Ekip biçerken içiniz rahat olsun
Tarım ve hayvancılık sektörünün her türlü riske karşı kapsamlı güvencesi TARSİM, bu başlıkta sigorta bilincini adım adım geliştiriyor.
Konu tarım ve hayvancılık olduğunda, riskten bol bir şey yok. Aşırı yağışla sel, aşırı sıcaklarla kuraklık, büyükbaş hayvanların hastalıktan kırılması, seraları vuran sert fırtınalar… Korku filmi değil, hepsi de maalesef tarım ve hayvancılık sektörünün düzenli olarak başına geliyor. Bu felaketlerle tüm emekler heba oluyor, en azından sigortası olmayanlar için her şeye yeniden başlamak gerekiyor. Ama Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) bu risklere karşı önemli bir güvence. Sınırları, gereklilikleri bilmek önemli bir adım ve detayları TARSİM Genel Müdürü A. Bülent Bora anlatıyor. Kamu ve özel sektörün tarım ve hayvancılık adına bu kapsamlı işbirliği, önemli bir başarı hikayesi:
Dünya tarım sigortaları priminin yaklaşık yüzde 90’ı, yüksek gelir grubundaki ülkeler tarafından üretiliyor. 2011 yılı verilerine göre; dünya tarım sigortalarında, yaklaşık 24 milyar dolar olan toplam prim hacminin yüzde 56’sını ABD ve Kanada, yüzde 23’ünü Asya ve yüzde 16’sını da Avrupa gerçekleştiriyor. Bugün dünyada tarım sigortaları alanında teminat kapsamının genişliği ve sigortalılık oranı birlikte değerlendirildiğinde öne çıkan ve başarılı uygulamalara sahip ülkelere ABD, Kanada, İspanya, İsrail ve Avusturya’yı örnek gösterebiliriz. Bitkisel Ürün Sigortaları, dünyadaki tarım sigortaları branşları arasında, Türkiye’de olduğu gibi lokomotif branş.
ABD’deki sistemde devlet desteği uygulaması söz konusu ve özel sigorta şirketleri, devlet gözetiminde, üreticiye yönelik satış ve servis faaliyetlerini sürdürüyor. Primin bir kısmının yanı sıra; özel sigorta şirketlerinin idari ve işletme giderleri de devlet tarafından sübvanse ediliyor. Devlet prim desteği oranı değişkenlik gösteriyor. Ürün sigortalarında, birbirinden farklı 100’ün üzerinde ürün sigortalanabilmekte. Buna karşın, her eyalette, tüm ürünler sigorta kapsamında bulunmamakta. Devlet üreticilere, katastrofik özellikteki riskleri içeren temel bir sigorta kapsamını bedelsiz sunmakla yetkili. Üreticiler, daha üst düzey bir sigorta kapsamına da, ek ödeme yaparak sahip olabiliyor. Sigorta kapsamında yer almayan bazı ürünler de, bir yardım programı çerçevesinde korunabiliyor.
Türkiye’deki sistemi ve işleyişi, küresel bir kıyasla, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizde uygulanan Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi’nin oluşturulması aşamasında, tarım sigortalarında öne çıkmış bazı ülkelerde uygulanan sistemler detaylı şekilde araştırıldı. TARSİM kurulurken, dünyada tarım sigortaları konusunda başarılı kabul edilen, bu konuya öncülük yapan İspanya (AGROSEGURO) sisteminin bazı temel özellikleri örnek alındı. İspanya’da uygulanan, devlet ve özel sektör işbirliğini temsil eden havuz sistemi, yaklaşık 34 yıldır faaliyetlerini sürdürüyor ve tarım sigortası, ülkemizde olduğu gibi gönüllülük esası ile yürütülmekte. Bu sebeple, buradaki sistem, istikrara kavuşmuş ve tekamül noktasına ulaşmış durumda. İspanya’da tüm iklimsel riskler sigorta kapsamında ve prim desteğinin oranı da, Türkiye’deki uygulamanın aksine, değişkenlik göstermekte.
TARSİM’in yapısı, sigortacılık uygulamaları ve kapsamı gibi başlıklarda, düzenlemeler ayağında beklentiniz olan bir değişiklik var mı?
Başlangıcından bugüne kadar çok kısa zamanda, çok ciddi mesafeler kat eden sistemin temelinde üreticiye hizmet odaklılık ve yenilikçilik anlayışı var. Bu sebeple, sistemde yeniliklere hiç ara verilmiyor. Tarım sektöründe üretimi sekteye uğratan ve üreticilerin yönetemedikleri tüm risklerin sigorta teminatı kapsamına alınması ise nihai hedef. Boyut olarak diğerleri ile mukayese edilmeyecek ölçüde üretim kayıplarına neden olan kuraklık riski de bu teminatlardan birisi. Gerekli altyapı çalışmalarının tamamlanması sonucunda, orta ve uzun vadede bu nihai hedefe ulaşılması amaçlanıyor.
