EN BÜYÜK ÇARPIŞMA BAŞLADI
ULUSAL
TÜRKİYE DÜNYADAN KOPUK
21 Kasım günü ayni toplantıda bulunduğumuz UDH Bakanı Binali Yıldırım’a, toplantı sonrasında, WCIT’de alacağımız pozisyonu sordum. Konferansa BTK başkanı Tayfun Acarer’in katılacağını belirten bakan “diğer ülkeler pozisyonlarını açıklasın bakalım” demekle yetindi. Ben görüşümü belirttiysem de, Şubat ayında “internetin de bir BM’si olmalı” diye bir açıklama yapmış olan Yıldırım’ın, Rusya’nın görüşüne yakın ve ITU’nun yanında olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim, Ekim ayında kurulan Siber Güvenlik Kurulu’nun da tamamen hükümet ve kontrolündeki kurumlardan oluşması, geçen sene çıkarılan bir Kanun Hükmünde Kararname ile BTK’nın da resmen bakana bağlanması gibi gelişmeler hükümetin internet üzerinde daha fazla yetki ve kontrol isteğini gösteriyor. Hükümetin internetin gücünden yararlanma eğilimi şaşırtıcı değil, hatta doğal; bunun karşısında STK’larımızın sessiz kalmasıdır esas şaşırtıcı olan, demokrasiye yakışmayan ve bizi Rusya, İran, Çin gibi ülkelerle ayni konuma sokan.
STK’larımız konuya ilgisiz; ama, sektördeki bireyler değil. 23 Kasım günü, TBD Kurultayı’nda “İnternetin Geleceği” başlıklı benim yönettiğim bir panel oturumunda, WCIT’de alacağımız pozisyonu tartışmaya açtım. İzlemeye gelenlerin bir kısmının ayakta kalacağı kadar salonun aşırı dolması ve oturumun süresinden bir saat daha geç bitmesi, ilginin yoğunluğunu gösteriyordu. Panele davet ettiğim Avrupa Parlamentosu üyesi ve AB’de internet konularının önde gelen ismi Marietje Schaake de video ile katıldı.
Tam bu satırların yazıldığı sırada, WCIT konferansına Türkiye’den giden heyet bilgisini Anonymous’un Türkiye kolu olan AnonsTurkey açıkladı. Konferansa giden heyeti ilginç buldum. Burada sadece iki noktayı dikkate getireceğim. Birincisi, “Danışman” altında giden 3 kişinin 3’ü de Avea’dan – oysa, UDH Bakanı Binali Yıldırım’ın danışmanı “Delege” olarak katılıyor. İkincisi, 12 delegeden 5’i TRT’den! Demokratik yönetimi olan ülkelerde olduğu gibi, internetin paydaşlarının heyette yer almaması yanlış olmuş.
ULUSAL
TÜRKİYE DÜNYADAN KOPUK
İnternetin geleceğinin söz konusu olduğu WCIT konferansındaki konular üzerinde dünyada müthiş bir mücadele süregiderken, ülkemizde bu konuda ne hükümetten ne de Alternatif Bilişim Derneği dışında STK’lardan ses çıkmaması ve medyanın konuya hiç değinmemesi çok çarpıcı bir durum.
21 Kasım günü ayni toplantıda bulunduğumuz UDH Bakanı Binali Yıldırım’a, toplantı sonrasında, WCIT’de alacağımız pozisyonu sordum. Konferansa BTK başkanı Tayfun Acarer’in katılacağını belirten bakan “diğer ülkeler pozisyonlarını açıklasın bakalım” demekle yetindi. Ben görüşümü belirttiysem de, Şubat ayında “internetin de bir BM’si olmalı” diye bir açıklama yapmış olan Yıldırım’ın, Rusya’nın görüşüne yakın ve ITU’nun yanında olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim, Ekim ayında kurulan Siber Güvenlik Kurulu’nun da tamamen hükümet ve kontrolündeki kurumlardan oluşması, geçen sene çıkarılan bir Kanun Hükmünde Kararname ile BTK’nın da resmen bakana bağlanması gibi gelişmeler hükümetin internet üzerinde daha fazla yetki ve kontrol isteğini gösteriyor. Hükümetin internetin gücünden yararlanma eğilimi şaşırtıcı değil, hatta doğal; bunun karşısında STK’larımızın sessiz kalmasıdır esas şaşırtıcı olan, demokrasiye yakışmayan ve bizi Rusya, İran, Çin gibi ülkelerle ayni konuma sokan.
STK’larımız konuya ilgisiz; ama, sektördeki bireyler değil. 23 Kasım günü, TBD Kurultayı’nda “İnternetin Geleceği” başlıklı benim yönettiğim bir panel oturumunda, WCIT’de alacağımız pozisyonu tartışmaya açtım. İzlemeye gelenlerin bir kısmının ayakta kalacağı kadar salonun aşırı dolması ve oturumun süresinden bir saat daha geç bitmesi, ilginin yoğunluğunu gösteriyordu. Panele davet ettiğim Avrupa Parlamentosu üyesi ve AB’de internet konularının önde gelen ismi Marietje Schaake de video ile katıldı.
Tam bu satırların yazıldığı sırada, WCIT konferansına Türkiye’den giden heyet bilgisini Anonymous’un Türkiye kolu olan AnonsTurkey açıkladı. Konferansa giden heyeti ilginç buldum. Burada sadece iki noktayı dikkate getireceğim. Birincisi, “Danışman” altında giden 3 kişinin 3’ü de Avea’dan – oysa, UDH Bakanı Binali Yıldırım’ın danışmanı “Delege” olarak katılıyor. İkincisi, 12 delegeden 5’i TRT’den! Demokratik yönetimi olan ülkelerde olduğu gibi, internetin paydaşlarının heyette yer almaması yanlış olmuş.