e-Ticaret salgın sürecinde ilaç oldu
E-ticaretin iş modelleri ve teknolojik çözümlerinin gelişimi ve yaygınlaşması korona süreci ile birlikte daha da hızlandı.
Teknolojik altyapısı, lojistik istasyonu, ödeme sistemleri gibi güçlü bir ekosisteme sahip olan e-ticaret sektörü BTVizyon Dijital buluşmalarında “e-Ticaret Çözümleri 2020” kapsamında ele alındı. Açılış konuşmasını yapan KPMG Türkiye, Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Şirket Ortağı Ehtiram Ismayilov, şu bilgileri paylaştı:
“Bankalara, fintech firmalarına, teknoloji firmalarına ve özellikle regülatöre bir çalışma yaptık. Bu görüşmeler sonucunda 2030 sonunda nasıl bir ödeme sistemleri altyapısı ve ödeme sistemleri beklediğimize ilişkin kırılımı 5 ana alanda buluşturduk: “Politika ve Regülasyon”, “Ekonomi”, “Sosyal”, “Teknoloji”, “Operasyonlar”. İlk başlığımız; “Politika ve Regülasyon”. Araştırmamız sonucunda tüm katılımcılar ulus devletlerin ekonomi politikalarını kontrol etmek için kendi dijital para birimlerini kullanıma sunacağına dair görüşlerini paylaştı. Buradaki dijital para birimleri; “Central Bank Digital Currency” kavramıdır. Türkiye Merkez Bankası’nın da dijital paralarla ilgili bir çalışma grubunun olduğunu biliyoruz. İkinci başlıkta vurgulanan; regülatörlerin ödeme sağlayıcıları değil, ödeme sistemlerini denetlemesi konusu. Dolayısıyla önümüzde bir değişim ve dönüşüm süreci var. Bu dönüşüm sürecini ulus devletlerdeki kontrol ve para mekanizmalarını da uygun formatta düzenleyerek ilerlemek herkes için makul görünecektir. Regülatörlerin işlemlerin kendilerinin denetleneceği bir düzen, altyapıya doğru ilerliyoruz. Üçüncü noktada; ödemelerin değer zincirleri veriye bağlı olacak. Araştırmamız katılan sektör liderleri veri koruma ve veri gizliliği konularında küresel bir standarda sahip olmamız yönünde çalışmalar yapmamızın gerekliliğini ortaya koydular. Üçüncü başlığımız; “Sosyal”. Özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla birçok uygulama ve ödeme sistemi ile ilgili işlemlerimizin daha kolay olması adına birleşmesini bekliyoruz. Çin’de kişinin sosyal medya kullanımına ilişkin skorunun olması ve bunun sonrasında finansal hizmetlerde kullanılması gibi örnekleri görüyoruz. İnovatif ödeme sistemlerine ulaşamayan birey ve şirketlerin bu teknolojilere erişimi konusu var. Biyometrik özellikli dijital kimliklerimiz yaygınlaşırsa şu ana dek bankacılık sistemine dahil olamamış kişilerin erişimine kolaylık sağlanabilmesi öngörülüyor.”
