“Ekosistemi uçtan uca finansal ödeme deneyimi olarak tasarlıyoruz”
Hepimizin geleceğinin yetişmiş, kaliteli insan kaynağında olduğunu vurgulayan Paynet Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CMO) Serra Yılmaz, sadece ‘Fintech’lerin değil, dijital dönüşümün temelinde de bunun olduğunun altını çizdi.
BThaber’in ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu Paynet CMO’su Serra Yılmaz oldu. “Müşterinin her durumda verimliliğini artıran, hatayı önleyen, iş akışını, kârlılığını yükselten çözümlerle, ilgili sektörde farklı oyuncularla iş birliği sürecindeyiz” değerlendirmesini yapan Yılmaz, önümüzdeki dönem için ‘paylaşım ve birlikten güç doğar’ stratejisine inandığını ifade etti. Yılmaz, BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
Pandemi dönemi Paynet’in ürünlerine yönelik talebi nasıl etkiledi? Neler gözlemlediniz bu süreçte?
Tüm dünyada pandemiyle birlikte müşterilerin satın alma algoritmaları, davranışları değişti. Herkes gereksiz harcamayı kıstı. Ev eşyası ve teknolojik ürünler alımı arttı. Kurumlar tarafında dijital dönüşümü kötü bir deneyimle de olsa yaşamış olduk. Kötü deneyimden kendimize nasıl bir pozitif çıkarım yapabiliriz diye bakıyorum. Dolayısıyla dijital ve finansal olgunluk, dijital okuryazarlık seviyesinin bu dönemde yükseldiğini düşünüyorum. Ticaretini, kârlılığını ve cirosunu sürdürmek isteyen kurumlar dijital yatırımlarını bu dönemde artırdı. Temassız ödeme bizim için olmazsa olmaz bir yere geliyor. İnsanlar harcamalarını daha çok taksitle yapma ihtiyacı duydu; BKM verilerine göre 2019’a göre taksitli alışverişte yüzde 23 oranında artış görüldü. ‘Fintech’lerin birincil hizmeti; bütün banka POS’larını Paynet üzerinde birleştirip Paynet müşterisinin aslında tüm kartlara, taksit imkânlarına, kampanyalarına erişimini sağlıyor. Müşteriye de hangi finansal enstrümanı kullanmak istiyorsa, o enstrümanı o ticarethanenin açmasını sağlıyoruz. Bu süreçte ‘Fintech’lere rağbet çok yüksek oldu. 7/24 çalışır durumdayız. Bundan çok keyif alıyoruz; yeni ürün ve çözüm geliştirmek üzere gayretimiz var.
Bu süreçte çözüm geliştirme öncelikleriniz nasıl şekillendi? Pandemi hangi öncelik ve ihtiyaçları beraberinde getirdi?
Genel olarak ‘Fintech’lerin e-Ticaret hacimleri e-Ticaret tarafında dönüyor. e-Ticaret toplam ticaretin yüzde 14’ü. Paynet, e-Ticaret hizmeti vermekle birlikte diğer yüzde 86’lık tarafta lider bir kurum. Fiziksel ortamda ödemenin ve nakit akışının dijitalleşmesi için çalışıyoruz. Ana firmayla tedarik zinciri arasındaki nakit akışını zaten dijitalleştiriyoruz, burayla ilgili yeni ürün ve çözümlerimiz var. Burada temel kullanılan enstrüman kredi kartı olmakla birlikte farklı finansal enstrümanları bu sisteme dahil etmek üzere bir çalışmamız var. Diğer tarafta mevcut ürünlerimizi nasıl iyileştirebiliriz üzerine çalışıyoruz. Müşteri sadakatini de artırıp buradaki deneyimini iyileştirelim yaklaşımıyla bakıyoruz. B2B ve B2BC’de terzi dikim çözümlerle çok öne çıkıyoruz, Paynet olarak lider ‘Fintech’iz. Şu anda B2B’de ‘Escrow Modeli’ uygulayan tek ‘Fintech’ olduğumuzu düşünüyorum. Müşterinin kaporasını da güvence altına alıyoruz. Toparlarsak; cüzdan, karekod entegrasyonları gibi son kullanıcı deneyimi var, bir tarafta bayi ve ana firma arasında tüm finansal enstrümanları geliştirme kısmı var, bir tarafta da zaten müşterimize özel terzi dikim çözümlerimiz var. Ekosistemdeki bütün nakit akışını dijital olarak yönetmeye ve bütün finansal enstrümanları bu sisteme dahil etmeye adayız.
