Eğitimde teknolojinin kullanımı irdelendi
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, teknolojideki dönüşümün toplum üzerindeki etkilerinin ele alındığı, 5 Ocak tarihinde düzenlenen ‘Teknolojinin Kullanımı, Sorunlar, Çözümler ve İçerik Geliştirme Çalıştayı’na katıldı.
Bakan Özer; tarihsel süreç içinde farklı dönüşümler geçiren teknolojik gelişmelerin ele alınması, Türkiye’nin durumunun değerlendirilmesi, teknolojideki dönüşümün toplum üzerindeki etkileri, dijital içerikler, içeriklere erişim ve bu içeriklere dayalı sosyal mühendislik kavramının irdelenmesi, sorunların tespiti ve bu sorunlara çözüm önerileri getirilmesi amacıyla düzenlenen ‘Teknolojinin Kullanımı, Sorunlar, Çözümler ve İçerik Geliştirme Çalıştayı’na katıldı.
Hedef: Bilim sanat merkezlerinin tüm ilçelerde yaygınlaştırılması
“Mart 2023 itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını yüzde 99’a çıkarmış olacağız” ifadesini kullanan Özer, “Bunu yaparken eğitimde kaliteyi göz ardı etmiyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğinin birinci adımı eğitime erişmekse ikinci adımı da herkesin kaliteli eğitime erişmesini sağlamaktır. Türkiye her girdiği döngüden, uluslararası öğrenci başarı araştırmalarında puanlarını ve sıralamasını sürekli artırarak çıkıyor. Yani kitleselleşmeyi sağlarken kaliteyi de sürekli iyileştiriyor” dedi. MEB’in son yıllardaki gelişmelerle beraber iş gücü piyasasının ihtiyaç duymuş olduğu nitelikli insan kaynağını da yetiştirmek için çaba sarf ettiğini dile getiren Özer, mesleki eğitimde ve diğer alanlarda eğitimin kalitesini artırmak için sürekli çalışıldığını söyledi. Özer, “Bilim sanat merkezlerimiz; akademik ve sanatsal anlamda özel yeteneği olan öğrencilerin yeteneklerini geliştirmek için ilave destek sunan eğitim birimleri. Bilim sanat merkezlerimizin sayısı iki sene önce tüm Türkiye’de 185 idi. Biz istedik ki başarılı çocuklarımız bilim sanata erişmek için başka bir ilçeye gitmesin. Onun için 2022 yılında bu sayıyı 379’a çıkardık. 2023 yılındaki hedefimiz, bilim sanat merkezlerini tüm ilçelerimizde yaygınlaştırmak. Yani her ilçede bir bilim sanat merkezi kurmak” şeklinde konuştu.
ÖBA sayesinde öğretmenler 250 saat eğitim aldı
Konuşmasında fikrî mülkiyet ve sınai hakların önemine vurgu yapan Bakan Özer, gelişmiş ülkelerin en fazla yatırım yaptığı alanların fikrî mülkiyet, faydalı model, marka tescil ve patent olduğunu belirterek “Eğer biz temel eğitim ve ortaöğretimde fikrî mülkiyetle ilgili bir kültürü yaygınlaştıramazsak teknolojiyi kullanan, sadece pasif bir şekilde kullanan değil; teknolojiyi üreten nesiller yetiştirebilmemiz mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu. Özer, şunları kaydetti: “Onun için Türkiye Patent ve Marka Kurumu ile iş birliğine gittik. 2022’de 8 bin 300 fikrî mülkiyetin tescilini aldık ve bunların 162’sini ticarileştirdik.” Dijitalleşmeyle ilgili gerçekleştirilen atılımlara dikkat çeken Özer, “Birincisi, EBA vardı; çok önemli katkıları oldu. Biz de öğretmenlerimizi desteklemek için ilk kez öğretmenlere yönelik Öğretmen Bilişim Ağı / ÖBA’yı kurduk. İnanılmaz bir kullanım oranına ulaştık. ÖBA’nın dijital içerik üretmenin ne kadar kıymetli olduğunu göstermesi anlamında çok sembolik bir anlamı var. 2022’de hedefimiz tüm öğretmenlerin ortalama 120 saat eğitim almasıydı, ÖBA sayesinde 250 saate ulaştık” açıklamasını yaptı.
Matematik Dijital Platformu’ndan sonra 3 yeni platform daha geliyor…
Öğrenci ve Öğretmen Destek /ÖDS platformu hakkında bilgi veren Bakan Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılında ilk kez 160 milyon yardımcı kaynağın ücretsiz olarak tüm öğrencilere ulaştırıldığını anımsatarak bireyselleştirilmiş, gelişim imkânı veren dijital bir sistem kurduklarını ifade etti. Özer, ÖDS ile öğrencilerin kendi seviyelerini belirleyip sürekli tekamül etmelerine imkân veren bir dijital platform oluşturduklarını; platformun 2 ayda 15 milyon kullanıcı sayısına ulaştığını kaydetti. Matematikle ilişkide daha rasyonel bir zemin oluşturabilme amacıyla hareket edildiğini söyleyen Özer, bu bağlamda Matematik Dijital Platformu kurduklarını aktardı. Bakan Özer şu bilgileri verdi: “2023’te üç yeni yeni dijital platformu eğitim sistemine dâhil edeceğiz. Birincisi, ana dilimiz Türkçe. Türkçenin özellikle kültürün taşıyıcısı olduğuyla ilgili zengin kaynaklarla, söz dağarcıklarını genişletecek şekilde destekleyen bir dijital platform. İkincisi, İngilizce dijital platform… Üçüncüsü de HEMBA adında yetişkinlerimize yönelik, halk eğitim merkezi kurslarının tamamının vatandaşların erişmiş olduğu bir dijital platform.”