ENKA İnşaat Bilgi Teknolojileri Müdürü Mustafa Eşitgen: “Servis Sağlayıcıların Kullanıcılarla Empati İçinde Olmasını Bekliyoruz”
“Eğer IoT teknolojisini bir dağ gibi düşünecek olursak biz şu anda potansiyel olarak o dağın eteklerindeyiz. Önümüzdeki yıllarda IoT teknolojisinin hayatımıza çok hızlı bir şekilde gireceğini şimdiden söyleyebiliriz. Bütün cihazlar, insan eli değen her şey günün birinde IoT cihazına dönüşecek.
Bizim için IoT uygulamalarının potansiyel kullanımı iki alanda yoğunlaşıyor. Bunlardan birisi iş güvenliği. Bilindiği gibi, inşaat sektörünün emek yoğun ve makine yoğun bir sektör olması dolayısıyla iş kazaları, sektördeki en büyük riski oluşturuyor. Şimdiye kadar büyük ölçüde tutturduğumuz sıfır iş kazası hedefimizi daha iyi, daha mükemmel şekilde yerine hale getirmek için giyilebilir teknolojileri kullanmak, bütün çalışanlarımızın baretlerine ya da giysilerine takacağımız IoT cihazlarla iş güvenliğini en yüksek düzeyde sağlamak istiyoruz. Bu cihazlar sayesinde çalışanlarımızın tehlikeli alanlara güvensiz bir şekilde yaklaşmalarını önleyebilmeyi, iş makineleri çevresindeki çalışmalarını daha güvenli hale getirmeyi öngörüyoruz. Öte yandan, elektronik cihazların çalışanlarımızda bir güven duygusu yaratarak kendilerini korumasını sağlayan reflekslerini bastırmasından, “nasıl olsa beni makineler koruyor, hayatım güvende” düşüncesi ile sahte bir rahatlık oluşturması konusunda endişelerimiz de var. Pilot uygulamalarla, farklı alternatifleri deneyerek bunları aşmaya çalışıyoruz.
IoT uygulamaları konusunda ikinci büyük alanımız iş makinelerinin yönetimi olacak. İş makinelerinin kontrolünde IoT cihazları ve sensörler çok önemli. İş makine üreticileri sattıkları ürünlere IoT cihazları da takıyorlar ancak bunlardan alınan verilere dışarıdan erişilmesine izin vermiyorlar ve bu verileri sadece kendi özel uygulamalarında kullandırıyorlar. Ancak bizim birçok marka altında iş makinelerimiz var ve biz bunları tek bir platformda takip etmek istiyoruz. Bütün iş makinelerini yönetmek üzere geliştirdiğimiz ekipman yönetim sistemimizde makine ve ekipmanımızın yakıt sarfiyatını, güç kullanımını, motor devirlerini, hidrolik basınç, tork gibi değerlerini anlık olarak izlemek istiyoruz. Bu sayede çok önemli bir maliyet avantajının yanı sıra enerji tasarrufu sağlayarak çevreye olan etkimizin azalması sonucunu da elde edeceğiz. Ayrıca iş makine arızalarını proaktif olarak önceden tespit ederek bu yüzden oluşabilecek iş kazalarını önleyebileceğiz. Yeni düzenlemeler uyarınca Avrupa Birliği içinde satılacak bütün iş makinelerinin veri yapıları standartlaştırılıyor ve bu verilerin açık bir şekilde paylaşımı zorunlu hale geliyor. Esas olarak bu gelişmeden sonra iş makinelerinde IoT uygulamaları bizim için bir anlam ifade edecek.
Yurtdışında birçok dünya şirketiyle rekabet ediyoruz. Bazılarıyla da iş birliği yaparak ortak projeler yürütüyoruz. Şunu övünerek söyleyebilirim ki bütün ortak girişimlerimizde, yıllar içinde geliştirdiğimiz yazılım ürünleri kullanılıyor. Bu bakımdan iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Projelerimizde bulut bilişim hizmetlerini kısmen kullanmaktayız
Bulut bilişim konusunun iki farklı yüzü var. Birincisi bulut bilişimin erişilebilirlik, hız, performans ve maliyet avantajları sağlaması. Ama öte yandan bulut bilişim birtakım riskleri de beraberinde getiriyor. En ufak bir sorun yaşandığında kendi ekiplerimizin bu sorunu bir an önce çözmek için gösterdiği titizlik ve hassasiyeti servis sağlayıcının ekiplerinde bulamayabiliyorsunuz. Sizin için ölüm kalım meselesi olan bir erişilebilirlik veya güvenlik sorunu, servis sağlayıcı için olağan bir vaka olabiliyor; tecrübe kazanılacak, çözüldüğü zaman kutlanacak bir şey haline geliyor. Bu en büyük risklerden birisi. Bu yüzden servis sağlayıcı şirketlerin SLA anlaşmalarının soğuk metriklerinin ötesinde, kullanıcılarıyla sıcak bir ilişkiyi sürdürmelerini ve tam bir empati içerisinde olmasını bekliyoruz.”