Finansal ödeme çözümleri konusunda nasıl bir potansiyel görüyorsunuz? BDDK, Merkez Bankası gibi düzenleyici kuruluşlar bu gelişimi ne derece destekliyor?
Müşteri deneyimi eğiliminin pazarda yükseldiğini görüyoruz ki bu da dijital dönüşümün olmazsa olmazı. Küresel anlamda da yatırımcılar bu alana doğru yatırımlarını artıyor. Güzel taraf; sürekli regülatif güncellemeler var. Pek çok yazılım firması pek çok finansal kurum, aynı zamanda biz ‘Fintech’ler; müşterilerimizin nasıl ürün, çözümlerle farklı ticari ihtiyaçlarını karşılayabiliriz üzerine çalışıyoruz. Teknoloji, mobil adaptasyonumuz çok yüksek; buradaki talebi regülasyonların desteklediğini düşünüyorum. Sistemin ‘Fintech’ kadar hızlı çalışmasını beklemiyoruz ama adım atılmasını görmek, konunun analiz edilmiş, ihtiyacın belirlenmiş olduğunu görmek çok pozitif bir durum. Bankalarla güçlerimizi birleştirerek pazarı büyüteceğimizi, insanların ticari anlamda da ihtiyaçlarını karşılayacağımızı, önümüzdeki dönemde KOBİ’lerin dijital dönüşümüne birlikte, el ele cevap verebileceğimizi düşünüyorum.
KOBİ’lerle ilgili çalışmalarınız neler olacak? Gerek müşteriniz olan işyerleri gerek bayileri ürün ve çözümlere, vade avantajı gibi imkânlara alıştırdınız. Bundan sonra aklınızda ne gibi yenilikler var?
KOBİ’lerle ilgili araştırma çalışmasına başladık; yıl sonuna doğru sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. KOBİ’lerin geliştirilmesine ve eğitimlerine yönelik çok yoğun içerik üretmemiz gerek. Dijital ve finansal okuryazarlığı geliştirmek ve artırmak adına daha paket çözümler üzerine çalışıyoruz. Biz zaten diyoruz ki; sen işine odaklan, enerjini kendi işine ver, biz senin için tahsilat meselelerini tek bir sistem üzerinden çözeriz diyoruz. Senin yatırım yapmana gerek yok; Paynet zaten bu sisteme entegre, dolayısıyla sen bu hizmeti Paynet kullandığın için alabileceksin. Özellikle ‘enterprise’ tarafına ciddi bir yatırım yapıyoruz. Tamamlayıcı çözümleri buraya ekliyoruz. KOBİ’lerin ister kendi bayi kanalı olsun ister e-Ticaret yapmak istesinler; hepsinde Paynet’i kullanabilirler; arkasında mutlaka bir ödeme modülüne ihtiyaç var. Her yerde destek olmaya çalışıyoruz. Bizi arayabilirler; çok fırsat var. Paynet’in bayiliği yok ama kendi sektöründe lider yazılım şirketleriyle çok yakın çalışıyor. Sektör kişiselleştirilmiş kampanyalar yapmaya doğru gidiyor. Şu anda Paynet ekosisteminde yaklaşık 30 iş ortağımız var. Bu sayıyı da hem nitelik hem de nicelik olarak çok yukarıya çıkartmayı düşünüyoruz.
Geliştirici ekosistemini nasıl destekliyorsunuz? Geliştiricilerle iş birliğini, bu yeni yapıya uygun eğitim içeriklerini nasıl değerlendiriyorsunuz; üniversitelerle iş birliği yapıyor musunuz?
