En Dijital 100 aranıyor
Dijital yetkinlik kurumsal başarıda artık belirleyici ve bunun küreselde birçok başarılı örneği var. Türkiye’nin başarı hikayeleri içinse Accenture Türkiye, yetkin proje ortakları ve küresel Accenture sisteminden farklı metodolojisi ile önemli bir ilke imza atıyor. Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, Türkiye Bilişim Vakfı, Vodafone Türkiye ile daha derin bir çalışma ortaya konulurken, M2S de lojistik açıdan destek sunuyor. Detayları Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş ve araştırma ortaklarından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker anlatıyor:
Bu araştırma ile hedefiniz ne?
Tolga Ulutaş: Araştırmanın derinliği, verinin zenginliğinden gelecek. Bu çalışmanın en anlamlı noktası teknolojinin gerçek hayata ve reel sektöre izdüşümünü ölçme, ‘BT yatırımını neden, hangi amaçla yaptın, ne elde ettin?’ sorusunu doğru sorup, yanıt alma çabası. Bilinçli BT yatırımı adına bu araştırma önemli bir rehber olacak. Bu adımla bir endeks oluşturuyoruz ve sonraki yıllarda bu endekste kıyaslama imkanımız daha belirgin olacak. Akademik değeri, şirketlere ışık tutması, e-dönüşüm adına önemli adımlar atan kanun koyuculara net bilgiler vermesi ile önemli bir değer teşkil edecek. Kamu otoritesi, şirketlerin bilişimde durumunu çok daha net görebilecek. Burada şirket isimleri olmayacak ama tüm sektörlerde geneli, potansiyeli, artı ve eksileri, fırsatları görmek adına önemli olacak.
Prof. Dr. Ayşegül Toker: Bu önemli bir çalışma. Çünkü üniversite-iş dünyası işbirliğini bu boyutta çok sık görmüyoruz. Projede düzgün bir modelle ilerliyoruz ve bu önemli bir örnek oldu. Sonuçta Türkiye’de durum tespiti yapılıyor. Şirketlerin bilişim adına seviyesi ve bu seviyeyi ortaya koyan kriterler ortaya çıkacak.
Dijitalleşme endeksi, Accenture Türkiye’nin ilk kez yaptığı bir araştırma mı olacak?
Tolga Ulutaş: Evet, Türkiye’de ilk kez. Benzer çalışmayı farklı ülkelerde yaptık. Türkiye’de ise değerli kurumların katılımıyla söz konusu küresel standart çalışmanın ötesine geçtik. Yurtdışında temel parçalar burada da aynı aslında. Ama altındaki detaylandırılmış seviye ve kurulan ölçümleme modeli gibi unsurlar oldukça değiştirildi. Böylece Türkiye’ye özel bir araştırma yapısı ortaya çıktı. Bu çalışma, Accenture Türkiye adına gurur unsuru. Çünkü ortaya çıkartacağımız sonuçlar, Accenture küresel modelini de etkileyecek.
Prof. Dr. Ayşegül Toker: Genelde buna benzer çalışmalar, daha dar çerçevede ve ticari hedefle, bizim gibi mikroya inmek yerine makro seviyede yapılıyor. Bu nedenle yaptığımız çalışma ve sahiplenilmesi çok önemli. Çünkü şirketler stratejilerini oluştururken, küreselde bakılan şey ‘müşterim nerede?’ sorusuna yanıt verebilmekte. Müşterilerin çoğunluğu başka kanalda değil, dijitalde. Bu nedenle şirketler bu paralelde düşünmeli. Bu değişimi göstermek adına da bu araştırma önemli. Dijitalin finans veya telekom gibi belli sektörlerin tercihi olmadığını, herkesin burada yapması gerekenleri göstermek adına da bu araştırma önemli. Sonuçta geldiğimiz noktada dijital, tüm sektörlerde her ölçekte şirket için gerekli ve önemli.
