Eğer?…
İngiliz edebiyatçı Rudyard Kipling (1865-1936) yazdı. Bülent Ecevit (1925-2006) Türkçeleştirdi. “Eğer” adlı bu mükemmel şiiri, İstanbul’un ulaşamama sorununa mütevazi bir soru işareti sayarak okumanız dileğiyle:
• Eğer, Karaköy’ü Tünel’e bağlayan “Tünel”den birkaç tane daha yapılabilseydi? Tepelik Avrupa şehirleri gibi (ilk akla gelenler: Lizbon, Cenova, Napoli) şehrin yokuş semtlerine füniküler düşünülseydi?
• Eğer, 1958’de, İstanbul’un nüfusu daha bir milyon bile değilken, Vatan ve Millet Caddelerini yaptıran Menderes Hükümeti, bu caddelerin ortasına çağdaş tramvay hattı döşeseydi? (Tramvay derken, İsitklal Caddesi’ndeki tıngır mıngır değil, vıjj diye uçan modern tramvay…)
• Eğer, aynı yıllarda, İstanbul’da yeni otobüs hatları kadar yeni tramvay hattı kurmayı da akıl etselerdi?
• Eğer, 1961’de İstanbul tarafından, 1964’te Anadolu Yakası’ndan tramvayları tamamen kaldırmak yerine, hatlarını modernleştirmeyi ve işletmeyi hızlandırmayı düşünselerdi?
• Eğer, gidişi ve gelişi aynı hatta olan Bağdat Caddesi, aynı yıllarda, ortasından tramvay da geçen modern bir cadde olarak yeniden tasarlansaydı?
• Eğer, şehir hattı vapurları, örneğin Venedik’teki gibi saniyede yanaşıp, saniyede kalkabilen hızlı ve kıvrak manevra yapabilen teknelere dönüştürülseydi? Denizde ulaşım daha kolay ve çabuk olsaydı?
• Eğer, deniz ulaşımı gerçekten ulaşım için düşünülseydi? Yani, tekneler sadece para kazanmak için sefer konulmasaydı?
• Eğer, birinci ve ikinci köprüler, üzerinden tren de geçecek şekilde tasarlansaydı? Ve sadece ve ille karayolu taşımacılığı için düşünülmeseydi?
• Eğer, hele ikinci köprüden bağlantı yolları asgaride tutulup, şehrin oralara yayılması engellenseydi?
• Eğer, şehrin uygun yerlerine metro, çok daha önceden düşünülse ve yapılabilseydi?
• Eğer, uygun tepelerin altına karayolu tünelleri daha önceden düşünülse ve 7 tane yapılacağı söylenen bu tünellerin yedisi de yapılıp hizmete girebilseydi?
İşte o zaman, İstanbul isimli bu ulaşamama kargaşası, belki adam gibi bir çağdaş şehir olabilirdi?