Entegrasyon becerisi, veriye anlam katıyor
TIBCO Software, ağ yapısındaki veriye dayalı tüm başlıkları hızlı biçimde entegre ederken, verinin değer üretebilmesi için de gereken platformu iş dünyasına sunuyor.
Dijital dönüşüm ve daha akıllı iş yapma yöntemlerini arayış artık her ölçekte her sektörden şirketin önceliği. Bu gerçek ışığında TIBCO Software ve Türkiye iş ortağı INFOLITIK, 14 Eylül’de İstanbul’da ‘TIBCO Connected Intelligence-Digital Insight Türkiye’ etkinliğine imza attılar. Sunumunun ardından bir araya geldiğimiz TIBCO CTO’su Maurizio Canton ile entegrasyon gerekliliğine karşı dikkat edilmesi gereken başlıkları, veri havuzunun büyümesi karşısında analitik yetkinliklerin nasıl gelişmesi gerektiğini ve Türkiye pazarını konuştuk:
Geldiğimiz noktada analitik, nasıl bir öneme ve gerekliliğe sahip?
Eskiden insanlar çoğunlukla geleneksel iş zekasına bakar, veriyi toplar ve onun üstünde bir şeyler kurgulamaya çalışırdı. Gerçek zamanlı bir sonuç ihtiyacı, mobilite ve sosyal medya yoktu. Bu nedenle insanlar, düzenli aralıklarla hazırlanan raporlara bakıp işin nasıl gittiğini anlamaya çalışırdı. Hatta bazen bu raporlara bile bakmazlardı. O günden bugüne değişen temel unsur ise dijitalin ve sosyal platformların büyümesi, burada biriken veri miktarının çok büyük olması. Bu bilgiye eskiden olduğu gibi bugün de ihtiyacınız var, ama artık daha fazlası da gerekli. Çünkü karar alma süreçleri artık çok farklı. İş süreçleri ve gereklilikler, kurumsal beklenti ve davranışlar da köklü bir değişim geçirdi. Verilerden tahmine dayalı, proaktif hamleler önem kazandı. Hem de her sektörde. Böylece geleneksel ‘raporlama’ yapısından, daha etkileşimli ve öngörüye ayalı bir analiz yapısına geçiyoruz.
Bu geçiş bir gereklilik mi? Öyleyse, kurumsal farkındalık ne seviyede?
Bence bu konuda önemli bir farkındalık var. İşini, tüketicini, iş ortağını, rakibini tanıyorsan, o zaman zaten bu yönde bir yatırım kararı alman gerektiğini de bilirsin. Tek gereken tüm bilgileri toplayıp bunları doğru ayrıştırabilmek. Bu tarz bir çözüm size proaktif adımlar atma imkanı sunar, müşteri ihtilaçlarını öngörebilmenizi, yaptığınız bir sunuma müşteri tepkisini en doğru biçimde görmenizi sağlar. Bir benzin istasyonunda pompanın ne zaman bozulacağını öngörebilmek ve bakım-onarımı buna göre yapmak, trafik sıkışıklığı olabilecek bir yol yerine farklı bir rotayı kullanmak, öngörülere dayalı analitiğin verimli sonuçları arasında. Sektör bazlı farklar elbette vardır, ama hepsinin ortak noktası geçmişten bugüne en büyük farkı da ortaya koyuyor: Tüm tüketicilere aynı değil, her bir tüketiciye ona özel iletişim politikası ve sunumla ulaşmak şart. Korelasyonlar burada öne çıkıyor ve anlamlı sunumların de temeli oluyor. Her bir müşteriye onun özel olduğunu hissettirecek bir teknik gerekliliği var. Bu arada, ben de müşterisi olduğum şirketin, benim bilgilerimi doğru kullanarak bana teklif sunmasından memnun oluyorum. Bu dinamik yaklaşım her sektörde var. Bu yaklaşımla gelen değişim de sigorta gibi birçok sektörde köklü değişimleri doğal olarak beraberinde getiriyor.
Nasıl bir değişim?
Müşteriyi merkeze alıyorlar ve işiniz odağında tüketici ile sürekliliği olan etkileşim var. Kişiselleştirilmiş bir yapı, doğru kurgu ve sürekliliği olan izleme önemli.
Hangi sektörler burada öne çıkıyor?
