Endüstriyel sektörlerde iş gücünü etkileyen beş trend
Havacılık ve savunma, yapı ürünleri, elektrikli ekipman, makine, inşaat ve mühendislik gibi sektörlerden oluşan küresel endüstri dünyası modern küresel ekonominin önemli temellerinden birini de oluşturuyor. ManpowerGroup tarafından hazırlanan “Endüstriyel Çalışma Dünyası 2024 Görünümü” raporunda, günümüzde endüstriyel sektörlerdeki iş gücünü etkileyen en önemli beş trend ve bu trendlerin gelecekte neden olacağı değişimler mercek altına alınıyor.
Hazırladıkları rapor hakkında değerlendirmede bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, “Sanayi dünyası değişimlere alışkın olsa da 2020’den bu yana değişimin hızı ciddi derecede arttı. Son yıllarda, sanayi liderleri küresel bir pandeminin, tedarik zinciri darboğazlarının, yüksek enflasyonun, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en büyük savaşın, üretimde yerelleşme baskılarının, karbon ayak izini azaltmaya yönelik artan taleplerin ve giderek artan yetenek kıtlığının üstesinden gelmeye çalıştı. Endüstri dünyası son yıllardaki bu zorlu süreçten güçlenerek ve gelecekteki yeniliklere daha fazla odaklanarak çıktı. Öte yandan endüstriyel otomasyon teknolojilerinin hızlanması ve sürdürülebilirlik çalışmaları da parlak bir gelecek için umut veriyor. Yeni nesil yetenekler iş gücüne katıldıkça, en önemli zorluklardan birisi de geçmişten gelen yanlış algıları ortadan kaldırmak olacaktır. Çalışma dünyasında bu yanlış algıları şimdiden ortadan kaldıran işverenler rekabet avantajı elde edecektir. Bu raporumuz ile gelecekte çok daha önemli hale gelecek trendleri analiz ederek iş verenlerin işe alımlarda izleyebilecekleri bir yol haritası sunuyoruz” dedi. ManpowerGroup’un raporunda iş veren ve iş arayanlar arsındaki ilişkiyi gelecekte çok daha fazla şekillendireceğini açıkladığı beş trend şunlar:
1. Trend: Teknoloji ve yetenekli çalışanlar önem kazanıyor
Dünya genelinde artan ham madde ve iş gücü maliyetleri, endüstriyel teknolojilerdeki hızlı ilerlemelerle kesişiyor. ManpowerGroup’a göre bu kesişim endüstride işverenler ve çalışanlar için daha parlak bir geleceğin başlangıcı olabilir.
• Endüstriyel işverenlerin yüzde 59’u yapay zekâ, makine öğrenimi ve sanal gerçeklik gibi gelişmekte olan teknolojilerin çalışan sayıları üzerinde olumlu etkisi olacağına inanıyor.
• İmalat liderlerinin çoğu (yüzde 62), önümüzdeki 12 ay içinde operasyonel verimliliği artırmak için robotik ve otomasyonun en önemli yatırım öncelikleri olacağını söylüyor.
• Dijital dönüşümde uzman yeteneklere yönelik yüksek talep devam edecek ve endüstri dünyasındaki işverenler bu çalışanlar için başka sektörlerle rekabet etmek zorunda kalacak.
• Sürekli beceri kazandırma ve yeniden beceri kazandırma, çalışanları giderek daha sofistike hale gelen otomasyon araçlarını kullanacak şekilde eğitmenin anahtarı olacaktır.
• Artan otomasyona rağmen imalat çalışanlarına olan talebinin devam etmesi; yeterli bir yetenek havuzu oluşturmayı ve bu yetenekleri elde tutmayı kritik bir iş önceliği haline getirecek.
2. Trend: Endüstriyel dünyada dönüştürücüler birleşiyor
Endüstri sektörlerindeki üst düzey liderler küresel ekonomideki değişikliklere yanıt olarak işlerin dönüşümüne kilit önemde öncelik verecek. Yeni iş modelleri, yeni malzemeler ve müşteri deneyimine yenilenen odaklanma bu dönüşüm içerisinde olacak.
• İmalat liderlerinin üçte ikisinden fazlası (yüzde 85) Hizmet Olarak Üretimi (PaaS) düşünüyor ve bu alana yatırımların 2023 yılında 100 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
• Taşeron iş gücünün optimizasyonu, birden fazla müşteriye ve değişen taleplere hizmet veren PaaS operasyonları için kilit öneme sahip olacak.