Geliştirici ekosistemini dışarda bırakmak söz konusu değil. Olmazsa olmazımız; ürün ve hizmetimiz bunun üzerine… Fikirlerinden faydalanabileceğimiz, iş birliği yapabileceğimiz, birlikte ürün geliştireceğimiz çok zeki gençler var; kesinlikle bu fırsatlara bakıyor olacağız. Diğer taraftan tüm ‘Fintech’lerde insan kaynağı arayışı var. Geliştirici ekosistemi bizim açımızdan yeni insan kaynağı yaratma açısından çok kritik. Üniversite-sanayi iş birliğinin her alanda çok önemli olduğunu düşünüyorum. STEM konusu da çok önemli. Gelişim ancak eğitimle mümkün olacak. Eğitimin de sanayinin ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanması olmazsa olmaz. Kişisel olarak Wtech ve TurkishWIN üyesiyim. Wtech’te eğitim kısmını destekliyorum; Wtech’e şirket olarak da kurumsal üyeyiz. Önümüzdeki dönemde ‘hackathon’lar planlıyoruz. Davet olursa üniversitelere de içerik olarak gitmek isteriz. Hepimizin geleceği; yetişmiş, kaliteli insan kaynağı. Sadece ‘Fintech’lerin değil, dijital dönüşümün temelinde bu var. Tüm teknoloji sektörü bu konuya yatırım yapmalı. Zehra Öney’in de dediği gibi “Artık teknoloji diye bir sektör yok, her sektör teknolojik olmak zorunda.” Çok fazla uzmanlık alanı var; hepsi birbirinden farklı eğitim, tecrübe gerektiriyor ve hepsini birbirine entegre edebilmeniz gerekiyor. Önümüzdeki dönem için sürdürülebilir bir ticaret hayali olan varsa dijital okuryazarlık ve olgunluk seviyesini yükseltmesi gerekiyor. Bize düşen ‘Ben ne fark yaratabilirim?’ yaklaşımında olmak. Özellikle Türkiye gibi gelişen pazarlarda duygusal zekâ olmadan yapay zekânın tek başına yüzde yüz doğru sonucu çıkaracağını düşünmüyorum. Duygusal zekâ öne çıkacak; kadınlar için önümüzdeki dönemde çok fazla teknolojik fırsat olacak. Dünya değişiyor; siz buna hızlı bir şekilde cevap ve karşılık verebiliyorsanız yeni mesleklerden para kazanılabiliyor. Fırsat eşitsizliği var; bu doğru. Bireysel farkındalık, beni birey olarak yardım etmeye ve çalışmaya itekliyor. Sanayinin önümüzdeki dönemde bir araya gelip buradaki sorunları çözeceğini, standardı yükselteceğini düşünüyorum.
Bizi nasıl bir ödeme dünyası bekliyor sizce? Bankalar, ‘fintech’ler ve ödeme aracılık şirketleri, operatörler, mobil cihaz üreticileri derken nasıl bir ekosistem ortaya çıkıyor?
Önümüzdeki dönemde şunu bekliyorum; akıllı cihaz, akıllı ev sistemleri devreye girdi, evinizdeki buzdolabı da süt bittiğinde otomatik olarak sipariş verdi. Bunun ödemesini kim yapacak? 5G, IoT gibi teknolojilerin ucuna bir finansal teknoloji koymak zorunda kalacaksınız. Dolayısıyla ‘Fintech’ler için yan uygulamalarda çok fazla fırsat var. Akıllı saatlerden ödeme bekliyorum, POS cihazı olmadan telefonlardan ödeme bekliyorum, şubesiz bankacılık bekliyorum. 5G ve IoT’nin yaygın kullanımından sonra bu pazar çok daha yukarı doğru çıkacak. Şu anki dünyada, teknoloji üreticisi bizimle çok rahat her operasyonda çalışabiliyor. Bunun bir adım sonrasında; IoT’de ürün entegrasyonları olacak. Burada paylaşım ve birlikten güç doğar stratejisine çok katılıyorum. Her şirketin farklı uzmanlığı var. Dolayısıyla bir şirket ne kadar büyük olursa olsun tüm yazılımlarını ben yapayım, bütün sektörlere ben hizmet vereyim, tüm sistemleri ben geliştireyim diyemez, bunun çok verimli, hızlı, sağlam olacağını düşünmüyorum. Artık bilgi paylaşımı da çok önemli. Yan yana gitmek; banka ‘Fintech’ entegrasyonu, ‘Fintech’ yazılım firmaları entegrasyonu, yazılım firmalarının birbiriyle entegrasyonu gibi önümüzdeki dönem çok fazla çözüm ortaklığı göreceğimizi düşünüyorum. Merkez bankası lisanslı bir kuruluş olarak risk, güvenlik, regülasyon kaidelerine uyan lider bütün yazılım firmalarıyla ortak iş geliştirmeye meraklıyız, hevesliyiz ve heyecanlıyız.