Emekli olmanın çok yönlü faydaları
Az zamanda önemli bir noktaya gelen bireysel emeklilik sistemi, yasal uygulama ve teşviklerle genele yayılıyor. İnsanlar, kendi tercih ettikleri bireysel emeklilik şirketinin, yine kendi tercihleri olan portföyüne yatırım yaparak ‘kişiselleştirilmiş emeklilik’ yolunda ilerliyorlar. Tercih katılımcının. İsterse portföyünü, isterse emeklilik şirketini değiştirebilir. Sektör de potansiyeli ile yatırımcılara göz kırpıyor.
Emeklilik alanında Türkiye, 2003 yılında önemli bir sistemi hayata geçirerek, hem bireylere emeklilikte ‘alternatif’ sundu hem de bu konuda kamunun üzerindeki sorumluluğu kapsamlı bir sistemle özel sektörle paylaştı. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Yönetim Kurulu Başkanı ve Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan’a göre, Türkiye’de 2003 yılında yürürlüğe giren Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı oldu. Gönüllü katılım esasına dayanan bir fonlama sistemi olan BES’te 2012 yılına gelinceye kadar önemli gelişmeler sağlandığına dikkat çeken Bostan ekliyor: “2,8 milyon katılımcı ve 17,8 milyar fon büyüklüğüne ulaşıldı.” Bu arada Bostan, BES yapısında çığır açacak önemli bir yasanın uygulanmasına da 1 Ocak 2013 tarihinde başlanacağını hatırlatıyor ve şu detayları paylaşıyor:
“Geçtiğimiz ay Resmi Gazete’de yayınlanan yasa ile tüm katılımcılar yüzde 25 oranında katılım payı alacaklar. Böylece teşvik sadece çalışanlarla sınırlı olmaktan çıkıp tabana yayılmış olacak. Ayrıca işverenlere sağlanan vergi avantajı da yüzde 15’e çıkartılarak, sisteme kurumların katılımının artırılması öngörüldü.”
Yasal destek dopingi
BES’in hayata geçmesinde, belirttiğimiz gibi, kamunun desteği büyük önem taşıyor. Bostan da, değişiklik yapan kanunun çıkarılması için Maliye Bakanlığı’nın gösterdiği çabaların önemli olduğunu belirterek, kanunun hazırlanmasında sektör, EGM ve ekonomi otoritelerin uyum içinde çalıştığına işaret ediyor. Bostan’a göre, kanunun kabul edilmesiyle kamuoyunun BES’e olan ilgisi de arttı. 2013 yılını beklemeden sisteme girenlerin sayısında artış görüldüğüne dikkat çeken Bostan ekliyor: “Devletin sistemi teşvik için öngördüğü katkı payı oranı memnuniyet verici. Yeni düzenlemeler, sistemde uzun süre kalmaya ve uzun soluklu bir tasarruf planı yapmaya teşvik ediyor.”
Sistemdeki katılımcı sayısı 7 Ağustos 2012 tarihi itibariyle 2 milyon 892 bin 813 kişiye ulaştı. Fon büyüklüğü tutarı ise 17 milyar 769 milyon TL. Katkı payı da 14 milyar 531 milyon TL. Bu rakamların mevcut koşullarda memnuniyet verici olduğunu söyleyen Bostan, “EGM olarak yeni düzenlemelerin tanıtımı için özel çalışmalar yürüteceğiz” diyor.
BES’te birikim oluşturma döneminin sonunda isteyen katılımcı toplu para alarak sistemden ayrılabilir, dilerse birikimleriyle Yıllık Gelir Sigortası alabilir, isterse BES’te kalıp birikimlerini Emeklilik Gelir Planı’nda değerlendirmeye devam eder. Bostan ise şu beklentiyi paylaşıyor:
“Şu ana kadar BES müşterilerimizden 111 kişi emeklilik hakkını kazandı. Bunlardan 1 tanesi Emeklilik Gelir Planı, 3 tanesi Yıllık Gelir Sigortası ile sistemde kalmaya karar verdi. Görüldüğü üzere, kişiler daha çok toplu para alma seçeneğini tercih ettiler. İleride Yıllık Gelir Sigortaları şartlarının iyileşmesi ve katılımcıların daha iyi bilgilendirilmesi suretiyle BES’te kişilerin fonlarını tutacağını düşünüyoruz.”