• Beceri geliştirme ve yeniden beceri kazandırma faaliyetleri, katmanlı imalat ve hızlı prototipleme gibi hızla gelişen teknolojilere ayak uydurmalı.
• Endüstriyel sektörlerdeki büyük oyuncuların, talep gören müşteri deneyimi (CX) ve kullanıcı deneyimi (UX) geliştirme uzmanlığına sahip olmak için diğer sektörlerle rekabet etmesi gerekecek.
3. Trend: Esneklik daha da önemli hale geliyor
Tedarik zincirinde önemli aksaklıkların yaşandığı son yıllarda, küresel üretim operasyonlarında daha fazla esnekliğe sahip olmanın ve riskleri azaltmanın aciliyeti artıyor. ÇSY (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerini ve hükümet düzenlemelerini karşılamak için tedarik zinciri şeffaflığına duyulan ihtiyaç da artıyor.
• Artan jeopolitik gerilimlere yanıt olarak, tedarik zincirlerinin yakın bölgelere ve ülke içine taşınması hızlanıyor. Hatta ABD ve Avrupa’daki imalatçıların yüzde 70’i şu anda operasyonlarının bir kısmını bu şekilde yürütmek için taşıma projeleri olduğunu söylüyor.
• Daha önce uzman tedarikçiler tarafından (çoğu durumda farklı kıtalarda) yürütülen işlevlerin dikey entegrasyonu, küresel yetenek açığının olduğu bu çağda yüksek vasıflı iş gücü gerektirecek.
• Farklı sektörlerdeki imalatçılar faaliyetlerinin büyük bir kısmını aynı anda ülke içinde konumlandırdıkça vasıflı mesleklerdeki yetenekler için rekabet de artacak.
• Gelişmiş pazarlarda iş gücünün yaşlanması, daha fazla yerel üretimin devreye girmesiyle aynı zamana denk geldiğinden vasıflı imalat yeteneklerinde eksiklik ortaya çıkacak.
4. Trend: Endüstride yeşil yakalı çalışanlar ortaya çıkıyor
Yeşil teknolojiye yapılan yatırımlar dünya çapında arttıkça yeşil inovasyonu sürdürmek için gereken yetenekli çalışanları bulma yarışı da kızışıyor. Sektörler arasındaki rekabet ve yaşlanan iş gücü gerçeği de dikkate alındığında işverenlerin bu alanda en iyi yetenekleri işe almaya ve elde tutmaya sürekli odaklanması gerekecek.
• Endüstriyel sektörlerdeki yeşil yetenekler için rekabet çoktan başladı. Küresel çapta endüstri dünyasındaki işverenlerinin yüzde 74’ü yeşil işler veya beceriler için şu anda aktif olarak işe alım yaptıklarını veya yapmayı planladıklarını söylüyor.
• Endüstri dünyasındaki işverenler en çok imalat ve üretim (yüzde 44), mühendislik (yüzde 37), operasyon ve lojistik (yüzde 30), satış ve pazarlama (yüzde 22), BT ve veri (yüzde 22) gibi teknik vasıflara ihtiyaç duyulan sektörlerde yeşil pozisyonlar için işe alım yapmakla ilgileniyor.
5. Trend: Yaşamak için çalışmak
Yaşlanan iş gücü, azalan doğum oranları, imalat işine ilişkin olumsuz algılar ve diğer sektörlerden gelen rekabetin birleşimi, kalifiye iş gücü bulmayı ve elde tutmayı endüstriyel sektörler için sürekli bir zorluk haline getirecek.
• Otomasyonun her zamankinden daha güvenli hale getirmesine rağmen imalat sektörü, hala çalışanlar arasında çok kirli, tehlikeli ve fiziksel olarak zorlayıcı olarak algılanıyor. Bu imaj sorunu özellikle kadınlar açısından çok ciddi. Kadınlar tarım dışı iş gücünün yüzde 47’sini oluşturmalarına rağmen, imalat iş gücünün yalnızca yüzde 30’unu oluşturuyor.
• Sadece havacılık ve savunma sektörlerinde iş gücünün üçte biri 55 yaşın üzerinde ve önümüzdeki yıllarda bu kişilerin emekli olmaları bekleniyor. Onlar emekli oldukça daha genç ve “daha yeşil” bir iş gücü yetiştirme ihtiyacı da artacak.
• Yavaşlayan ekonomik büyümeye rağmen, dünya genelindeki endüstriyel işverenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 77) ihtiyaç duydukları vasıflı yetenekleri bulmakta hala zorlandıklarını söylüyor.
Raporun tamamı için tıklayın