Durum
Yıl dönümleri, durup etrafa bakmak ve konumumuzu belirlemek için uygun zamanlar. Çoğu ülkede geçmiş yılın muhasebesi ve gelecek yılın planları yılın başında yapılır. Bu hafta biz de genel duruma bakalım:
Türkiye’nin ilerlemesinde yol haritasını örnek aldığı AB, ekonomik açıdan hiç de örnek alınamayacak noktada. Öyle ki, “iyi ki bizi aranıza almamışsınız, bir de sizin yükünüzü taşıyacaktık” diyeceğimiz geliyor. Bunun daha da kötüsü, AB’nin bize: “sizi aramıza aldık ve bu nedenle battık” demesi olurdu. AB’nin pazarda teknolojisiyle önde durduğu birkaç alan var. Bunların hemen göze batanları ise cep telefonu ve yolcu uçakları. Her ikisi de bir AB ülkesinin tek başına değil, birçok AB ülkesinin ortak girişimi ile oluşturulmuş teknolojiler. Cep telefonu konusunda 3G’den sonra gelecek teknolojinin “LTE = long term evolution”a yüklenip, AB tarafından hararetle kovalanmaması benim garibime gidiyor. “Ne oldu, heves kaçtı mı?” diye soruyorum kendi kendime. Kişisel görüşüm, 4G için LTE yerine bir ABD standardı olan 802.16m’in daha kullanışlı olacağı yönünde. Dönelim ülkemize:
Geçen hafta sözünü etmiştim: Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı, Sanayi Kongresi’nde “artık ucuz işçilik, ucuz enerji ve ucuz hammadde yok, gidin bu bedellerle kâr edebileceğiniz yeni işler bulun” anlamına sözler söylemişti. Bilişim sektörünün hammaddesi donanım alanında. Onu da ülkemizde üreten pek kalmadı. Gönül isterdi ki, uzak doğunun öne çıktığı donanım tasarımında biz önde olalım. Ama tren kaçmış gibi görünüyor. Belki, yeni iş alanları gündeme geldiğinde treni onlarda yakalarız. Kaçımız bu konuda istekli ve olanakları kolluyor, buna bakmak gerek. Yazılım tarafında ise, ülkemizde, yeteneğine, sağladığı çıktıya göre belki de dünyada en düşük bedelleri alan işgücümüz var. Buna karşılık tüm dünyada öne çıkan ürünlere henüz sâhip değiliz. Bunu da aşmamız gerek.
2012 planlarını yaparken kolayca erişebileceğiniz hedeflerin arasında, atılım yapmanızı sağlayacak erişmesi zor gibi duran hedefler de bulundurmalısınız diye düşünüyorum.
İyi seneler.