Eğitimde yeni nesil yaklaşımlar teknolojiyle besleniyor
Sayısal teknolojilerin şekillendirdiği yeni ekonomi modeli, üretimden sağlığa pek çok sektörü etkiliyor. Doğal olarak bu rüzgardan eğitim sektörü de etkileniyor. Bilişim eğitim sektörünü derinden etkiliyor. Son 15 yıllık sürece bakıldığında bu alanda birtakım köklü değişikliklerin olduğunu görmezden gelmek mümkün değil.
İnternet teknolojilerinde yaşanan değişime işaret eden Netron CIO’su Murat Bayraktar, 90’ların ilk yarısından internetin henüz yaygınlaşmadığını; dolayısıyla bilgiye erişimin çok da kolay olmadığını ifade etti. Bayraktar: “O dönem internet henüz yaygın değildi. O dönem internetin kullanımı bugünki gibi yoğun olmadığı için bilgiye ulaşmak kolay değildi. Dolayısıyla bilgi teknolojileri üzerine araştırdığımız bilgilere erişim kolay değildi” şeklinde değerlendirme yaptı.
İnternet erişiminin hızlanması ve kapasitelerin artışı bu ortamda içeriğin çeşitlenmesini sağladı. Siber ortamda yer alan engin bilgi denize erişim artık çok daha kolay hale gelmiş durumda. “Günümüzde inanılmaz bir gelişme söz konusu. Bunun bir ucunda teknolojik ürünler ve servisler var. Diğer yandan oluşan bilgi birikiminin kullanılarak yeni bilgilerin oluşturulması söz konusu” diyen Bayrakta, bunun sektöre etkilerine işaret etti.
Teknolojiyi bilen farklılaşıyor
Bilgi teknolojilerinin henüz yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde, bu alanda eğitim veren şirketler de sınırlı sayıdaydı. Teknolojilerin gelişimiyle BT eğitimleri sunan şirketlerin sayısında da ciddi anlamda artış yaşandı. Çünkü teknolojiler geliştikçe daha fazla kullanılır hale geldi. Dolayısıyla gerek bireysel gerekse kurumsal bazda teknolojiyi öğrenme isteği arttı. Günümüzde şirketler bilişimle pazarda rekabet gücü kazanıyor. Bireyler ise kariyer yollarında bilişim eğitimleriyle farklılaşıyor. Bayraktar Türkiye’de sektör bağımsız tüm şirketler için ciddi sayıda bilişim profesyoneline ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bu durum bilişim eğitimlerini çok daha anlamlı hale getiriyor. Büyük çaplı şirketlerde bilişim önemli bir yer kazanmış durumda. Dolayısıyla bu şirketler organizasyonlarında yetkin insan kaynağı barındırmak için önemli adımlar atıyorlar. KOBİ’lerin Türkiye ekonomisindeki yerine dikkat çeken Bayraktar, “Bu şirketlerde yapılan bir üretim için herhangi bir küçük otomasyon bile inanılmaz şekilde karlılığı artırıyor. Buralarda BT bölümünden sorumlu yetkin insan kaynağının olması gerekiyor. O bilgilerle donanmaları gerekiyor. BT ile üretimimiz artıyor maliyetlerimiz azalıyor. Daha rekabetçi bir hale geliyoruz” dedi.
Gelişen teknolojilerin sosyal ağların hızla yaygınlaşmasını sağlıyor. Günümüzde şirketlerde henüz yaygınlaşmaya başlayan bulut bilgiişlem yöntemi eğitim alanı için de yeni bir açılım anlamına geliyor. Bu sayede kişiler daha donanımlı hale gelmek için birden fazla eğitime başvurabiliyor. Son kullanıcı açısından bakıldığında, bu eğitim içeriğinin herhangi bir yetkili noktadan alınabildiği bir yere gidiliyor. Kullanıcılar bağımsız olarak istedikleri eğitimleri diledikleri eğitim kuruluşlarından alarak faydalanabilecek.
Eğitim BT ile yeni bir form kazanıyor
BT eğitimleri genel çerçevenin bir yönünü oluşturuyor. Diğer yandan teknolojinin eğitim sistemine etkilerini gözardı etmemek gerekiyor. Bu anlamda teknoloji eğitim modellerini köklü şekilde değiştiriyor. Geçmişte sınıf ortamında gerçekleşen eğitimler günümüzde internet ortamına taşınmış durumda. Günümüzde kullanılan bir diğer alternatif yöntem ise karma eğitim. Bu eğitim modelinde çevrimiçi eğitimle sınıf eğitimleri harmanlanıyor.