Bot sayıları arttı
“E-Ticaretteki Bot, Atak Tehditleri” başlıklı sunumuyla Nebula Sechard Genel Müdürü Serkan Akçan sözü alarak, güncel bir ‘bot’ tanımı yaptı. “E-ticaret şirketlerinin internet siteleri trafiklerinin yüzde 55’i bot’lar. Sunucularına oluşan trafiğin yüzde 55’i insan kaynaklı gelmiyor. Tamamen otomatize, çeşitli amaçlar için geliştirilmiş bot yazılımları bu trafikleri üretiyor. Bunun da 3’te 2’si kötü amaçlı” saptamasını yapan Serkan Akçan’a göre, toplam trafiğin yüzde 35’i kötü amaçlı bot’lar. Buna göre, büyük bir e-ticaret sitesinde 5 Gigabit’lik bir iletişim ağı akıyorsa ya da bir saat içerisinde 100 bin kişi sisteme erişim sağlıyorsa bunun yüzde 35’i kötü amaçlı. “Bunlar e-ticaret siteleri üzerinde hesap yaratmış müşterilerine bilgilerini çalmaya çalışıyorlar” bilgisini veren Serkan Akçan’ın verdiği bilgiye göre, bir diğer atak da internet sitesi ya da e-ticaret platformunda bulunan çeşitli verilerin bot’lar aracılığıyla çalınıp başka amaçlar için kullanılması anlamına geliyor. Serkan Akçan, şöyle devam etti:
“Atakları, “Başlangıç”, “Orta”, ve “İleri Seviye” olarak gruplandırabiliriz. İlk iki kategoriyi kısmen birinci nesil ürünlerle engellemek mümkün; ama gelişmiş atakları Java Script bazlı engellemek mümkün olmuyor. Eski nesil ürünler güvenlik yaratmayı amaçlarken, diğer bir taraftan tam tersine bir problem üretiyorlar. Eski nesil bot detection ürünleri limitli miktarda yakalayabiliyorken, geliştirilmiş yapay zeka mimarisiyle Cequence çok daha fazla yakalıyor. Cequence’i diğerlerinden farklı kılan şey, yüzde 100 yapay zeka ve makine öğrenmesi ile çalışması. Tamamen müşteri ortamında çalışıyor, bulutta çalışmıyor. Yurtdışına hiçbir bilgi göndermiyor. KVKK, GDPR gibi süreçler için bunlar önemli maddeler.
Pandemi döneminde e-ticaret firmalarına talep arttığı için bot sayıları arttı. Eskiden beri e-ticaret yapan ve belirli bir boyuta gelmiş firmalar bot problemini zaten farkında. Pandemide e-ticaret’te hiç olmayan ya da e-ticaret’e yeni başlamış firmalar da bu alanda hizmet vermeye başladılar. Onlar henüz bot probleminin ne kadar büyük bir problem olduğunu farkına varmayabilirler. Cequence ürünüyle biz, hem yıllardır e-ticaret işi yapan hem de yeni başlayan firmaları tamamen yapay zekayla ve hiçbir geliştirmeye ihtiyaç duymadan bot derdinden kurtarabiliyoruz.”
E-ticaretin perakendede payı büyüyor
Dijital etkinliğin son oturumu “İhtiyaçlar, Beklentiler ve Gereklilikler Çeşitleniyor” başlıklı panel oldu. BThaber Gazetesi Editörü Handan Aybars’ın yönettiği panelin katılımcıları ise Çiçeksepeti CCO’su Ceyhun Tuna, Sefamerve.com CCO’su İsa Semih Akçıra, Hopi Genel Müdürü Neslihan Üçer, Global IT Genel Müdürü Nuri Selçuk ve Nebula Genel Müdürü Serkan Akçan oldu. Yılın ilk yarısını e-ticaret sektörü ve Çiçeksepeti adına değerlendiren Ceyhun Tuna, şunları söyledi:
“İlk yarıyı, iki çeyrek olarak değerlendirmenin daha uygun olacağını düşünüyorum. İlk çeyrekte e-ticaret’in son yıllarda yükselen grafiği devam etti. İkinci çeyrek hiç kimsenin beklemediği bir sürece tanık oldu. Özellikle Mart ayının sonu Nisan ayının başında tüketiciler şok yaşadılar. Sağlık kaygılarının yanında ekonomik kaygılarının da baş göstermesi temel tüketim maddelerine daha ilgi gösterdiler. Spor malzemeleri, ekmek-yoğurt yapma makineleri, hobi ürünlerdeki artışları gözlemledik. E-ticaret ile ilk kez tanışan müşteriler bu işin kolaylığını, güvenilirliğini keşfettiler. 2019 yılında Türkiye’de yüzde 6 civarında olduğu söylenen e-ticaret’in perakende içerisindeki payının yıl sonunda çift haneleri bulabileceğini düşündürmeye başladı. Bizim işimiz eskiye nazaran, sadece hediye ve çiçek alma işinden çıkıp insanların kendilerine bir şeyler alabileceği bir yer haline geldiği için iki boyutlu değerlendirmek istiyorum. Uzakta görüşemedikleri yakınlarının özel günlerini kutlamak amacıyla Çiçeksepeti’ne daha fazla geldiler. Kendi çiçekçi ağımızda herhangi bir sorun yaşamadık; ama kargo firmaları üzerinden ilerleyen dağıtım süreçleri tüm sektöre ciddi problem yarattı. Bu da önümüzdeki dönemde e-ticaret’in çözüm arayacağı noktalardan biri olacak.”