Telekom ve perakende ön planda. Bankacılıkta ise fintech’ler bankaları değişime zorluyor. Tüketici bakış açısı ve beklentileri sürekli takip edebilmek önemli. Çünkü tüketicinin her başlıkta sayısız tercih imkanı var. Sizin de hangi sektörden olursanız olun, bu seçenekleri ve onların sizin potansiyel müşterinize tekliflerini takip edebilmeniz gerek. Sizin mağazanızın olduğu sokakta yolun sonundaki diğer mağaza tek rakibiniz değil artık. Elinizdeki veriyi doğru kullanmanız gerektiğini, veri ve kullanım alışkanlıklarınızı düzenlemeniz gerek. Sahip olduğunuz büyük veriden değer yaratabilmeniz gerek ve makine öğrenimi, yapay zeka gibi yenilikler bunu daha da önemli kılacak. Veriyi toplayıp, analiz edip sürekli öğrenmek ve sürekli buna bağlı adımlar atmak günümüzün iş modeli.
Peki kurumsal bazda ekipler bu değişimde nasıl bir yere sahip? Sonuçta bunlar eskiden sadece BT biriminin işiydi.
Evet doğru, ama artık bir şirkette her departmanın farklı öncelilerle de olsa görevi bu. BT’nin görevi ise platformu, kullanım kolaylığı ve hızlı yapıyı sunabilmek. Yani yönetim ve kontrol yapısı BT biriminin önceliklerini yansıtmalı. İş birimleri içinse kullanımı kolay bir iş uygulaması. Böylece geçmişte önemli bir sorun olan iş birimi-BT birimi arasındaki boşluğun büyük ölçüde kapandığını da söyleyebiliriz. Bu da BT birimlerinin rutin işler yerine, süreli ihtiyaç takibi yapıp geliştirmelere odaklanabilmesini sağlıyor. Platform ise bu felsefenin temeli.
IoT ve M2M bu felsefeyi nasıl değiştirecek?
Sırf bir F1 yarışmasındaki tek bir aracın sensörleri ile ürettiği tek bir yarıştaki terabaytlarca veriyi düşünün. IoT işte bu yönüyle hem fırsat hem risk. Bağlantı gücü ve milyarlarca cihazın sürekli bağlantı içinde olması bir gereklilik olacak, bu cihazlar kendi aralarında konuşacak ve sürekli devleşen bir veri gerçeği karşımıza çıkacak. Peki tüm bu veriye ihtilacım var mı? Hayır. Burada da ikinci risk ve fırsat noktası ortaya çıkıyor: Güvenlik. Yani tüm bu bağlantıların güvenliğini nasıl sağlıyorum? Uç noktada daha fazla güce sahip olmak burada en doğru yanıt. Yani güvenlik uç noktadan başlamalı. Analitiğe uygun işlemci yapısı burada önem kazanıyor. TIBCO’nun çözümleri burada öne çıkıyor. Tabi burada doğru çözümü bulmak, danışmanlık yetkinliği ile buluşmak zorunda ve biz bunu sunuyoruz.
EMEA bölgesini ve Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok parlak bir bölge ve Türkiye özellikle birçok farklı sektörde çok güçlü müşteri tabanına sahip. Infolitik iş ortağımız ve onlarla çok güçlü bir bağımız var. Burada bir ofisimiz olmasından ziyade, yetkin bir iş ortağının gücüne daha çok güveniyoruz. Bu TIBCO çözümlerine de yerel pazarda güven sağlıyor. Türkiye pazarında iş ortağı sayımızı artırmak için de detaylı çalışmalar yapıyoruz. Doğru bir yerel iş ortağı ile çalışmak bizce en doğru iş modeli. Müşterilerin de bu yapıdan memnun olduklarını görüyoruz.
2017 yılı nasıl geçiyor ve 2018 planlarınız neler?
2017 yılı iyi geçiyor hedeflerimize paralel ilerliyoruz. Hatta muhtemele en iyi dönemlerimizden birini yaşıyoruz. Çünkü analitik projeleri, tahmin mekanizmaları ve entegrasyon projeleri çok. 2018 yılında da çözümlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Satın alma tarafında aktifiz. Platformu daha da geliştirebilecek yapıları bünyemize katmaya öncelik veriyoruz. İş ortaklarımızla çalışmalarımız da bu süreçte önem kazanıyor.