Dünyanın derdi siber tehditler!
Allianz Global Corporate & Specialty (AGCS) tarafından gerçekleştirilen yıllık küresel iş dünyası riskleri anketi Allianz Risk Barometresi’nin dokuzuncusu yayımlandı. Çalışma, bu yıl aralarında CEO’ların, risk yöneticilerinin, broker’ların ve sigorta uzmanlarının da bulunduğu 100’ü aşkın ülkeden 2 bin 718 uzmanın görüşlerini içerdi. Buna göre, siber olaylar yüzde 39’la ilk kez ‘en büyük küresel iş dünyası riski’ oldu. Şirketlerin verilere ve bilişim sistemlerine giderek artan bağımlılığı ve yaşanan birkaç yüksek profilli olayın etkisiyle siber tehdit farkındalığı son yıllarda arttı. Yıllardır en büyük risk olarak görülen ‘iş kesintileri’ ise yüzde 37 ile ikinci sırada. Yüzde 27’yle üçüncü olan ‘mevzuat ve yönetmeliklerdeki değişiklikler’ ve yüzde 17’yle yedinci sırada yer alan ‘iklim değişikliği’ listede en çok basamak atlayan riskler oldu. Bu sonuçlar ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının, Brexit’in ve küresel ısınmanın şirket ve ülkeleri küresel çapta endişelendirdiğine işaret ediyor. Çalışmayı değerlendiren AGCS CEO’su Joachim Müller, “Kurum yönetimleri ve risk yöneticileri siber tehdit ve iklim değişikliği risklerine çözüm bulamazlarsa, bu durumun büyük ihtimalle şirketlerinin operasyonel performansı, finansal sonuçları ve kilit paydaşları üzerinde de olumsuz etkileri olacak” yorumunu yaptı.
En büyük küresel risk olmanın yanı sıra siber olaylar; ankete katılan birçok ülkede en büyük üç risk arasında yer alıyor. Bir milyondan fazla kaydın sızıntısını içeren bir mega veri sızıntısının maliyeti, geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 8 artarak ortalama 42 milyon dolara yükseldi. AGCS Siber Departmanı Küresel Başkan Yardımcısı Marek Stanislawski, “Daha büyük şirketler sofistike saldırıların ve yüksek miktarda para taleplerinin hedefi haline geliyorlar. Zorla para sızdırma, resmin sadece bir kısmı. Teknik aksaklık veya siber saldırı sonrasında kritik verilerine, sistemlerine veya teknolojilerine erişemeyen şirketler, iş kesintisinden kaynaklanan ciddi kayıplar yaşayabiliyor. Şirketlerde henüz yaygın olmayan personel farkındalığı eğitimleriyle bu durumun önüne geçmek mümkün” dedi.