Potansiyel, yabancı yatırımcıyı çekiyor
Türkiye’de 17 BES şirketi var. Bostan’a göre, sektöre yabancı yatırımcıların ilgisi oldukça yüksek. Çünkü sistem, önümüzdeki yıllarda katlanarak büyüme potansiyeli taşıyor. “Gelişmiş ülkelerde ekonominin temel taşlarından birini oluşturan emeklilik fonlarının önemi Türkiye’de de giderek artmaya başladı” yorumunu yapan Bostan, bazı önemli verileri de paylaşıyor. Buna göre, OECD ülkelerindeki emeklilik fonlarının GSYH’ye oranı yüzde 71,6. Hollanda yüzde 134,9 ile emeklilik varlıklarının GSYH’ye oranı en yüksek ülke iken, bu ülkeyi yüzde 123,9 ile İzlanda ve yüzde 90,9 ile Avustralya izliyor. ABD’de ise bu oran yüzde 72,6. 2003 yılında bireysel emekliliğin uygulanmaya başladığı Türkiye’de emeklilik fonlarının toplam değerinin milli gelire oranı 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 2,34’e yükselirken, Bostan’ın verdiği bilgiye göre, Yunanistan’ı da geride bırakarak Almanya, Belçika, İtalya, Avusturya gibi gelişmiş ülkelerin oranlarının yaklaşık yarısına ulaştı.
“Ülkemizin nüfusu ve aktif çalışan sayısı dikkate alındığında, sistem için büyük bir potansiyelin olduğu görülmekte” diyen Bostan, “Bugün Avrupa’daki emeklilik fonlarının oranlarını yakalamaya başlayan Türkiye’deki emeklilik fonlarının, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’teki payında daha da büyük yükselişler olacağını düşünüyoruz” yorumunu yapıyor.
Şirket birleşmeleri olabilir
Bireysel emeklilik sisteminde katılımcıların fon tercihlerine bakıldığında, sözleşme başına ortalama 2,61 adet fon türü satın alındığını belirten Mehmet Bostan, “Kişilerin çoğunluğunun kamu borçlanma araçlarına, sonrasında likit ve esnek fonlara yöneldikleri görülüyor” diyor. Hisse senedi ise dördüncü sırada yer alıyor. Önümüzdeki bir yıl içinde bu oranların aynı olacağı tahminini yapan Bostan’a göre, yeni dönemde, sağlıklı ve sürdürülebilir bir sistemin oluşması adına bireysel emeklilik sistemindeki bazı parametrelerin değişimi gündeme geldi. Bunun sonucunda da şirketlerin kârlılık oranlarının süreleri uzarken, sermaye ihtiyaçları ortaya çıkabilmekte. Bu veriler ışığında ileride şirket birleşmelerinin olabileceğini tahmin ettiklerini söyleyen Bostan, kurumsal hedeflerini de şöyle anlatıyor:
“Yeni düzenlemelerle sektör, orta ve uzun vadede katlanarak büyüyecek. Vakıf Emeklilik olarak biz de yeni sürece hızla uyum sağlıyoruz. Yeni dönemde sektörden hızlı büyümeye devam edeceğimizi öngörüyoruz. 25’inci yıldönümümüz olan 2016 yılında BES’te ilk 3 arasında olmak gibi hedefler belirledik. 2016’da katkı payı tutarında yüzde 12 pazar payına ulaşmayı hedeflerken, katılımcı sayısı açısından 650 bin katılımcıya ve yüzde 12’nin üzerinde pazar payını amaçlıyoruz.”