Elektronik
Bilişim ya da Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) denilince çoğumuzun aklına yazılım ürünleri geliyor. Yazılımın üzerinde çalışacağı ortamı, donanımı; çoğumuz, tasarlanan-üretilen değil, sanki Çin’den satın alınan hazır bir nesne olarak algılıyoruz. Bununla uğraşanımız kalmadı, öğrenenimiz de pek yetişmiyor. Neden? Para kazandırmayacak diye bir kanı yaygın; o yüzden mi? Yoksa, bu tür tasarımlar görece uzun (bir yılı aşkın) sürüyor, biz tez canlıyız, o kadar bekleyemiyoruz, o yüzden mi? Ankara’da, İstanbul’da bir de Manisa’da birkaç odak kaldı. Çok sayıda, küçük çaplı ve ne yazık ki, hedefsizlik yüzünden çoğu kez köşeye sıkışmış işleri yapan yüzlerce KOBİ ve mikro KOBİ’yi de unutmamak gerek.
Ülkemiz insanının çok yetkin olduğu bir alan, tümdevre tasarımı. Burada da iki ayrı alt alan var. Yapıtaşı (İng.: device) tasarımı ve bu yapıtaşlarını kullanarak devre tasarımı. Her ikisi de iyi para kazandıracak alanlar. Eğer bir devlet politikası olarak tümdevre tasarımı ele alınır, gerekli düzenleme yapılırsa, ülke bu alanda bir mükemmeliyet merkezi olabilir. Üretimi istediğimiz yerde yaptırırız. Unutmayalım, bilgisayar işlemcilerinin 200-300MHz. hızlardan, birden 2-2,5GHz. hızlara sıçramasını, işaretlerin işlemci içerisinde yol alırken kaybettikleri süreyi en aza indiren yerleşimi hesaplama algoritmasını yazan Erşed Akçasu’ya borçluyuz. ABD’deki diasporamızdan olur kendileri.
İhracatın lokomotiflerinden olan TV cihazlarındaki katma değerimiz düşük. Ekran teknolojilerinde bir türlü bir treni yakalayamıyoruz, hep uzak doğuya bağımlı kalıyoruz. Ama madem yetenek elimizde, rahatlıkla yeni kuşak TV tümdevrelerini ülkemizde tasarlamak bir başlangıç olabilir. Bu devrelerin teknik özellikleri konusunda ülkede yeterince bilgi birikimi var.
Belirtmeden geçemeyeceğim bir alan da güç elektroniği. BİT ile çok ortak yönü var. Bu alanda da çok iyiyiz. Öyle olmasaydık, dünyanın önde gelen 3 küresel şirketinden biri, kesintisiz güç kaynakları için bir Türk şirketini gözüne kestirip satın alır mıydı?