Günümüzde bilgisayarla doğan ve büyüyen bir neslin söz konusu olduğunu hatırlatan Bayraktar, “Şu anda sayısal doğanlar diye bir kavram var. Biz bilgisayarı üniversitede tanımışken onlar doğumlarından itibaren bilgisayarla içiçeler. Artık günümüzde ilkokula giden öğrencilerin cep telefonları var. Cep telefonunu cebinden çıkarmadan mesaj atabilen bir nesil yetişiyor. Facebook, Twitter gibi platformlarda çok sayıda Türk gencinin yer almasının sebebi de bu. Facebook’un Avrupa’da 20 milyon abonesi bulunuyor. Türkiye ise yaklaşık 15 milyon aboneyle onun hemen arkasından geliyor. Bu rakam Türkiye’deki gençlerin potansiyeli gösteriyor. Gençler bu ortamı; sadece sosyal ortamda sohbet etmek için değil; sahip olduğu bilgiyi paylaşmak ve bilgiye erişmek için de kullanıyor. O yüzden eğitim modelleri de bu yeni nesile uygun şekilde değişmek durumunda. Elektronik eğitim son yıllarda gelişmiş bir metod. Hatta son bir yılda bir fenomen haline gelmiş durumda. Diğer yandan karma eğitim modeli yoğun şekilde kullanılıyor. Sosyal ağların hayatımızın bir parçası olmasıyla altyapının bu tarafa doğru kayacağını görüyoruz. Gartner ve IDC gibi şirketlerin yaptıkları araştırmalar bunu gösteriyor. Çünkü teknolojiyi kullanan gençler bundan hoşlanıyorlar. Beş yıllık bir süreçte Netron olarak çok daha az sınıfımızın olacağını; daha fazla karma eğitim, uzaktan eğitim ve sosyal ağlar üzerinden sunulan eğitime odaklanacağımızı öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Yüzyüze eğitimle Türkiye’nin her noktasındaki gençlere ulaşmanın çok mümkün olmadığını ifade eden Bayraktar, “Sosyal adalet ve fırsat eşitliği açısından elektronik eğitim büyük bir boşluğu dolduruyor. Bu sayede ülkenin her tarafından gençlere ulaşabiliriz; insan kaynağı yetiştirebiliriz diye düşünüyorum. Bilgi teknolojileri üniversite ve lise hocaları tarafından sıkı şekilde takip ediliyor. Belirli üniversitelerde bu tür eğitimlerin örnekleri görülüyor. Gelişen eğilimlerle sosyal ağları daha fazla kullanan, senkron ve asenkron, video tabanlı eğitimlerin öne çıktığını görüyoruz” dedi.
Bayraktar, öğretmenlere bilgisayar eğitimleri verildiğine dikkat çekti. “Dolayısıyla orta öğretim ve yüksek öğrenimde BT altyapıları kullanılarak eğitimlerin yaygınlaştırılması başlamış durumda. Günümüzde beş binden fazla uzaktan eğitim öğrencisi olan; sadece lisans üstü değil lisans eğitimlerini de bu platformda veren üniversiteler söz konusu. Çünkü her yıl yaklaşık 2 milyon genç, üniversite için sınava giriyor. Bu gençlerin bir buçuk milyonu herhangi bir üniversiteye yerleştirilemiyor. Çünkü kontenjan yok.Türkiye’nin eğitime ihtiyacı var” diyen Bayraktar, bu yöntemle üniversite kontenjanlarının artırılmasının ve çok daha fazla gencin eğitilebilmesinin mümkün olduğunu söyledi.
Donanımlı insan kaynağı
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de donanımlı insan kaynağının yetiştirilmesi bir zorunluluk. Bu konuda daha fazla yatırım yapılmasının bir gereklilik. Bu anlamda Türkiye çok hızlı bir şekilde değişim sürecinde. Özellikle bilişim sektörü açısından bakıldığında teknolojiyi en iyi şekilde uygulayan ülkelerden bir tanesi konumundayız. Bu, ülkemiz için büyük bir şans olarak görülüyor.