecileri büyük sürprizler beklediği uyarısında bulundu.
Dünyanın ilk kuantum teknolojili stadı
Turnuvayı gerçekleştirecek Güney Afrika, stadlarını yenilemede ve yeni yaptığı stadlara büyük yatırımlar yaparak teknolojinin son olanaklarından yararlandı ve stadları hazır hale getirdi. Bu stadlardan biri Durban Stadyumu.
Durban Stadyumu’nun sadece Güney Afrika’nın değil dünyanın da ilk kuantum stadı olduğu söyleniyor. Kuantum kriptografi yani, şifreleme, iletişim güvenliğimde yeni bir metod ve kuantum particle (zerreleriyle) verileri kodlayıp ultra yüksek iletişim güvenliği çözümü sağlıyor. Kuantum şifreleme güvenli iletişim için ise kuantum mekaniği kullanıyor. Gizli dinleyicilerin şifrelenmiş iletilerin içeriğini okumasını önlemek için değişik matematiksel|matematik teknikleri kullanan geleneksel şifrelemenin aksine, kuantum şifreleme, bilginin/verinin fiziğini temel alıyor. Projeyi yürüten KwaZulu Natal’s Kuantum Teknoloji Merkezi’nden Profesör Francesco Petruccione, Dünya Kupası’nın kuantum şifrelemenin kullanılacağı ilk küresel ve halka açık etkinlik olacağını söylüyor. Projenin stadyum ile operasyon merkezi arasında optik fiber iletişim linkinde yüksek düzeyde güvenlik sağlayacağını anlatan Petruccione, sistemin hackerların işini çok zorlaştıracağını düşünüyor.
Diğer yandan, Güney Afrika’da stadlarda ve stad dışında büyük güvenlik önlemleri alınmış durumda. Ama güvenlik sadece fiziksel boyutta da düşünülmemeli. Siber dünyada da güvenlik konusunda Dünya Kupası dikkatini artırıyor. Bir güvenlik şirketinin yaptığı araştırmaya göre, özellikle Dünya Kupası ile ilişkili istenmeyen e-postaların sayıları normal döneme göre yüzde 30’lara varan oranda artmış. Özellikle son 1 ay içinde bilet satışlarında da sona yaklaşılmasına paralel olarak istenmeyen e-postaların sayısında artış gözlenmiş, sahtecilik faaliyetleri hız kazanmış durumda.
meteg@interpromedya.com.tr
evreng@interpromedya.com.tr