Neden Türkiye’de bu araştırmayı yapma kararı aldınız?
Tolga Ulutaş: Küresel ekonomilerde belli kırılma noktaları var. Matbaa kullanımı, endüstri devrimi gibi. Tüm bu adımlarda ilerleme belli gelir seviyesini gerektirirken, şimdi ilk kez oyunun kartlarının tekrar dağıtıldığı ve herkesin eşit şansa sahip olduğu bir dünyadayız. Aklın ve bilginin, sermayenin önüne geçebildiği bir dünyadan bahsediyoruz. Küresel bazda bireyler ve kurumlar için geçerli bu durum. Türkiye’nin diğer tüm gelişmekte olan ülkelerle birlikte önünde bir fırsat, bu fırsatı doğru biçimde doğru zamanda kullanabilme şansı var. Farkındalığı yaratmak için bu dijital endeksin ölçümü, doğru soruları sorup neye bakmak gerektiğini bilmek, doğru kriterlerle kendimizi ölçümleyip, ne yapmamız gerektiği konusunda bir yol haritası çıkartmak daha kolay olacak.
Araştırmanın yapısı hakkında bilgi verir misiniz?
Prof. Dr. Ayşegül Toker: ‘En dijital 100’ ile kastımız, Türkiye’nin lider dijital şirketleri. Bir sonraki yıl bu araştırmayı yine yaptığımızda, artık daha geniş bir havuzda ve benzer modelle ilerleyeceğiz. Kurumsal farkındalık artmış olacak. Boyutlar Accenture’ın küreselde daha önce yaptığı çalışmalarla aynı. Ama biz bunların altına ölçüm maddelerini geliştirirken biraz daha detaya indik, metodolojimizi farklılaştırdık. Bu araştırmanın en önemli farkı birçok verinin yüz yüze anket yoluyla toplanacak olması.
Tolga Ulutaş: Araştırma üç bölüm. Birincisi ‘dijital strateji ve kurumun bu başlıkta stratejisi var mı, varsa nedir, ne ölçüde uygulanıyor, bunun için bütçe, yöneticilere verilmiş hedef ve ölçüm, onların bu konuda performans kriterlerini etkileyen hedefler var mı?’ gibi soruları yöneltiyoruz. İkincisi dijital ürün ve hizmetler alanı ve şuna bakıyoruz: ‘Şirket, dijital ürün ve hizmet üretiyor mu?’ Örneğin spor ayakkabı üreten küresel bir firma, spor alanında sunduğu tecrübeyi dijital yetkinlikleri ile daha ileri taşıyabiliyor. Yaptığınız işi, dijital dünyada zenginleştirilmiş bir ürün olarak tekrar konumluyorsunuz. Bahsettiğim ikinci alanda ‘Müşterilere hizmet verirken dijital kanallar kullanılıyor mu? Misal e-ticaret var mı? Bu başlıkta ne kadar başarılısınız? Toplam satışlarının yüzde kaçını bu alanda yapıyorsunuz?’ gibi soruları yöneltiyoruz. Kanala, genel olarak aslında dijitalleşmeye verdiğiniz önem böylece ortaya çıkıyor. Dijital servis ve müşteri hizmetlerine bakıyor, toplam satışlarda dijital kanalın payını ölçüyoruz. Bu, şirketin dijital yatırımlarını ne ciddiyetle yaptığını da gösteriyor. Örneğin ‘dijital ürünü olan bir şirketin cirosunda bu ürünün payı ne kadar?’ Yani stratejiyi sorguladığımız gibi, ürün ve hizmet kanallarını da sorguluyoruz.
