Ekonomimizin güçlendirilmesi katma değeri yüksek üretim ile mümkün
2. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, “Harcama birleşenlerinde; yıllık yüzde -35 ile ihracat ve yüzde -25 ile hizmet sektörü, en fazla etkilenen harcama kalemi olarak büyümeyi aşağıya çeken iki etken oldu” şeklinde konuştu.
Özdebir, “İkinci çeyrek, Covid-19 virüsünün en yoğun yaşandığı ve birçok sektörde üretim ve hizmetlerin durduğu ya da yavaşladığı bir dönemdi” ifadesini kullanarak açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hem talep hem de arz şokunun aynı anda yaşandığı bu çeyrekte, küresel ekonomilerde olduğu gibi ülke ekonomimiz de olumsuz yönde etkilendi. Pandemiyi kontrol altına almak için uygulamaya konulan izolasyon tipi tedbirler, tedarik ve tüketim zincirinde aksaklıkların ortaya çıkmasına, ekonomilerin üretim kapasitelerinin düşmesine, bazı sektörlerde üretimin tamamen durmasına neden oldu ve ekonomiler ani bir duruşla karşı karşıya kaldılar. Bu olumsuz tablo bütün ekonomilerde büyüme beklentilerini olumsuz yönde etkiledi. 2020 yılının 2. çeyreğinde yaşanan yüzde -9,9 küçülmeyle ekonomide küçülme beklentileri gerçekleşti. Özellikle büyümenin önemli öncü göstergeleri olan, sanayi üretimini, perakende satış endeksi, kapasite kullanım oranındaki azalış ülke ekonomisinde 2. çeyrekte negatif bir büyümenin olacağına işaret ediyordu. Harcama birleşenlerinde; yıllık yüzde -35 ile ihracat ve yüzde -25 ile hizmet sektörü, en fazla etkilenen harcama kalemi olarak büyümeyi aşağıya çeken iki etken oldu. Sanayi sektöründe yüzde 16,5’lik daralma dikkat çekici lakin, 3. çeyrekte sanayi üretimi, PMI Endeksi ve İktisadi Yönelim Anketi toparlanmanın hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini ve 3. çeyrekle birlikte kaybın büyük bölümünün geri alınacağına işaret ediyor. Özellikle kredi büyümesiyle ortaya çıkan politika tepkisi, 3. çeyrekte ekonominin hızlı bir toparlanışını göstermekte.”
Ekonomi politika yapıcılarının hedefi; yatırımları teşvik eden reformları önceliklendirmek olmalı
“Diğer taraftan sanayi üretiminde ekonomimiz halen istenilen seviyeden uzak olup, gayri safi sabit yatırımlarda daralmanın önceki çeyreklere göre azalması oldukça önemli bir gelişme. Yatırımlarda yüzde 6,1 daralma var ve son 2 yıldır yatırım iştahı oldukça düşük seviyede seyrediyor. Ekonomi politika yapıcılarının hedefi; yatırımları teşvik eden reformları önceliklendirmek olmalı. Kalıcı bir büyüme ve büyümede toparlanma için gayri safi sabit sermaye oluşumunun pozitife dönmesi gerekmekte” şeklinde konuşan Özdebir, şunları kaydetti: “Bütün dünyayı sarsan Covid-19 krizinin olumsuz etkileri sürerken, ekonomimizde canlanma eğilimleri net bir biçimde görülmekte. 3. çeyrekle birlikte, ekonomide arzı temsil eden sanayi üretimi ve ekonominin talebini temsil eden perakende satış hacmindeki artış, gelecek aylar büyüme için olumlu bir sinyal vermekte. Ancak dikkat çekmek istediğim nokta; TCMB’nin sıkılaştırma politikası ile kredi büyümesinden vazgeçilmesi ve faiz artışıyla birlikte son çeyrekte bir daralma ortaya çıkabilecektir. Ulusal ekonomimizin güçlendirilmesi, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme, ulusal sanayi üretiminin, özellikle de katma değeri yüksek üretim yapan imalat sanayisinin güçlendirilmesiyle mümkün olacaktır.”