En tekno olimpiyat
Her olimpiyat, aslında “en tekno” olimpiyat oluyor -mecburen. Aradan geçen her 4 yıl, teknolojiyi dehleyince, bir sonraki olimpiyat daha da teknoloji “şaheseri.” Bu yılki de öyle.
2008 Beijing’de “yeni” sayısal zaman sayma ve puanlama sistemleri, harekete duyarlı ölçümler ve GPS’le izleme falan gibi yenilikler vardı.
Londra Olimpiyatları “daha da” ileri teknoloji kullanacak. Bu seferki yenilik, oyunların iPad ve akıllı telefonlardan da izlenebilir şekilde bir formatta sunulacak olması. 2010’da Steve Jobs rahmetli, iPad sayesinde spor olaylarının film kalitesinde izlenebileceğini açıklamıştı dünyaya. Anketler, Londra Olimpiyatları’nın, televizyondan çok, mobil cihazlardan izleneceğini gösteriyor. Washinton Post’un tahminine göre sadece ABD’de her 5 kişiden biri böyle yapacakmış. Şuna emin olun ki 2014 Kış Olimpiyatları geldiğinde bu cümlenin aynısını “her 5 kişiden 3’ü diye kuracağız. Gidiş, mobilite yönünde.
İstediğin zaman izleme, etkileşimli izleme de bu sefer daha uzun ve yoğun süreli olacak. BBC, 2 bin 500 saatlik bir dev “sonradan izleme” video hizmeti sunacak. Aynı günde 24 değişik spor olayı olunca, bunları izlemenin başkaca yolu kalmıyor zaten.
BBC ve Amerikan NBC, bütün olimpiyat sporcuları için web sayfası açıyor. O sporcunun gelmişi, geçmişi, skorları ve her şeyi orada olacağı gibi, olimpiyat sırasındaki yenilikleri de oraya anında girecek. Mükemmel bir spor ansiklopedisi olacak. Buna ek olarak, bütün “son dakika” bilgileri de eklenecek. Sadece NBC, olimpiyat yayın hakları için 1 milyar 180 milyon dolar ödemiş!
Buraya kadar epeyce Web 1.0 gözüken sayısal hizmetler, elbette Facebook’suz ve twitter’siz olamazdı. Londra, “ilk sosyal olimpiyat” bu sayede. Facebook Olimpiyat Merkezi, izleyicileri, arzu ettikleri spor yıldızlarıyla buluşturuyor. Michael Phelps veya Lolo Jones gibi yıldızlar, spor performansı mı göstersinler, sosyal medyacılık mı yapsınlar bilemeyecekler. Her şeye nasıl zaman ve enerji bulacaklarını izleyecek birileri de olacak mı acaba?
Deloitte tarafından Mayıs’ta yapılan bir ankete göre Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD’de olimpiyat izleyicisinin yüzde 15-26 aralığı, oyunların “bir kısmını” tablet veya PC’den izleyeceğini söyledi. Akıllı telefondan izleyeceğim diyenlerin yüzde 42’si ise Almanya’da. İzleme sisteminin sosyalleşmesiyle, bir sporcunun yıldızlaşması veya “batması” için geçecek süre de o denli kısalacak. Daha önceki olimpiyatlar sadece televizyondan yayınlanırdı. Ertesi gün gazetelerde haberi çıkardı. Web 2.0 düzeni bu tür “arkeolojik” iletişimi müzelik etmiş durumda.