Üçüncüsü ise şirketin iç yetkinliklerine odaklanmak. Yani müşterilerine dijital ürün ve hizmet sunuyorsun, ama acaba kendi çalışanlarına, yani iç müşterilerine yönelik ne yapıyorsun? İzin formlarını çalışanlar kağıtta doldurup İK birimine imzalatıp mı veriyor, yoksa bir iç portalden izin başvurusu mu yapıyorlar? İş süreçlerinde kurumsal dijital yetkinlikler ne kadar hayata geçmiş? Şirket çalışanlarına eğitimleri dijital ortamda verebiliyor musunuz? Etkinlik ve yönetilebilirlik için, ayrıca maliyetleri düşürmede bu gibi süreçlerin dijitalleşmesi çok önemli.
Şirketler nasıl belirleniyor?
Tolga Ulutaş: Kriterler ve sınırlarımızı belirleyerek, en az 500 milyar TL cirosu olan şirketleri, ayrıca sektörlerine özel ölçütlerle banka ve sigorta şirketlerini araştırma kapsamına aldık. Böylece Türkiye’de 300’ü aşkın şirket çıktı ortaya. Bu şirketlere bir davet mektubu ile çağrıda bulunduk ve çalışmamızı hepsine gidip ücretsiz yapacağız. Bizim de bu projeye yatırımımız bu. Bu arada çalışmamız başladı ve çok sayıda şirket ziyaret edildi bile.
Prof. Dr. Ayşegül Toker: Şu anda büyük şirketlerle çalışılıyor, ama bunun tüm Türkiye’de her ölçekte şirket için farkındalık yaratacağını düşünüyorum. Bu bir kontrol listesi ve isteyen şirket Accenture Türkiye’ye gelip ‘beni de değerlendirin’ diyebilir. Bu değerlendirme, bir yol haritasını şirketin önüne koyar. Boğaziçi Üniversitesi olarak doğru şeyi ölçmeye çalışıyoruz. ODTÜ de ölçümü doğru yapmak adına metodolojiyi geliştiriyor. İşte bu nedenle araştırmada uçtan uca herkesin bir görevi var ve verimli bir işbirliği hayata geçiyor.
Süreç nasıl ilerliyor?
Tolga Ulutaş: Şirketlerin talebimize olumlu dönüp bizimle görüşme hızına bağlı herşey, ama hedefimiz Mayıs gibi sonuçları paylaşmaya başlamak. Ortaya kapsamlı bir rapor da koyacağız. Herkese açık bir rapor olacak bu ve sektörler, endeks kriterlerinde nerede olduklarını görebilecek. Sektörlerdeki örnek kurumları da bir törenle göstermek istiyoruz. Yani bahsettiğim genel rapora ek olarak, her katılan şirkete özel bir rapor sunacağız.
Bu araştırmadan beklentiniz ne? Nasıl bir sonucun ortaya çıkmasını bekliyorsunuz?
Tolga Ulutaş: Çok ilginç sonuçlar bekliyorum. Derinlikli bir çalışma ihtiyacı vardı ve akademik modellemenin olduğu, bu kadar değerli kurumların ve STK’nın arkasında olduğu araştırma Türkiye’de ilk kez yapılıyor. Hedefimiz bu araştırmayı yıldan yıla devam ettirmek olduğu için hangi sektörün nereden nereye geldiğini de görebileceğiz, her bir kuruma sadece kendisinin göreceği bir analiz sunacağız. Bu endekste bu alt bileşenlerden aldığım not; yeterlilik ve etkinlik seviyesi, bunun benimle aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerin ortalamasına göre durum analizi niteliğinde. Şirket, sektör ortalamasını baz alarak kendi artı ve eksilerini analiz edip, fırsat noktalarını görebilecek. Bu araştırma, kurumlarda dijitali anlama konusunda önemli olacak. Doğru soruları sorarak şirketlerin teknolojik verimliklerden ne anlaması gerektiği konusunda onların görüşlerini açacağız. Şirketin kendine ayna tutmasını sağlayacağı gibi, daha rasyonel yatırım kararları da hayata geçecek. Başarılı şirketlerin, onay vermeleri halinde isimlerini açıklayacağız. ‘Bu sektörün lideri bunlar’ diyeceğiz ve bu da özendirici olacaktır.