Eğitim her zaman ailede başlıyor
Innovera Yönetici Ortağı Murat Tora
Dönem ödevleri için evdeki tek bilgisayarı emaneten kullanan çocuklardan, hane içindeki en ileri teknolojiyi sahiplenen, hatta parmağında oynatan çocuklar dönemine hızlı bir geçiş yaptık. En gelişmiş akıllı telefon ve tabletlerin öncelikli hedef kitleleri arasında artık çocuklar ve gençler var. Buna karşın, çocukların ve gençlerin bilişsel gelişimi, teknolojiye yatkınlıkları kadar hızlı ilerlemiyor ve siber suçlular da bunun farkında. Bu nedenle kimlik hırsızlığından online zorbalığa kadar en çok hedef alınan kitle yine çocuklar ve gençler oluyor. Bu konuya özellikle önem verdiklerini belirten Innovera Yönetici Ortağı Murat Tora, bu amaçla ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Safety Kids’in çalışmalarını temel alarak, “Güvenli İnternet için Ailemizin 10 Kuralı” başlıklı bir rehber hazırlayıp, bunu ebeveynlerle paylaştıkları bilgisini verdi.
İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte her geçen gün daha fazla aile, çocukların teknolojiyle kurduğu etkileşim konusunda farkındalık kazanıyor. “Mavi Balina ya da yakın dönemde ortaya çıkan Momo gibi çocukları ve gençleri hedefleyen tehlikelere karşı bilinç hızla artıyor” örneklerini paylaşan Murat Tora, ekledi: “Çalışmalarımızla çocuklara ve gençlere güvenli internet kültürü kazandırarak, hem kendilerine hem başkalarına zarar verebilecek davranışların önüne geçmek için çaba sarf ediyoruz. Ailelerin siber dünyadaki güvenliğini artırmayı sosyal sorumluluk görevi olarak görüyor, bu kuralların benimsenmesi için yaptığımız çalışmalara bu bilinçle devam ediyoruz.”
Birçok alanda olduğu gibi siber güvenlikte de eğitim ailede başlıyor. Bilişim alanında ebeveynlerin doğru kılavuzluğu bu yönüyle çok önemli. “Teknolojinin ve internetin ‘yap’ ve ‘yapma’larını anne babasından sağlıklı bir şekilde öğrenen çocuklar, dijital dünyanın sadece bir oyun ve eğlence yeri olmadığının bilincine varıyor” saptamasını yapan Murat Tora, bu alanda farkındalığın gelişimini şöyle anlattı:
“Teknoloji artık yaşamın en temel unsurlarından biri. Teknoloji geliştikçe, buna bağlı riskler de sürekli gelişiyor ve evrim geçiriyor. Ne zaman ortaya yeni ve dikkat çekici bir teknoloji çıksa, milyonlarca insanın ilgisi o tarafa yoğunlaşıyor. Siber suçlular da bu ilgiyi kendi çıkarları için kullanmanın yollarını arıyor. Yaşamın diğer tüm unsurlarında olduğu gibi teknolojide de tüm riskleri ortadan kaldırmak mümkün değil. Bu nedenle siber güvenliğin temelinde her zaman teknolojiye dair farkındalığın artırılması olmalı. Yani, ortada risk var diye teknolojiden kaçınmak veya çocuklarımızı bu yeniliklerden uzak tutmak doğru bir yaklaşım değil. Öte yandan, çocuklarımızın karşılaşacağı riskleri azaltmak ve olumsuz durumlarda nasıl tepki vermeleri gerektiğini öğrenerek onlara aktarmak büyük önem taşıyor. Sağduyulu bir yaklaşım ve makul önlemlerin alınması, teknolojiyle ilgili pek çok soru işaretini ortadan kaldıracaktır. Güvenlik sorununu farkındalık ve alınan önlemlerle aştığımızda, teknolojinin hayatımıza kattıklarından çok daha etkin biçimde yararlanabiliriz.”