Bunun dışında, önümüzdeki dönemde kapsamın genişletilmesi çalışmalarına paralel olarak yürütülecek başka hedeflerimiz de olacak. Bunlar özetle; hasar operasyonlarının hızlandırılması, ekspertizlerin daha kısa sürede tamamlanması ve bürokratik işlemlerin azaltılarak, üreticilerin işlerinin olabildiğince kolaylaştırılması gibi süreçlerin iyileştirilmesine yönelik yoğun ve verimli teknoloji kullanımı hedefleyen çalışmalar.
TARSİM’in sektöre katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz ve nasıl bir organizasyonla, örgütlenme ile Türkiye’yi kapsıyorsunuz?
Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi, ülkemizde, devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğinin en güzel örneklerinden biri. Bu sistemin 6 yılda elde ettiği üretim verilerine, istikrarlı ve hızlı gelişim tablosuna bakıldığında, başarılı uygulamalara şahit olunuyor. Sistemin birer aktörü durumundaki unsurların birbirleri ile ahenk içinde çalışması da, başarıdaki en önemli etkenlerden biri. TARSİM’in işletici şirketi olarak, İstanbul’daki Genel Müdürlük ile birlikte, Türkiye genelinde 8 farklı ilde, Ankara, Adana, Antalya, Bursa, Giresun, Malatya, Manisa ve Tekirdağ’da bölge müdürlükleri var.
Bugün konuyla ilgili gerçekleştirilen pek çok uluslararası organizasyonda, konunun uzmanlarının, TARSİM’den övgüyle söz ettiğini ve TARSİM’i referans vererek sunumlar yaptığını görüyoruz. Ayrıca, Türkiye genelinde, il, ilçe ve köy bazında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın il, ilçe teşkilatlarıyla el ele vererek üretici eğitim toplantıları gerçekleştiriliyor. Fuarlara katılırken, çeşitli tanıtım kampanyaları da gerçekleştiriliyor. Bu etkinlikler aracılığıyla, üretici bilinçlendiriliyor ve sigorta bilincinin yaygınlaştırılmasına gayret ediliyor.
Bu sürede ne kadarlık prim üretildi?
Devlet Destekli Tarım Sigortaları, 2006 yılının Haziran ayında faaliyete geçti ve sistem hiç durmayan, sürekli bir gelişim içinde büyümesini sürdürdü. Bugüne kadar, 3 milyon adedin üzerinde poliçe düzenlendi, 1.8 milyar TL’nin üzerinde prim üretimi gerçekleştirildi, 36 milyar TL’lik tarımsal varlık sigortalandı. Sigortalılık oranı, bugün ülkemizin önde gelen ve ekonomik değer taşıyan tarımsal ürünlerinde, bu ürünlerin yetiştiği alanlar dikkate alındığında, ortalama olarak yüzde 15-16 seviyesine ulaştı.
Çiftçilerin sigorta sistemine katılımı isteğe bağlı. Sigortadan faydalanmak ise son derece kolay bir süreç. Üreticiler, gerekli kayıt olma veya kayıt güncellemelerini yaptırması ile birlikte faaliyet gösteren ve Tarım Sigortaları Havuzu adına sigorta sözleşmesi yapmaya yetkili 24 sigorta şirketi ve acenteleri aracılığıyla poliçelerini düzenletebilir. Kayıt olma ve kayıt güncelleme işlemleri ile ilgili olarak, bitkisel ürünler için, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl veya İlçe Müdürlüklerinde ÇKS’ye kayıt olunması veya kaydın güncellenmesi gerek. Seralar için Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl veya İlçe Müdürlüklerinde Kontrollü Örtü Altı Kayıt Sistemine kayıt yaptırılması ve güncellenmesi, süt sığırları, besi sığırları, koyun ve keçiler, mandalar ve kümes hayvanları içinse Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl İlçe Müdürlüklerinde Veteriner Bilgi Sistemine (TÜRKVET) kayıt olunması veya bilgilerin güncellemesi gerek. Su ürünleri için de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl İlçe Müdürlükleri nezdinde tutulan Su Ürünleri Kayıt Sisteminde kayıt olunması ve güncellenmesi önemli.
Öte yandan, Bitkisel Ürün Sigortası’nda, ürün ve lokasyon bazında açıklanan son kabul tarihlerine kadar poliçelerin düzenlenmesi önemli bir husus. Diğer branşlarda ise böyle bir durum söz konusu değil.
Sigorta süresi ne kadar?
Düzenlenen Devlet Destekli Tarım Sigortalarında sigorta süresi genel olarak 1 yıl. Bitkisel Ürün Sigortalarında poliçe süresi, sigortalanan ürünün hasat edilmesi ile birlikte sonlandığı için, sigorta süresi hasat tarihine göre 1 yıldan daha az olmakta. Kümes Hayvanları Hayat sigortalarında ise üretim kategorisine göre sigorta süresi değişebiliyor.
Bir zarar anında tespit ve tahsilat süreci nasıl işliyor?
Bitkisel ürün sigortalarında, sigortalı, hasar ihbarını sigortacı ya da acentesi aracılığıyla sistem üzerinden rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren en kısa sürede TARSİM’e bildirmeli. TARSİM tarafından görevlendirilen Havuz Eksperleri, hasar tespit çalışmalarını gerçekleştirir. Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş tazminat miktarları, hasat tarihinden önce ödenmemekte. Zira, hasat tarihine kadar başka risklerin oluşması ihtimali devam ediyor. Ödemeler, tüm sigorta branşlarında olduğu gibi sigortalıya banka kanalı ile yapılıyor.
