En üstteki üniversiteler
Dünyadaki en tepe 27 üniversite eğer “tek bir ülke olsaydı” bilgi üretiminde ABD ve Çin’den sonra üçüncü sırada gelirmiş. Dünya Ekonomik Forumu Davos’ta Times Higher Education (THE) ve akademik yayıncılık kurumu Elsevier tarafından açıklanan verilere göre 11 ülkeye ait bu üniversiteler –hep bildiğimiz- MIT, Stanford, Harvard, Oxford, Cambridge, ETH Zürih, Çin’den Beycing ve Tsinghua, École Polytechnique Fédérale de Lausanne ve diğerleri. Bunlara Dünya Ekonomik Forumu Küresel Üniversite Liderleri Forumu (GULF) deniliyor.
27 üniversite, dünyanın araştırma yayınlarının yüzde 7’sini sağlıyor. İngiltere tek başına yüzde 6.1, Almanya yine yüzde 6.1, Japonya yüzde 5’ini sağlıyor. Bu üniversiteler, dünyadaki halen geçerli patentlerin yüzde 15.4’üne sahip.
Sanayi ve özel sektörden bu üniversitelere yılda 3 milyar dolar araştırma fonu akıyor. Öğretim üyesi sayısına bölününce hoca başına yılda ortalama 62 bin dolar ediyor. THE listesindeki geri kalan yüzlerce üniversitedeki hocalara düşen pay ise hoca başına 26 bin dolar.
Sadece son 5 yılda üniversite-sanayi işbirliği sonucunda 45 bin yayın yapılmış. Bunlar, makaleden kitaba kadar değişik boyut ve içerikte. En verimli işbirlikleri Microsoft, IBM, GlaxoSmithLine, Pfizer, Google ile yapılmış… Microsoft’un işbirlikleri listesine bir bakın hele: En çok MIT ile ortak çalışmışlar. ABD’de toplam 294 ortak araştırma yayını yapmışlar. Microsoft, Çin’de Tsinghua Teknik Üniversitesi’yle 227, ABD’de Carnegie Mellon Teknik Üniversitesi’yle de 226 araştırma yayını yapmış.
En üstteki 27 üniversite bilgi ve materyal zenginliğinin kanıtı. Ama aynı zamanda onları “onlar” yapan zihniyet daha da önemli: Princeton, 2016’da öğrenci olmak için başvuran 27 bin 290 gencin sadece yüzde 6’sını (bin 948) kabul etti. Harvard’da bu oran daha düşük: Yüzde 5.2. Komşusu MIT daha cömert: 2016’da başvuran 20 bin 247 gencin yüzde 7.1’ini kabul etti: Bin 438 kişiyi.