En hızlı Hibrit Bulut büyüyecek
Bulut bilişim hakkındaki en büyük endişeler güvenlik ve gizliliktir. Dijital ortamların kopyalanma olasılığının yüksek olması ve bulut sistemlerine internete bağlı cihazlardan erişiliyor olması güvenlik endişelerini daha çok öne çıkarıyor. Dijital ortamda meydana gelecek bir güvenlik sorunu, maddi kayıplar başta olmak üzere şirketlerin itibarlarını ve iş süreçlerini sarsabilecek düzeye ulaşmış durumda. Bu nedenle pek çok şirket bulut bilişim hizmetlerinde hayati bilgilerini bir servis sağlayıcı şirkete teslim etme fikrine endişe ile yaklaşıyor ve bulut bilişim sistemlerinin avantajlarından faydalanmakta tereddüt yaşayabiliyorlar.
Hibrit (karma) bulut bilişim, kullanıcı şirketlere sunduğu esnek yapısıyla güvenlik, veri güvenliği ve gizlilik gibi endişeleri giderebilir. Hibrit bulut hizmetleri ile şirketler kendi verilerini ister ofisten isterse dışarıdan yönetebiliyor. Her iki bulut yapısı da birbiriyle uyumlu çalışabiliyor. Böylece şirketler hem açık bulut hem de özel bulut sistemlerine sahip olabiliyor. Açık bulut bilişim şirketlere hızlı ölçekleme yapma becerisi, çok büyük depolama alanları ya da çalışma kapasitesi sunabiliyor.
Diğer yandan özel bulut yapısıyla da şirketler daha güvenli bir yapıya kavuşmuş oluyor. Kritik iş verilerini, uygulamalarını kendi kontrolü altında tutabilme olanağı sağlayan bu yapıda şirket, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı korunmuş oluyor.
Hibrit bulut, verimliliği artırıp masrafları azaltarak; depolama, yedekleme ve kurtarma seçeneklerinden yararlanma avantajları sunuyor.
2018’de 80 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacak
Hem esnek ve ölçeklenebilir hem de güvenli bir bulut hizmeti almak isteyen şirketler düşünüldüğünde bulut bilişimde en hızlı büyüyen alan hibrit bulut sistemlerinde olacak. Yapılan bir araştırmaya göre dünyada hibrit bulut pazarının 2018 yılında yaklaşık 80 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de KOBİ’leri kapsayan bir araştırmaya göre ise yeni kurulmuş şirketlerle 9 yıldan fazla faaliyette bulunan şirketler bulut bilişim pazarı için en büyük potansiyeli oluşturuyor. Türkiye’de bulut bilişime en fazla yatırım yapmayı planlayan sektörler arasında da e-ticaret/perakende, ulaştırma/depolama sektörleri geliyor. Hem yaygın çalışma alanı olan hem de müşteri ve veri gizliliği/güvenliğine önem veren bu sektörlerin öncelikli tercihi de hibrit bulut bilişimden yana olacaktır. Aynı zamanda kamuda da geniş veri ve iş hacmine yanıt verecek, mahremiyeti ön planda tutacak hibrit bulut bilişim sistemleri öncelikli tercih edilecektir diye düşünüyorum.
Mevcut gidişata bakıldığında, 2020’lere gelindiğinde dünya çapında geliştirilen yazılımların yüzde 80’inin bulut tabanlı olacağını öngörebiliriz. IDC tarafından Türkiye’de 30 BT şirketine yapılan anketin analizlerine göre, genel bulut pazarının 2016 yılında 150 milyon doların üzerinde olması hedeflenmektedir.
Türkiye yazılım ile küresel rekabete katılabilir
Yine IDC'nin rakamlarına göre SaaS pazarının 2014 sonunda 40,5 milyar doları bulması bekleniyor. Bu da kurumsal yazılım pazarı içerisinde SaaS pazarının payının yüzde 16'ya yükseleceği anlamına geliyor. Dünyada SaaS pazarının her yıl yüzde 30 büyüyerek 2025 sonunda da 160 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Türkiye’nin uluslararası arenada varlık göstereceği ve küresel rekabet sağlayacağı alanların başında yazılım sektörü geliyor. Dünyada SaaS pazarının büyüme beklentisi göz önüne alındığında SaaS modelinin de yerli yazılımların dış pazarlara bir servis hizmeti olarak sunulmasını son derece kolaylaştıracaktır. Yazılımların hangi fiziksel noktada bulunduğunun önemli olmadığı SaaS modelinde Türkiye akılcı bir yatırımla dünyanın her ülkesine yazılım ve uygulama (yerli ve yabancı) barındırma hizmetleri sunabilir. Yazılım alanında yakalanması hedeflenen küresel rekabet hedefi, Türkiye’nin bir Küresel SaaS Hizmet Merkezi olması hedefiyle birleştirilebilir.
İşnet Teknoloji, Operasyon ve Strateji Direktörü Ali Taşkın