Yeni kategoriler için yeni akışlar
Bu dönemin e-ticaret’e yansımasını olumlu olarak tanımlayan İsa Semih Akçıra’ya göre, e-ticareti daha öncesinde hiç kullanmayan insanlar e-ticaret müdavimleri oldular. “Dış giyim, tekstil gibi niş kitlesi olan sektörlerde bu sürecin çok olumlu gittiğini söyleyemeyeceğim” tespitini yapan Akçıra, şöyle devam etti:
“Tüketicinin fiyat bilinci bir süredir artıyordu. Değerli ürün yerine ödeme değerli ürün bulma arayışına girmişlerdi. Bunun için de fiyat karşılaştırma siteleri ya da benzer platformlar oldukça etkili oldu. Geldiğimiz dönemde bizim de uzun süredir yaptığımız planlamalar, üretim sekansları uzun süreçler yerine kısa süreli süreçleri hayatımıza koydu. Özellikle tekstil tarafında birçok üretici firma, modayı uzun süre ayakta tutabilecek ürünler üretemez hale geldi. Bu da e-ticaret sektörünün geldiğimiz noktada aniden aldığı kararların bir etkisi. E-ticaret firmaları bu dönemde yatayda büyümek için çok ciddi adımlar attı. Biz burada biraz daha kendi hedef kitlemize yakın ürünleri kategorilere dahil etmeye çalıştık. Chatbot’umuz ile otomatize satış işlemlerini detaylandırdık. Yeni kategoriler için yeni akışlar tasarladık. Kargo ya da çağrı merkezi noktasında lojistik tarafı ile ilgili operasyonel değişiklikler de yapmamız gerekti. Bunları hızlıca yayına almak karşılaştığımız en büyük zorluklardan biriydi; ama yatayda genişlemenin getirdiği bu sancıları çok hızlı atlattığımız için memnunuz.”
Doğru teklifle doğru müşteri
Koronavirüs sürecinde şirketler gibi kullanıcıların da değiştiğine değinen Neslihan Üçer, bu yorumunu şöyle detaylandırdı:
“Müşteri hala en uygun fiyatla ihtiyacını karşılamaya ihtiyaç duyuyordu. Bu ilk başta, temel gıda, su gibi ihtiyaçlarla baş gösterdi. Sonra zaman içerisinde evde kaldıkça küçük ev aletleri, mutfak gibi ürünleri yenileme ihtiyacı duyduk. Kuaförlerin, berberlerin kapalı olması sebebiyle kişisel bakım ürünleri bir anda ön plana çıktı. 1 Haziran itibariyle de geçici normal sürecine başladık. İnsanlar yavaş yavaş AVM’lere gitmeye başladılar. Uzun zamandır erteledikleri ihtiyaçlarını yerine getirmeye başladılar. İş modelimizi biraz değiştirdik. İki aylık süreçte 38 tane yeni online kanalı Hopi’nin içerisine entegre ettik. Markalar, Hopi’yi yeni müşteri ve müşteri sepetlerini artırmak için kullanıyor. 8.5 milyonluk müşteri bazı olan Hopi’nin temelinde büyük veri, marka ile müşteri arasında sadakat köprüsü kurulurken doğru anda doğru teklifle müşteriye ulaşmak var. Bu, daha kritik olacak. Çünkü artık hepimiz cebimizdeki paranın hesabını çok daha dikkatli yapmaya başladık. Geldiğimiz noktada müşteri offline kanallarda hiçbir şeye değmeden alışverişini tamamlamak istiyor. Hem online’da kendi kaslarımızı güçlendirmeye odaklanıyor hem offline’daki ödeme sistemlerinde mümkün olduğu kadar müşterinin hayatını kolaylaştırıcı çözümler üretmeye çalışıyoruz.”