Sera sigortalarında, en geç 24 saat içinde doğrudan ya da acente aracılığı ile TARSİM’e başvurulmalı. Hasar tespitleri, TARSİM tarafından görevlendirilen eksperler tarafından yapılıyor. Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş tazminat miktarları, en geç 30 gün içinde, yine TARSİM tarafından sigortalıya banka kanalıyla ödenir.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvan hayat sigortalarında, en geç 24 saat içinde doğrudan ya da acente aracılığı ile TARSİM Çağrı Merkezi’ne 444 82 77 numaralı telefondan başvuru yapılır. TARSİM tarafından görevlendirilen veteriner hekim, hasar ihbarı yapılan hayvanı en kısa süre içerisinde görüp, gerekli incelemesini yaparak ‘Çiftlik Hayvanları Sigortaları Büyükbaş Hayvan Hasar Raporu’nu düzenler. Hasar dosyası tamamlanarak, kesinleşmiş olan tazminat miktarları da en geç 30 gün içinde, yine TARSİM tarafından sigortalıya banka kanalıyla ödenir. Kümes hayvanları hayat ve su ürünleri hayat sigortalarında, en geç 24 saat içinde, sigorta şirketine, acentesine, TARSİM’e yapılır. Ödeme süreci büyükbaş ve küçükbaş hayvan hayat sigortalarında olduğu gibi işler.
Her türlü riske karşı her şey güvence altında
Bitkisel ürün sigortası: Sigorta kapsamında, tarla ürünleri, sebzeler ve kesme çiçekler, “dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan ve deprem ile sel ve su baskını “risklerinin neden olduğu miktar kaybına ve ayrıca sebze ve kesme çiçekler, “dolu” riskinin neden olduğu kalite kaybına karşı güvence altına alınıyor.
Meyveler ise, yine aynı risklerin neden olduğu miktar kaybına ve “dolu” riskinin neden olduğu kalite kaybına karşı sigortalanıyor. Meyveler, belirtilen bu risklere ilave olarak, “don” riskinin neden olduğu miktar kaybı için ek prim ödenerek, güvence altına alınabiliyor. Meyvelerde, “dolu” paket priminin yarısı, ek prim ödenerek alınabilen “don” paket priminin ise üçte ikisi devlet tarafından karşılanıyor.
Sera sigortası: Risk inceleme-değerlendirme sonucuna göre teminat kapsamına alınabilen, asgari şartlara haiz seralar; dolu, deprem, taşıt çarpması ile fırtına, hortum, yangın, heyelan, sel ve su baskını, kar ve dolu ağırlığı riskleri nedeniyle sera içindeki sigortalı ürünlerde meydana gelen miktar kayıpları ile sera konstrüksiyonu, örtü malzemesi ve sera içindeki teknik donanımda meydana gelen zararlara karşı sigortalanabiliyor.
Büyükbaş hayvan hayat sigortası: Asgari şartlara haiz tesislerde yetiştirilen süt ve besi sığırları ve mandalar; her türlü hayvan hastalıkları, gebelik, doğum ve cerrahi müdahaleler, kazalar, yılan ve böcek sokmaları, zehirli çayır otlarına ve yeme bağlı zehirlenmeler, doğal afetler ve güneş çarpması, yangın ve infilak sebebiyle meydana gelen ölüm ve mecburi kesim halleri ile süt sığırları için yavru atma ve yavru ölümü risklerine karşı teminat altına alınabiliyor.
Küçükbaş hayvan hayat sigortası: Küçükbaş hayvanlar, 2011 yılından itibaren sigorta kapsamına alındı. Asgari şartlara haiz tesislerde yetiştirilen koyun ve keçi ile koç ve tekeler, her türlü hayvan hastalıkları, gebelik, doğum veya cerrahi müdahaleler, kazalar, vahşi hayvan saldırıları, yılan ve böcek sokmaları, zehirli çayır otlarına ve yeme bağlı zehirlenmeler, doğal afetler ve güneş çarpmaları, yangın ve infilak sebebiyle meydana gelen ölüm ve mecburi kesim hallerine karşı teminat kapsamında.
Kümes hayvanları hayat sigortası: Asgari şartlara haiz tesislerde yetiştirilen kümes hayvanları, kanatlı hayvan hastalıkları, kazalar ve zehirlenmeler, doğal afetler, yangın ve infilak sebebiyle meydana gelen ölüm, itlaf ve mecburi kesim hallerine karşı teminat kapsamında.
Su ürünleri hayat sigortası: Asgari şartlara haiz çiftliklerde yetiştirilen alabalık, çipura, levrek, orkinos gibi balıklar; hastalık, yetiştiricilerin kontrolü dışındaki kirlenme ve zehirlenmelere, her türlü doğal afetlere, kazalara, predatörlere ve alg patlamalarına karşı sigortalanıyor.