Endüstri 4.0 bir devrim değil, evrim
Akıllı cihazların çift yönlü olarak haberleşebilmesi, yeni bir kavram değil. Keza akıllı kontrolörler, robotik uygulamalar, akıllı sensörler, büyük veri, bulut bilişim, siber güvenlik gibi teknolojiler de uzunca zamandır sanayinin ve hayatın birçok alanında var. “1968’de Schneider Electric ilk Programlanabilir Lojik Kontrolörü (PLC) icat etti. Günümüzde ise nesnelerin interneti entegrasyonu ile fabrikalarda imalat süreçlerinin toplam değerler zincirini optimize ederek, Endüstri 4.0 akıllı imalat konseptine öncülük ediyoruz” bilgisini veren Schneider Electric yetkilileri, şu detayları paylaştı:
“Geleneksel müstakil sistemler gerçek zamanlı olarak birbirileri ve insanlar ile haberleşebilmekte, büyük veri analizleri ve otomatize karar mekanizmaları ile artık optimize edilmiş süreçlerden söz edebiliyoruz. Uzaktan izleme ve kontrol ile nesnelerin otomasyonu uzun zamandır olan kavramlar. Nesnelerin interneti konsepti ile ortaya çıkan temel fark; internete bağlı olup veri üreten cihazların miktarı. IP altyapı özelliğinin maliyetlerinin oldukça düşmüş olması, her türlü cihazın internete bağlanabilir olmasının önünü açtı. 2020’ye kadar internete bağlı 50 milyar nesne olacağı öngörülmekte.”
Tüm bu nesnelerin biribirine bağlı olma durumu, muazzam bir veri havuzunu oluşturmakta, bu verilerin analizi doğrultusunda da akıllı kontrollörler sayesinde verilen gerçek zamanlı kararlar ile imalat süreçlerinden tedarik zincirine, enerji dağıtımından bina yönetimine sonsuz bir yelpazede verimlilik, esneklik ve minimum hata elde edilmekte. Endüstri 4.0 ise bir işletmede tedarikten imalata, satıştan sevkiyata hatta satış sonrasına toplam değerler zincirinin tek çatı altında gerçek zamanlı büyük veriye dayanarak optimize edilmesi. Bu sayede işletmeler maliyet avantajının yanısıra, esnek ve minimum hatalı imalat imkanı elde etmekte. Hatta optimizasyon tek bir işletme ile sınırlı olmayıp, birbiri ile çalışan iş ortaklarının aynı omurga üzerinde buluşarak birlikte sağladıkları hizmette verimliği arttırabilecek. Bu anlamda Endüstri 4.0; üretim teknolojileri ile bilişim teknolojilerinin birleşmesinden doğan verimlilik, konvansiyonel iş süreçlerinin dijital iş süreçlerine dönüşmesi ve sadece üretim aşamasını değil, tedarikten satış sonrasına kadar tüm süreçlerini kapsamakta. Schneider Electric yetkilileri, kurumsal çözümlerinin buradaki payını ve İK odaklı ihtiyaçları şöyle anlattı:
“Donanım anlamında Endüstri 4.0 yaklaşımımızın temelini; ethernet tabanlı, siber-güvenli bağlanabilir ürünler oluşturuyor. Hedefimiz 2020 yılına kadar 5 milyon IP atanabilir cihazı sistemlere entegre etmek. Bu doğrultuda, öncü olacak Endüsrti 4.0’a uygun Hız Kontrol Cihazları, PLC’ler, kontrol panelleri geliştiriyoruz. 2015’te lansmanını yaptığımız Altivar Process hız kontrol cihazları içerdiği kontrol fonksiyonları ve kendiliğinden bakım özellikleri ile akıllı cihazlara örnek gösterilirken, dahili Ethernet ve webserver ile her türlü otomasyon sistemine entegre edilebilmekte. e-PAC M580 ise kontrolör ethernet omurgası ve siber güvenlik özelliğiyle Endüstri 4.0 teknolojilerine öncülük eden ürünlerden. Yeni geliştirdiğimiz Masterpact MTZ kesicimiz, bağlanabilir olma özelliği, gerçek zamanlı izleme ve kumanda özellikleri ile operasyonda güvenliğin çıtasını yükseltmekte. Endüstri 4.0 yaklaşımında ethernet tabanlı, akıllı ürünlerin yanısıra, akıllı sistemler ve yazılımlar da önemli. MachineStruxure ile makinelere, PlantStruxure ile hibrit otomasyon sistemlerine, Foxboro ile gelişmiş otomasyon sistemlerine yazılım sağlıyoruz. Endüstri 4.0 dönüşümünün ülkemiz sanayisi açısından önemli olduğuna inanmakla beraber, bu dönüşüm için akıllı cihaz ve sistemler kadar, yetkin insan kaynağının da çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda eğitim kurumları – sanayi işbirliğinin öneminin bilincide olup, birçok platformda eğitim ve işbirliklerimize aralıksız devam ediyoruz.”