Trafiği kayıpsız karşılamak şart
Pandemi dönemi, ertelediğimiz bir takım şeylerin masaya geldiği bir dönem oldu. Bu yorumu Nuri Selçuk şöyle anlattı:
“E-ticaret müşterisinin aradığı üç temel noktaya odaklanıyoruz. Bunlar; sorunsuz, hızlı, kendine özel alışveriş deneyimi. Bu üç başlık, e-ticaret’te alışveriş yapmak isteyen herhangi bir kişinin aradığı üç temel özellik. Firmalar, bu ihtiyaçların karşılanması adına çok ciddi altyapı yatırımları yapıyorlar ve bu yatırımlar kampanya dönemindeki ihtiyaçlara göre belirleniyor. Fakat kampanya dönemleri hiçbir zaman beklediğimiz gibi olmuyor. Yılın geri kalan döneminde de atıl kalan bir takım donanımlardan bahsediyoruz. Kampanya dönemi yetmiyor, kampanya dışındaki dönem de atıl kalıyor gibi bir kapasite planlama probleminden bahsediyoruz. Bu yatırımları yapmak yetmiyor. Bunların bakımı, ayakta tutulması, güvenliği ve benzeri konularda e-ticaret dünyasında yaşanan problemlerden bir tanesi. Burada karşılanması gereken üç temel nokta var. Bunlardan bir tanesi; size gelen trafiği kayıpsız karşılamanız lazım. İkincisi; sınırsız bir şekilde ölçeklenebilmeniz lazım. Ve kullanıcıyı profillemeniz lazım. Bunun da arkasında büyük veri ve büyük verinin anında işlenebilmesi kapasitesi var. Bulut, şu anda bu üç temel ihtiyaca odaklanmış durumda. Uygulamamızı modernize ettik. Artık buluttayız.”
Ataklarda artış var
Bu süreçte risklerin en çok büyüdüğü yeri, e-ticaret olarak tanımlayan Serkan Akçan, geliştirdikleri Nebula İstihbarat Servisi hizmetini şöyle anlattı:
“Bu tehdit istihbarat ürünümüzün bize gösterdiği şey; e-ticaret sektörüne yapılan ataklarda yüzde 200-250 civarı bir artış var. Ancak veri sızıntısı artışı daha büyük ölçek. Veri sızıntılarında yüzde 300-400 civarında bir artış var. Bilgi güvenliği firması olarak iyi ve kötü yazılımları anlamak zorundayız. Pandemideki atakların yanı sıra e-ticaret’te büyük bir regülasyon boşluğu olduğu kanaatindeyim. E-ticaret dendiğinde yüzde 50 oranında akla ödeme sistemi geliyor. KVKK, GDPR bu oyunu biraz bozdu. Türkiye’deki cezalar şu an düşük; çünkü kanunda hata var. Bu, mutlaka düzeltilecek. KVKK maddesinde yazan şey; veri sızıntısında veya gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda 1 milyon liraya kadar ceza öngörüyor. GDPR’da bu oran, şirketin küresel cirosunun yüzde 4’ü kadar. Bizde cezalar da çok hızlı bir şekilde büyüyecektir. Biz, hem Cequence hem de kendi geliştirdiğimiz yazılımlarla atakların seviyesini anlamaya çalışıyoruz, onları durdurmaya çalışıyoruz. Sızdırılan müşteri verilerini deep web, dark web’de bulmaya çalışıyoruz. Problemleri bir anda önce ortadan kaldırarak ceza yeme ihtimalini sıfıra indirgemeyi amaçlıyoruz.”