E-ticaret alanındaki gelişmeler
İnternet kullanımının artması, teknolojideki yenilikler sosyal yaşam dışında, ekonomi ve tüketici alışkanlıklarında da farklılıklara sebep oldu. Artık dünyanın herhangi bir yerinde bulunan ürüne sahip olmak isteyen herkes, internet üzerinden alışveriş ile yerinden kalkmadan anında satın alma yapabiliyor. Tüketici alışkanlıklarının değişmesiyle hız ve zaman kavramları işletmeleri de yakından etkiledi. Bu gelişmeler sonucunda, işletmeler klasik satış yöntemlerinin dışında daha hızlı, daha kısa sürede daha çok kişiye ulaşan yöntemleri tercih ediyorlar. İşte tam burada e-ticaret devreye giriyor.
E-ticaret internet üzerinden yapılan alışverişlerin tamamını kapsıyor. Bankalararası Kart Merkezi’nin verdiği bilgilere göre e-ticaret sektörünün hacmi, Ocak-Eylül 2013 döneminde 2012 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 36,6 artarak 25,9 milyar liraya, işlem adedi de yüzde 29,2 artarak 124 milyon 615 bin 946’ ya çıktı.
E-ticaretin bu kadar hızlı gelişmesinin en önemli sebebi, daha düşük girişim ve işletme sermayesi ile daha geniş pazarlara açılma olanağıdır. E-ticaret kullanımına göre kendi arasında B2B ve B2C olarak ikiye ayrılıyor. B2B; şirketlerin internet üzerinden ürün ve hizmet aldıkları platform iken B2C; son kullanıcıların satın alma gerçekleştirdikleri platformlar olarak tanımlanabilir.
B2B işletmelerin kendi aralarında kullandıkları bir platform olması sebebiyle daha az sayıda kişiyi ve belirli bir kitleyi ilgilendiriyor. İlk dönemlerde daha çok işletmelerin tedarikçilere ödeme yaptıkları mecralar olarak kullanılırken, günümüzde B2B siteleri; ürün bilgileri, stok, fiyat, çevrimiçi ödeme, cari bilgiler, depolama, paketleme, sevkiyat, iade, garanti sorgulama, sipariş takibi gibi satış sonrası hizmet ve çözümlerin sunulduğu, müşteri temsilcileri ile görüşmeye gerek kalmadan özel fiyat talep edilebilen, belirli bir hedef kitleye özel kampanyaların tanımlanabildiği mecralar haline gelmiştir. Ayrıca B2B sistemleri gerçekleştirilen bütünleştirmeler sonucunda B2C sistemlerine dönüştürülüp, son kullanıcı satışına açılabilmektedir.
B2B, pek çok fırsat sunarken, hızlı iş akışları ile kontrollü, ciddi ve disiplinli bir takip sistemini de zorunlu kılıyor. Sistemin sorunsuz işlemesi, güvenlik eksiğinin olmaması, hızlı iş akışı yüksek ciro ile yüksek kar marjlarını da beraberinde getirir. B2B yapısı ile doğrudan ve hızlı iletişim kurularak sınırlara bağlı kalmadan satış ve pazarlama yapılabilir. Günlük kampanyaların üyelere ulaştırılmasında en cazip çözüm olarak karşımıza e-posta pazarlama sistemi çıkıyor. Üyeleri B2B üzerinden düzenli alışverişe yönlendiren sistem sayesinde, site ziyaretleri satışa dönüştürülebilir.
Tüm bunların dışında B2B sahibi olan tedarikçilerin PR çalışmaları için yeni bir mecra oluşmuş oldu. Şirketin politikaları, yenilikleri, uygulamaları, duyuruları, etkinlikleri ve faaliyetleri de B2B siteleri sayesinde hedef kitleye direkt olarak aktarılabiliyor.
B2B kullanıcılarının son kullanıcı olmaması, bu platformun sayısal dünyadaki gelişmelerden faydalanamaması anlamına gelmez. Aksine tüm B2B siteleri sosyal medyada yer almalıdır. Kullanıcıların pek çoğunun sosyal medya hesabı bulunuyor. Aktif olarak Twitter, Facebook ve Youtube kullanıyorlar. Ürün ile ilgili çalışmalarında mutlaka Google’da araştırma yapıyorlar. Dolayısıyla çevrimiçi yapılan açık iletişim ile daha fazla görünürlük sağlayıp, iş ortakları açısından güven, çalışanlar için motivasyon, son kullanıcı tarafında da kurumun bilinirliliği ve hayranları oluşturulabilir.